ERBAKAN HOCA'DAN SONRA

  • 2.03.2011 00:00

      01.03.2011 tarihi bir gün.

         Bu lafı, alışılmış bir lakırdı olarak söylemiyorum. Hakikaten inandığım ve samımı olarak tarihi bir kırılma, gördüğüm için bu gün yaşananları tarihi bir sürecin başlangıcı, bu günüde; tarihi bir gün olarak görüyorum.

        Bu kanaate varmamın sebebi, hocanın vefatı dolayısı ile söylenen ve birçoğunu “timsahın gözyaşlarına” benzettiğim methiyeler sebebi ile de söylemiyorum.

         Sanıldığı veya tahmin edildiği gibi, Genelkurmayın, bu vefat dolayısı ile internet sitesinde yayınladığı taziye mesajı, gönderdiği çelenk ya da generallerin cenazeye katılmaları dolayısı ile de söylemiyorum. Çünkü bilinenin, yayılmaya çalışılan rivayetlerin aksine, askerin içindeki bir damarın zaten öteden beri hocayı çok sevdiklerini biliyorum. Hoca siyasete girdiği günden beri hemen bütün seçimlerde askeri lojmanlarda bulunan sandıklardan çok fazla oy almıştır.

         Hatta bu yüzden bazı generaller, lojmanlarda oturan personeli birçok kez uyarmışlardır. Bazıları subayları sorguya tabi tutarak açıkça “bu gericilere kim oy veriyor” diye onlara terör estirdiklerini herkes biliyor. Bu nedenle hoca, her zaman askerin üzerine titrerdi. Bunun için 28 Şubattan sonra onun askere toz kondurmadığını, bu gerçeği bilenler gayet iyi anlıyorlardı. Bu yüzden vefatı dolayısı ile askerin gösterdiği tavır şahsen beni hiç şaşırtmadı.

         Hocanın fikirlerini paylaşmadıkları halde; onun arkasından hayırla yâd edenlerde normaldir. İkiyüzlülük yapıp meth-ü sena edenlerinde bazı siyasi hesaplarını olmasını da anlıyorum. Ortada bir siyasi miras varsa ona talip olanlarda olacaktır. Bu camianın bunları fark edebilecek kadar feraset sahibi olduğunu da biliyorum.

         Benim bu güne “tarihi bir gün ve tarihi kırılma” dememin sebebi daha başka bir sebebe dayanıyor.

         Bundan sonra artık; milli görüş sadece bir partinin ideolojisi olamayacak. Artık partiler; “sen daha iyi, ben daha iyi milli görüşçüyüm” yarışına gireceklerdir. Çok uzun zamandan beri ifade etmeye çalıştığım, birçok yazımda yazdığım gibi; bundan sonra bu ülkede Milli görüşün içinde olmadığı bir siyasi projenin başarı şansının olmadığına samimiyetle inanıyorum. Daha önce bir yazımda da yazdığım gibi, bu konu; ABD’nin 1996 yılında yaptığı bir alan taramasında vardığı sonuçtur. Bu araştırmaya göre; milli görüş, 2000 yılında %45, 2005 yılında da%60 oy potansiyeline ulaşacağı kanaatini ortaya koymuştu. Onun için 28 Şubat tamamen dışarıda planlanarak yapılmış, hükümetin düşürülmesi ile yetinilmemiş, RP de hukuk hiçe sayılarak kapatılmıştır. Ancak sonuç değişmemiş, daha sonra yapılan seçimlerde Ak parti ve Saadet’in oyları küçük sapmalarla aynı neticeyi vermiştir.

         Önümüzdeki seçimlerde de ben şahsen AKP, SP, HAS. P ve TP’nin (bunlar milli görüşten türemişlerdir) toplam oylarının %60 dolayında oy alacağını düşünüyorum.

         Tarihi dememin sebebi ise biraz daha acıklı bir sebebe dayanıyor. Bana göre siyasi tarihimizin en büyük mazlumu olan Erbakan hocam; siyasete girdiği günden itibaren, Türk basını tarafından çok büyük bir “itibarsızlaştırma” operasyonuna tabi tutulduğu için hiç hak etmediği bir imajı kendisine yapıştırmışlardı.

          Artık böyle bir yıpratma şansları kalmadığı için milli görüşü yıpratamayacaklardır. Eğer cesaret edebilirler se, bu fikirleri eleştireceklerdir. Bu da gündemi milli görüşün siyasi gündemde tartışılması imkânını verecektir. Çünkü maalesef hiçbir seçimde bu fikirler hak ettiği ölçüde tartışılmadı. Artık bundan sonra bu fikirlerin müellifi değil savunucu ve bağlıları tarafından savunulacağı için bunun cazibesinin halkı çekeceği görülecektir.

         Bütün bu gerekçelerle hocamın ebediyete intikali ile kendisi artık aramızda olmasa dahi, fikirlerinin çok uzun süre iktidarda kalacağı bir döneme giriyoruz.

         Siyasette bundan sonra; “milli görüşün neye uygun olduğu değil, neyin milli görüşe uygun olduğu” tartışılacaktır. Bizde seçimimizi yaparken; kim bu görüşleri samimi olarak savunuyor? Kim bizi kandırmak istiyor? Ona bakarak seçimimizi yapacağız.

         Bu önümüzdeki seçimlerde bu yarış çok etkin bir şekilde yaşanacaktır. Hatta bana göre bugünden başladığına dair işaretler bile var. Daha şimdiden “sahte vasiyetler” bile fısıltı gazetelerinin manşetini süslemeye başladı. Onu için işimiz zor. Ferasetimize kuvvet…

         Bu vesileyle bir defa daha muhterem hocamı sevgi, saygı ve rahmetle yâd ediyorum. Ümmetin başı sağ olsun.

         Selamlarımla…    

           

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Sinem Gediz
    Sinem Gediz
    3.01.2011 11:37

    Ayselciğim yazın için tebrik ederim çok içten sıcacık bir yazı olmuş. komşun için çok üzüldüm başınız sağolsun. Bu arada ailedeki tek gazeteci ben olduğumu sanıyordum ama içimizde köşe yazarları bile varmış...:)) tekrar tebrikler canım...

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız