DESPOTLUK BULAŞICI MI?

  • 12.01.2011 00:00

 

         Basın ve yayın organlarında verilen haberlere göre; dost ve kardeş ülke Azerbaycan da, tıpkı ilkemizde olduğu gibi, Müslüman kadınlara ve kızlara yönelik zulüm çarkı işletilmeye başlamış. Orada da; Allahın Müslüman kız ve kadınlara emrettiği tesettür yasaklanmış.

         Hemen, şunu peşinen belirteyim ki; geçmişte bu yasağı uygulayan bazı sözde İslam ülkeleri ve ülkemizi örnek alan, kardeş ülkenin despot idarecilerinin işi hiçte kolay değil. Çünkü despotluklar, bulaşıcıdır. Ama özgürlükler ve özgürlük mücadeleleri de bulaşıcıdır. Yasak başlar başlamaz, Azeri kardeşlerimiz sokaklara dökülerek; “hicaba azadlıq” diye yeri göğü inletmeye başladılar. Memnuniyetle görüyoruz ki, bu yasak ülkemiz Müslümanlarınca da telin edilmeye başlanmıştır.   

         Ülkemizde 1968 yılında (Hatice Babacan hanımın başörtüsünün yasaklanması ile ) üniversitelerde; bu yasak başladığında; halkın büyük çoğunluğunun bu yasaklardan haberi bile olmadı. İletişim bu kadar ilerlemiş değildi. Halkın İslami bilinçlenmesi istenilen düzeyin çok altındaydı. Ülkemizde böyleydi. Diğer İslam ülkelerinde bundan daha kötüydü.

         1980lerin ortalarında aynı yasağın daha şiddetlisini Tunus da ki despotlar uygulamaya başladılar. Aynı ülkemizdeki gibi; hem kendi memleketlerinin hem de dünya Müslümanlarının kılları kıpırdamadı.

          Sadece; hafızam beni yanıltmıyorsa, yazarlar birliğinin o dönemdeki başkanı Sayın Mehmet Doğan ve üyelerinden, Sayın Mustafa Everdi ve Mehmet Çetin Tunus büyükelçiliğini kınamak maksadıyla, bir eylem yaptılar. Elçilik önüne siyah çelenk koydukları için o dönemde iktidarda bulunan Özal hükümeti tarafından hemen derdest edilerek, mahkeme önüne çıkarıldılar. Ve tutuklandılar.

           Hükümetin etkisi ile basın bu konuyu haber yapmaktan bile çekindi. Çünkü 1987 yılıydı. Ve yakında seçim vardı. Bu konuları elinden geldiğince sahiplenip, Müslümanların derdiyle dertlenen RP vardı. Bu olayı milletin gündemine taşıyabilirdi. Kamu görevlilerine; olayın basına yansımaması için sıkıca tembihat ve uyarı yapılmıştı. Ve olay hak ettiği ölçüde yankı yapamadı. Unutuldu ve gitti. Hatta bu olaydan dolayı tutuklananlar bile;  hükümetin bu antidemokratik tutumunu eleştiremediler. Çünkü zannedersem, onlarda,  yaşadıklarının ve yaptıklarının, RPnin işine yaramasını istemiyorlardı.

         Durum her ne kadar; Müslümanların bilinç düzeyinin yükselmesi, iletişim imkânlarının çoğalması dolayısı ile kitlelerin tepkisini çekiyor olsa da; hükümetlerin tutumları açısından değişen hiçbir şey yok. Dün ANAP’ın yaptığı gizleme olayını bugün; AKP iktidarı yapıyor. Olaylara iktidardan hiç tepki gelmedi. Dün Özal hükümeti “Erbakan ve RP” duymasın, ilgilenmesin” diyordu. Bugün Erdoğan hükümeti “Erbakan ve Saadet duymasın, ilgilenmesin” diye adeta çaba sarf ediyor.

         Ama anlamadıkları, anlamak istemedikleri, o günde, bu günde, şuydu; “Müslümanlar birbirlerinin derdiyle,her şart altında, dertlenirler.” Belki O günlerde; haberler geç ulaştığı için yeterince etkin olamadılar. Ama bugün olaylar nerede cereyan ederse etsin, günü gününe insanlara ulaşıyor. Her ne kadar Candaş ve yandaş basın, el ele vererek; olayı gizlemeye böylece hükümeti baskıdan kurtarmaya çalışsalar da olaylar karşısında; başta Azerbaycan da, ülkemizde ve komşu İslam ülkelerinde insanlar sokağa döküldüler. Yine İslami duyarlılığa sahip birçok köşe yazarı konuyu sürekli gündemde tutuyorlar. Azerbaycanlı İslam âlimleri topluca yasağı kınıyorlar. Ülkemizde nasıl, milli görüş başörtüsü için iki partisini feda ettiyse; Azerbaycan İslam partisi lideri de tutuklanmayı göze alarak, Müslüman’ca bir tavır sergilemiştir. Ve tutuklanmıştır.

         Bu durum ülkemizdeki hemcinslerine göre; Azeri mümine’ler için önemli bir şanstır. Özellikle ülkemizde; Müslüman okur- yazarlar, konuyu iman hassasiyeti ile gündemde tutmaya gayret ederken; bazı Müslüman “okumaz yazarlar” konuyu görmezden gelmeye devam ediyorlar.

         Can Azerbaycanlı mücahide kardeşlerimize diyoruz ki; “ Aman bacılar direnin hiçbir despot ve zalim payidar olamaz. Unutmayalım cennet beleş, cehennem boşuna değildir. Size dua etmek ve bu kutlu mücadelenizde hiç olamazsa sizi gönülden desteklemekten başka şimdilik yapabileceğimiz bir şey yok” Allah bu kutlu mücadelenizin karşılığını verecektir. Sizler mazlumsunuz, Allah mazlumun duasına icabet edeceğini vaat ediyor. Bizlere ve tüm ümmete dua edin. “Şüphesiz Allah vadinden dönmez”

         Bir asra yakın dinsiz Rusya hegemonyasına katlanan, sonunda kendi evlatları vasıtasıyla despotizm den kurtulmak uğruna Rus tankları ile şehit olarak, gazi olarak; kurtuluşa vesile olan şehit ve gaziler vermiş bir milletsiniz. Sizin başınızda bulunan Siyonizm destekli Aliyev ve onun zalim düzeni de erde, geç de dize gelecektir. Unutmayın “Allah nurunu tamamlayacaktır. Kâfirler istemese de”, bize düşen sadece hakkı talep etmek ve bu yolda sebat göstermektir.

         Bugün sizin için ve iman mücadeleniz için, zindanları göze alıp, oralara girmeyi göze alan mücahit büyükleriniz var. Oysa sizden önce İslam dünyasında aynı zulümle karşılaşan hemcins ve kardeşlerinizin, ülkelerindeki bazı sözde âlimler; “bu füruattır” diyerek, onların mücadelelerini zaafa uğratmak için çalıştılar. Bu bakımdan da siz; sizden öncekilerden şanslısınız.   

         Selamlarımla…   

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız