HASTAL ZİYARETİ VE ÇİFTE STANDART

  • 22.02.2011 00:00

 

 

         1997 yılında, Sincan da; Kudüs günü dolayısıyla bir program tertip edilmiş ve dönemin İran büyük elçisinin de izleyici olarak katıldığı bu etkinlik nedeniyle yapılan soruşturma sonunda etkinliği düzenleyenler ve destek verenler tutuklanarak, Ulucanlar cezaevine kapatılmıştı. Bende aynı yerde görevliydim.

 

         Tutuklananlar arasında Sincan belediyesinin o dönemki başkanı Bekir Yıldız ve belediye görevlileri de vardı. Dönemin Adalet Bakanı ile aynı partide siyaset yapan başkan Bekir Yıldız’a “geçmiş olsun” ziyareti yapan bakan’a denmedik laf ve yapmadık zulüm kalmadı. Suçu aynı parti de siyaset yaptığı bir insana tamamen insani sebeplerle geçmiş olsun ziyareti yapmaktı.

 

         Günlerce cezaevinin önünde pusuya yatan “necip Türk basını” olayı izleyicilerine aktarma gayretine girdiler. Bu vahim!! Olayın sebebini ve sonuçlarının adalete yapacağı olumsuz etkileri!! Tartıştılar. Hatta bu olayın bakandan sonraki sorumluları araştırıldı.

 

         Bu bağlamda bendeniz de sanık sandalyesine  oturtulup, soruşturmalardan geçirildim. İddia edildiğine göre; Kocaeli den bir duyarlı vatandaş!! Adalet bakanının ziyareti dolayısıyla suç duyurusunda bulunmuş. Verdiği dilekçesi Ankara C.Başsavcılığına ulaştırılmış. Başsavcı vekili Bekir Selçuk Bey, kızsam mı, gülsem mi ikilemi içinde ifademe başvurmuştu.

 

         Olay o kadar abesti ki; mantıklı bir izah tarzı bulmakta güçlük çekiyorduk. Adalet bakanı kendisine bağlı bulunan bir kurumu ziyaret ediyor, yasaya göre her zaman gidip, gezebileceği, denetleyebileceği bir kurumu ziyaret etmesinin sorumluluğu, o kurumun yöneticisine sorumluluk sebebi ve suç olarak değerlendiriliyordu. Şu anda Hatsalda ki, askeri cezaevi müdürü ne, amirlerinin ziyaretinin sorumluluğunu yüklemek gibi bir şeydir.

 

         Yanlış anlaşılmasın askerlerin cezaevi ziyaretlerini yargılamıyorum. Aslında normal olan, insani olan budur. Ben sadece yaşanan ikiyüzlülüğü dikkatlere sunmak istiyorum. Bu memlekette hemen her konuda; “derin” azınlık ile halk kesimleri arasında var olan çifte standart’a dikkat çekmek istiyorum. Nedense; bu ülkede, “herkes eşit, bazıları biraz daha eşit” mantığından hiç vazgeçilmiyor.

 

         Bakanın ziyareti olayında yaşananlar; “flaş haber” olarak gündeme taşınırken, kendisinden önce o makamı işgal eden meslektaşı Seyfi Oktay’ın sol terör örgütü mensuplarını ziyareti hiç gündeme getirilmedi.

 

         Hatta Seyfi Bey, Şevket Bey gibi, tek bir defa ziyaret etmemişti. Başta Ankara, İstanbul, Malatya olmak üzere birçok yerde ve yine başta Leyla Zana olmak üzere birçok terör örgütü mensubunu ziyaret etmişti. Ama hiç kimsenin, bu ziyaretleri sorgulamak aklına gelmemişti. Çünkü bir adalet bakanı istediği her cezaevine, istediği her zaman gidip, istediği herkesle görüşüp varsa şikâyetini dinleyebilirdi. Bu bakanın görevinin bir parçasıdır.

 

         Tıpkı genelkurmay başkanının Hatsal ziyareti gibi, ama ziyaret; iddia edildiği gibi; bir bazı “genç subayların, ya kavga et, ya istifa et” baskısına karşı mesaj olarak yapılıp yargı ile kavga için yapılmamalıdır.   Özellikle, bu ziyaretle tutuklulara; “sizi destekliyoruz, kurum olarak sizin arkanızdayız,” mesajı, askerin saygınlığı açısından sıkıntılı bir durumdur.

 

         Basına yansıyan haberlere bakılırsa; asker “susmak yerine mücadele yöntemini benimsemiştir.” Tespiti çok başka bir şeydir. Bu “suçluyu övme” olmasa bile onlara devletin ve kurumlarının sahip çıkması anlamına gelecektir. Herkesin anlaması gereken bir şey var. Yargılanmak, suç işlediği iddia edilen herkesi için yasal zorunluluk olduğu kadar, aynı zamanda onlar için aynı zamanda bir haktır. Bu hakka müdahale, sanıkları korumak değil, onları töhmet altında bırakmaktır.  

 

         Selamlar…       

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • bolulu mehmet
    bolulu mehmet
    23.02.2011 12:52

    Emin bey hazır yemek konusuna girmişsiniz birde 1,5 tllik ekmek içi tavukalarada bakın.çocuklarımızın sağlığyla oynanıyor.bu tavuğun maliyeti bu kadar düşükse o büyük tavuk firmaları lokantalarada ucuz versin o zaman.yada lokantacı kardeşlerim kendisine 5 verdiğini kendisi karşısına rakip olupta 1,5 satan firmadan almasın.yada lokantalar para toplayıp o büyük dediğimiz küçük tavuk fabrikasına yardım etsin :)

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız