Osmanlının son dönemlerinde hem Osmanlıyı hem de İslam’ı yıkıp parçalamak için gayri Müslimler yeraltında casus yetiştirip, onlara İslam’ı bir hoca kadar öğreterek, Osmanlının içine salmışlar. Onlar da hoca kıyafetine bürünerek köylerde imamlık yapmıştır.

Eskiden her köy kendi imamını kendi tuttuğu için köylü tarafından beğenilen imam adayı o köye imam duruyordu. Ayrıca bu imamlar şu gâvur icadı bu gâvur icadı, şu günah bu günah diyerek yavaş yavaş İslam’ı bozmaya, insanlar arasına fitne sokmaya çalışarak hem dini hem de devleti yıkmaya çalışmışlar.  

İşte bunlardan biri de Dörtdivan köylerinden birinde on sene imamlık yapmış. On sene sonra da aklı başına gelmiş ve bir gün cemaati toplayarak “komşular, bu güne kadar ben Müslüman değildim. Size Müslüman görünüp sizi aldattım. Ama ben bugün İslam’ın gerçek din olduğunu anladım ve Müslüman oldum. On senelik namazınızı iade edin ve bana da hakkınızı helal edin” demiş.

Rus Subayı İmam

Hayri Dinçer “Amcam Ruslara esir düşmüş. Rus komutanı esirleri teftiş ederken amcamın karşısına gelip durmuş. ‘Ooo! Ahmeda sen burada mısın?’ demiş. Amcam şaşırıp acayip acayip Rus subayına bakmaya başlamış. Rus komutan ‘Ne bakıyorsun? Tanıyamadın mı?’ demiş. Amcam ‘Tanıyamadım’ cevabını vermiş. Rus komutan ‘Filan tarihte sizin köyün imamı kimdi?’ deyince, amcam ‘Ooo! Hoca efendi sen misin?’ der. Rus komutan da ‘Evet benim ya.’ diye karşılık vermiş.

Hayri Dinçer “Evlatlarım! Düşman, Müslümanları içten yıkmak, parçalamak, memleketimizde fesat çıkarmak ve bir devlet içindeki bilgiyi kendi devletine ulaştırmak, kendi devleti lehine kullanmak için casus yetiştirip, yıkmak istedikleri devletlerin içine bu casusları sokarak o devletleri bozmaya çalışıyorlar. Bilhassa Milletin hassas olduğu konularda o eğittikleri casuslar halkın içine girip, onların arasına fesat sokabiliyorlar. Onun için Müslümanların çok uyanık olması lazım.” derdi…