- 26.01.2011 00:00
DOKUNMAYIN NAZLININ ŞARAP ÇANAĞINA; AYIPTIR!!
Tütün ve alkollü içecekler, düzenleme kurulunun yayınladığı yeni yönetmelikle; yaşı 24’ün altında bulunan gençlerin içkiye erişimi bir nebze zorlaştırılınca, başta Nazlı Ilıcak olmak üzere liberal demokratlarımız ve “endişeli modernler” hemen yaygaraya başladılar.
Efendim “yaşam tarzlarımız tehlikede” veya “içki dinin yasakladığı bir madde olduğu için yasaklamak istiyorlar” ya da “bunların kafalarının arkasında şeriat getirmek var” gibi bir sürü ipe sapa gelmez iddiayı sıralamaktan geri durmuyorlar.
Tabii olarak en büyük sıkıntı da iktidar partisine kalıyor. Tüm bu iddiaları reddedip; ben içki karşıtı değilim. Bakın benim partimin parlamento gurubunun en az yarısı “akşamcı” dır. Ben içki içilmesine karşı değilim dese, bugüne kadar, oy’unu aldığı kitlelerin tepkisinden çekiniyor.
Yok, aksini yapıp; “içki Allah emriyle yasaklanmış bir maddedir. Toplumun Allahın emirlerine muhalefet ederek mutlu olamayacağına inanıyoruz, bunun içinde hiç olmazsa kolay erişimi önleyip gençleri korumak istiyoruz” dese; o takdir de başta kendi “ehli keyif” vekilleri olmak üzere destekçilerinin fırçasına ve hatta tehditlerine maruz kalacak
Nitekim son zamanlarda liberallerle “papaz olmaları” nın esas sebebi bu. Bunu çeşitli bahanelerle gizlemeye çalışsalar da, daha önce birçok “özgürlük karşıtı” sayılacak hareketleri görmezden gelen aynı “liberal demokratlar!” değimliydi? Ama onlarda halk nezdinde “ayyaş içki düşkünü” damgası yememek için şimdi; “efendim başbakan muhafazakârlaştı, milliyetçi söylemlere başladı, diktatörleşti” gibi aslı astarı olmayan eleştiriler getirmeye, hükümeti adeta tehdit etmeye başladılar.
Bu eleştirileri savuranların başında da Altan biraderler ve 80lik babaları ile 70 lik genç kızımız!! Nazlı hanım.
Altanların babaları ve kendileri toplum tarafından bilinen ve söyleyip yazdıkları hemen hemen hiçbir kesim tarafından ciddiye alınmayan, ama kendilerini her zaman “özgürlük kahramanı” olarak göstermek gibi alışkanlıkları kişilerdir.
1980li yıllarda rahmetli Özal’a, bu taktikle yanaştılar. İktidara yakın olmanın “dayanılmaz hafifliği” ne alıştıkları için daha sonra gelen iktidarların tamamına yakın durdular. Bundan sonrada iktidar ne yaparsa yapsın, yanında durmaktan
vazgeçemezler. Bakmayın afra-tafralarına,
Son yönetmeliğe karşı çıkan diğer bir gurup; “endişeli modernler” ise, devletin her kurumun da içki içmeye(mümkünse beleş içmeye) alıştıkları için bundan sonra; tertiplenecek resmi balolarda, okul mezuniyetlerinde, okul pikniklerinde gençler olduğundan, içmeyecekler için köpürüyorlar. Yine aynı zerzevat!, gencecik “metres ya da kapatmalarıyla”, yaşları nedeniyle meyhanelerde boy göstermeleri tehlikeye girdiği için karşı çıkıyorlar.
Bir başka gurup ise artık hayatlarını alkolsüz devam ettiremeyecek kadar alışkanlığa saplandıkları için karşı çıkıyorlar. En acıklı durum bunlarınki aslıda. Bu insanların eleştirilmekten çok, tedaviye ve duaya ihtiyaçları vardır. (Allah bu illetten onları bir an önce kurtarsın)
Bu konuda en keyifli durum; Nazlı ablamızın! Durumu, diyor ki; hükümet aslında içkiyi yasaklamıyor. Ama öyle anlaşılacak yanlış davranışlar sergiliyor.
Partiler de, balolar da; tedarikçiler içki servisi yapmayacak ama davet sahipleri içki verebilir. Eğer yasak olursa, bu demokrasi ile bağdaşmaz. “hiç kimse benim şarabıma (ve billur şarap çanağıma dokunamaz). Zaten Erdoğan beni dinlemedi belediye tesislerinde yasakladı. Bu yasaklar çok kötü oldu.”
Aslında; nazlı ablamız! Boşuna endişe ediyor. Daha önce yalısında kaç kere “billur çanaklı şaraplı parti” ve yemekler tertip etmedi mi? Kaç kere AKP’liler daha kurulurken o yalıda “beyin fırtınaları” yapmadılar mı? Basının önemli yazarları ve patronlarından AKP’nin “kuruluş vizesi” bu toplantılarda alınmadı mı? AKP’liler; o günlerde bunlarla “kanka!!” olmadı mı? Şimdi nankörlük yapıp da biricik Nazlı ablalarının! İçkisine, billur şarap çanağına dokunurlar mı?
Netice itibariyle; menfaat için değil, sadece demokrasi aşkına!! İçine sızdığı Milli görüşü perişan edip böldürerek,, içinden ehlileştirilmiş, küresel güçlerle uyumlu, reel politiği rehber edinen bir iktidar partisi kazandırılmasına ne kadar yardım etti.
Kendisi ile seçilen Merve Kavakçı’ nın hiç problemsiz gecenin ilerleyen saatlerinde yemin edecekken bir kısım yenilikçilerin teşviki ile erkenden genel kurula getirip olayı sabote etmedi mi? böylece yenilikçiler ve destekçileri düzenbazlar için, Erbakan hocayı suçlama, hatta sövme imkânı vermedi mi?
Ama son zamanlarda, bir hatası var. Son bölünmede gereksiz laf edip Müslümanları tahrik ederek, 5000 kişinin katılması beklenen saadet kongresine kendisine inat; 25000kişinin katılmasına sebep oldu. Ama o kadar olur.
Onun için hiç korkmasın. Eğer bir yanlışlık yapıp! Onun şarabına dokunurlarsa, söz! Bu nankörlüğü kınayacağız!! Rahatça şarabını billur çanağından yudumlayıp, Anadolu da; İngiliz tipi, muhafazakâr, muhafazakâr takılabilir.
Selamlarımla…
Yorum Yap