- 18.08.2017 00:00
Gerede de türbesi bulunan Şeyh Hacı Halil efendinin oğlu Mustafa, delikanlılık yıllarında içkiye alışmış ve her akşam eve sarhoş gelirmiş.
Annesi ve babası bu duruma çok üzülürmüş.
Bir gün Hacı Halil Efendi, oğlunun içki içtiği Rum meyhaneciye giderek, oğlunun istediği kadar içki içebilmesi için ve arkadaşlarının yanında da parasızlık yüzünden içki içemeyip mahcup olmaması için, Rum meyhaneciye para verip, oğlu ne kadar içki içmek isterse vermesini istemiş.
Fakat bu içkilerin parasının da nereden geldiğini kimseye söylememesini rica etmiş.
Mustafa, meyhanede istediği kadar içki içer ve meyhaneci hiç para istemez.
Mustafa sarhoş haliyle düşünüp, meyhanecinin niçin para istemediğini sorar.
Meyhaneci de söylemek istemez.
Mustafa’nın aşırı ısrarı üzerine, meyhaneci olanları anlatır.
Mustafa bu duruma çok üzülür ve böyle dindar üstelik şeyh bir babanın evladının da böyle sarhoş olması çok utanılacak ve çok ayıp bir şey olduğu için Mustafa daha da kederlenerek sarhoş olup o haliyle eve döner.
Eve gelirken, Mahdı Pınarının yakınında, babasının asasının ışıkları kendisine yol gösterir.
Babasının asası sanki kendisini eve çekiyor.
Tam o sırada Hacı Halil Efendinin annesi, Hacı Halil Efendiyi elinde asa ile odasında, asayı sağa sola sallayarak “Çekilin bakalım o benim oğlum.
Yol verin bakalım o benim oğlum.” dediğini görür.
Annesi “Hayrola oğlum, ne yapıyorsun?” dediğinde, hacı Halil Efendi “Cin taifesi oğlumun önünü kesip musallat oldular, kötülük yapmak isterler.
Oğluma yol açıyorum.” der.
Bu olaydan sonra Mustafa içkiyi bırakır ve babasının ilminden ve feyzinden istifade etmeğe başlar.
Yorum Yap