İNTİFADALARDA MİLLİ GÖRÜŞÜN ETKİSİ

  • 6.02.2011 00:00

 

        Tunus’ta, Mısır da;(inşallah diğerlerinde) meydana gelen ve gelecek; kıyam-ı ümmetin gerçekleşmesinde; hiç şüphe yok ki en büyük etken; bu ülkelerde yaşayan Müslümanların kendi iç dinamikleri çok önemlidir. İnşallah bu kıyam mutlu sonla neticelenir de tâğutlar yıkılır; zalimler kaçınılmaz son’a uğrarsa bunun şerefi bu kıyama katılanların ve özellikle şehit olan mazlumlarındır.

 

         İç dinamiklerle zulme başkaldıracak güce ve cesarete ulaşmaları ve canları pahasına kıyam şuuruna ermeleri nedeniyle kendilerini tebrikle selamlıyor, dualar ediyoruz. Yaptıkları; dünya mazlumlarına örneklikleri, her türlü takdiri hak etmektedir.

 

         Bu zulüm diyarı haline getirilmiş İslam ülkelerindeki şuurlanmanın, iç etkenleri kadar dışarıda, diğer kardeş ülkelerdeki Müslümanların davaları için verdikleri mücadelelerden de etkilenildiği muhakkaktır.   

 

         Tunus için, etkenlerin başında; şu günlerde en büyük kıyamın yaşandığı ülkenin; başta şehit, Prof. Seyyid Kutup, şehit Hasan el Benna ve ilk ihvanın destansı mücadeleleri, Pakistan âlimlerin den Ebül Âlâ El Mevdudi gibi hepimize örnek olmuşlardı. Tabii ki etkileri büyük oldu. 

 

         Önderlik yapan büyüklerimizin yanında; ülkemizde ömrünü kendi ülkesi ve dünya Müslümanlarının sorunlarının çözümü için fikir üretmeye harcamış, Prof. Necmeddin Erbakan hocanın da etkisi görmezden gelinemez. Öyle bazı yazarların dediği gibi; “Erbakan, ateşledi; Erdoğan, körükledi” gerçeği çok yansıtmıyor. Öyle algılanmasını “yandaş”lar ve AKP’liler istiyorlar. Ama gerçek şu ki; ABD ye ve İsrail’e rağmen adım atması neredeyse imkânsız olan AKP, böyle bir derdinin olmadığını; İsrail’in, OECD üyeliğine verdiği onaydan anlaşılıyor.

 

         Bunu durup dururken kuru bir propaganda olsun diye söylemiyorum. Halen devam eden bu kıyamlara, devlet olarak, siyasi partiler olarak kör ve sağır kesilen idarecileri ve siyasileri görünce ister istemez, hayıflanıyorum. Kızıyorum.. Ve düşünüyorum.

 

         Eğer hocam sağlıklı olsaydı. Bırakın sağlıklı olmayı hastanede olmasaydı. Şimdiye kadar kaç defa destek mesajları gönderirdi. Onlarla defalarca temas kurup, destek ve dualarını kaç kere ulaştırıp, ihtiyaçları ile ilgilenirdi. Milletimizin önünde alenen destek mesajı verirdi.

 

         Hele; kıyamın yaşandığı özellikle Tunuslu Müslümanların, kamera karşısında; Türkiye’nin kendileri ile yeterince ilgilenmediğini söylemeleri; Müslüman olarak, kanınıza dokunmuyor mu?

 

         Üstelik de İslam ülkeleri arasında en çok Tunuslu Müslümanlar uzun zamandan beri Türkiye yi örnek alıyorlar. Adeta ülkemiz Müslümanlarının son asırda yaşadığı acı tatlı olayları taklit ederek yaşadılar.

 

         Daha da önemlisi ülkemizde (kendileri kabul etmese de) Ak partinin, milli görüşün başka bir versiyonu olarak görüp, burada ki Müslümanların nispeten rahatlamalarından umutlanarak ve idarecilerin desteğini yanlarında göreceklerini bekleyerek cesaretlenmişlerdir.

 

         Ama gelin görün ki; Ak parti iktidarı “reel politika” diye kendisine adeta amentü yaptığı bu prensibi yıkıp Müslümanların dertleri ile dertlenmekten uzak gereksiz ve abartılı itiyat ile hareket etmeyi tercih ediyor.

 

         Oysa imkânlar ne kadar kısıtlı olursa olsun, küresel patronlar ne derlerse desinler. İsrail ve Siyonistler ne düşünürse düşünsün, bu zor ve çetin mücadele günlerinde; zulme kıyam edenlerin, hiç olmazsa kalben safında olup desteklerimizi ve dualarımızı bildirmek iman borcudur. (Kökü ve başı; pensilvan’ya da bulunanlardan da hiç ses yok, herhalde patronları, ortaklarını kaybediyor diye üzgündürler. Gerçi onların evli zanileri teselli görevleri var!)

 

         Kabul etseler de, etmeseler de konjöktür gereği üzerine kondukları mirası bırakan Milli görüş hareketi dünya Müslümanlarını bu desteklere alıştırdı. Dünyanın nesrinde bir Müslüman’ın hatta bir mazlumun ayağına diken batsa bu harekete gönül verenlerin yüreğinin sızlamasına alıştırdı. Şimdi milli görüş’ ün takipçisi saydıkları iktidarın bu ilgisiz tavırlarını yadırgıyorlar. Bence buna da hakları vardır.

 

         Yaklaşık elli sene den beri mazlumlara ve özellikle Müslümanlara umut olan milli Örüş hareketinin ve onun muhterem liderinin ( Allah şifa versin) bu kıyamlarda ki etkisi her aklı başındaki insanın teslim edeceği bir gerçektir. Allah hocamdan razı olsun. Salık sıhhat ve huzur ile uzun ömürler nasip etsin. Kendisini hakşinaslıkla anmak istediğim için duygularımı paylaşmak istedim.

 

         Biz Müslümanların inancına göre; “Allah nurunu tamamlayacaktır. Zalimler istemese de,,” Ama bizim pozisyonumuz ne olacak? Allah ve kitabı için zulme kıyam edip Allahın nurunu tamamlaması için çalışanların yanında mı olacağız. Yoksa itiyat ve temkinli siyaset adına “nemelazımcı mı olacağız? İşte bizim de imtihanımız budur. 

         Selamlarımla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız