- 5.02.2017 00:00
Bolu’nun hayırseverlerinden halim selim ve sevecen bir insan. Yedek Süvari Üsteğmen. 1920 tarihinde İstanbul’dan kaçarak Ankara’ya gelir. Kime nereye gideceği belli değil. Sora sora gideceği askeri birliği öğrenir. Kurtuluş savaşına katılmak için İstanbul’dan kaçarak geldiğini söyler. Abidinpaşa Talimgâhı Süvari Birliği’nde hoca olarak göreve başlar. Bir süre sonra Garp Cephesinde kurulan 29. Süvari Alayına tayin edilir ve birliği ile Eskişehir-Kütahya ve Sakarya Muharebelerine iştirak eder. Sakarya Savaşında HaymanaGüzelimkale’de kendi yaralanır, atı da ölüp üzerine düşer ve ancak bir saat sonra kurtarılabilir. Kısa bir tedavi gördükten sonra tekrar savaşmaya devam eder. Yiyecek ekmek bulamadıkları için tarlalardaki yeşil arpa başaklarını ateşte kavurarak yerler. Haymana’da bozulan Yunan birliğini, savaşarak takip edip Afyon’a kadar giderler. Alayın 3. Süvari Fırkası; Afyon Cephesini piyade birliklerine terk ederek, Bolvadin-Çay-Sandıklı-Çivril üzerine hareket emri alır. Çivril-Sarıbaba’da, düşman mevzilerine taarruz sırasında sağ omuz ve kürek kemiğinden şarapnel ile yaralanır ve 24 kişilik takım da tamamen şehit olur.
6 saat sal üzerinde taşınır ve sonra da bir köyden alınan kânı arabası ile Sandıklı’daki seyyar hastaneye ulaştırılır. 10 kişi tarafından tutularak bayıltılmadan ameliyat edilir ve olumlu bir sonuç alınmaz. Oradan Isparta hastanesine nakledilir. Orada da iki defa ameliyat edilir ve sonuncusunu da M. Kemal Öke yapar. Ameliyat sonrası öldü denilerek ölüler koğuşuna alınır. Mezara gömmek için gelenler, gözlerinin kıpırdadığını fark ederek “yahu bu ölmemiş” derler, tekrar hasta koğuşuna alıp tekrar tedaviye başlarlar ve 3 ay hava değişimine gönderirler. Daha sonra büyük taarruzdan iki ay evvel, Akşehir’deki Süvari Kolordusu 2. Süvari Fırkası, 20. Alay, 4. Bölük kumandanlığına tayin edilir. Kolordu, 20 Ağustos’ta hareket emri alır ve Sandıklı’ya doğru hareket eder. Gece yürüyüp, gündüz de köy içlerinde yatarak gizlenirler. Kolordu; ordunun sol cenahını, Balmahmut sırtlarını tutar. 26 Ağustos sabahı muharebeye girişirler ve düşmanı bozup, Altıntaş mıntıkasına yönelirler. Karacaören köyünde muharebeye giriştikten sonra Kütahya’dan gelmesi beklenen düşman kuvvetlerinin yolunu kesmek üzere Dumlupınar’a hareket ederler. Burada da düşmanı bozguna uğratıp İzmir yönüne takip ederek kaçırırlar.
Gediz-Kula ve Dereköy çarpışmalarında çok şehit verirler ve bununla beraber düşman bölünür ve ağır zayiata sebep olur. Alaşehir’in tamamı yanar, Manisa ve Horozköy’de de çarpışmalar devam eder. Fırka, Sabuncubel-Bornova üzerinden İzmir’e hareket eder. Bornova’da ateş açılır, köprüden geçişe mani olunmaya çalışılır ve bir kuşatma ile köprü geçişe açılır. Arkadan yetişen Alay Komutanı Binbaşı Kazım Bey’den Alsancak Kordonboyu yolu ile Askeri Kışlayı işgal emri alır. Süratle hareket ederek Alsancak’a ulaşır. Burada, İngiliz ve Fransız Bahriye askerleri selama dururlar ve buradan geçerek Kordonboyu’na varırlar. Yunan askerlerinin her tarafı doldurmuş olduğunu görürler. Yunan askerleri silahlarını atıp açılarak yol verir. Bu esnada 100-150 metre ilerindeki iskelede bir bomba patlar. Hacip Bey, takımı ile beraber oraya gider. 4. Piyade Alayı Kumandan Muavini Yüzbaşı Şerafettin Bey’i yaralı olarak orada oturduğunu görürler. Hasip Bey’den at ister ve o da “Arkadan bölük geliyor, ben kışlayı işgal emri aldım derhal oraya gitmem lazım” deyip oradan ayrılır. Askeri kışlaya ulaşır ve gönderine de Türk bayrağını çeker. Kışladaki Yunan askerleri gurup gurup gelerek teslim olurlar. İzmir’de ilk defa Türk bayrağını göndere çeken kişi olur.
9 Eylül gecesini kışlada geçirirler ve ertesi gün de öğleye doğru piyade tümeni yaya olarak İzmir’e girerek toplarını Kadifekale’ye yerleştirir. Öğleyin Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile beraber otomobille hükümet meydanına gelir ve yere bir harita sererek, aralarında bir müzakere yapıp, Fırka Komutanı Zeki Bey’e, hemen hareket edip Aydın’dan gelen düşman piyade Tümeni’nin imha edilmesi emrini verir. Hemen hastane bayırından Seydiköy’e hareket ederler. Bu esnada düşman askerleri İzmir’e ateş açarlar. Kadifekale’ye yerleştirilen toplarımız buna karşılık verir ve Seydiköy civarında muharebeye tutuşurlar. Düşmanın bir kısmı Urla istikametine kaçarken, bir kısmını da esir alarak çatışmayı sona erdirirler. Fırka iki gün Kadifekale’de istirahat ettikten sonra emir gereği, Dikili-Ayvalık-Edremit istikametine devam ederler. Mudanya Mütarekesi akşamı Çanakkale’ye girerler. Bu sırada İngiliz Generali Harrigton ile de görüşürler. Hacip Şenünver 1964 tarihinde 64 yaşında kalp krizinden vefat etmiştir. Anılar: Ahmet Çakmak 2016.
Yorum Yap