CHP DE İLK RAUNT KILIÇDAROĞLUNUN MU?

  • 15.11.2010 00:00

 

           Cumhuriyet Halk Partisinde yaşanan iktidar mücadelesinde; iç ve dış konjöktür’ün de etkisi ile genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu galip gelmiş gibi görünüyor.


           Ama bu henüz parti içi iktidar mücadelesinin ilk raundu; bu mücadele bitmedi. Bitmek bir yana henüz yeni başlıyor.


           Mücadeleyi kaybetmiş gibi görünen, genel sekreter; Önder Sav ve ekibinin partideki hâkimiyeti, bu mücadeleyi ilk etapta kaybedecek kadar sığ değildir. Herkesin bildiği gibi; Sav ve ekibi; “derin CHP” demektir. Kaybedilen bu ilk raunt, maçın veya mücadelenin sonu değil. Önümüzdeki günlerde CHP tabanı ve tavanını çok heyecanlı bir iktidar mücadelesi bekliyor.


            CHP; çok partili hayata geçilen 1946 yılında en son seçimini kazanmıştı. O tarihten beri yapılan hiçbir seçimde tek başına iktidara gelecek şekilde seçim kazanamamıştır. Bu durumun çok çeşitli sebepleri sayılabilir. Ama en önemli nedeni, bu partinin kendisini devletle aşırı derecede özdeşleştirmesi çok önemli bir sebeptir.


            Geçmişine bakınca; bu parti, devletin “kurucu ilkeleri” dedikleri ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmayı ve bunları korumayı yegâne ideoloji edinmiş ve bundan hiç ayrılmamaya özen göstermiştir. Halkın; devletten talep ettiği çeşitli özgürlüklere daima kuşku ile yaklaşmış, hemen tamamına “devleti ve resmi ideolojiyi” koruma refleksi göstermiştir. Bunu da her zaman parti içinde “güçlü genel sekreter”ler eliyle yapmıştır. Bunun tek istisnası 1970 lerin başında bu makamda bulunduğu halde, hem devlet hem de parti içindeki statükoya karşı tavır alan, Bülent Ecevit’tir.


            Bülent Ecevit, CHP’nin kurulduğu günden itibaren; halkın hissiyatı ile örtüşemediğini, yönetime halkı katamadığını, daha da önemlisi, halkı ve değerlerini yönetime taşımak yerine, bunları “tepeden inşa” sürecini diktaya varacak derecede sert bir şekilde yapmayı hedeflediğini, bu sebeple de halktan koptuğunu görmüştür. Ve bundan sonra bilinen olaylar yaşanmıştır.


           Ecevit’in partide başlattığı bu çığır CHP de tarihi “kırılma” ya sebep olmuştur. Bundan sonra, bu partide her zaman iki ayrı görüş var olmuş bunlar hep birbirleri ile bazen açık bazen kapalı kapılar ardında parti içi mücadelelerine devam etmişlerdir. Bu mücadeleyi de genellikle, parti içinde teşkilattan sorumlu genel sekreterler kazanmışlardır.


            Esasen çok uzun yıllardan beri, bu makamda bulunan, parti teşkilatına hâkim olan, Önder Sav ve ekibinin bugün bu mücadeleyi bir günde kaybettiğini düşünmek safdillik olur. Eminim bu durumu Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi de biliyorlardır. Zaten; genel sekreterin ekibinden olan, İstanbul il başkanı ilk akşam “savaş baltasını” kuşanmışken ne olduysa karşılıklı olarak mücadeleyi ertelediler. Her halde seçimlerin yaklaşması yüzündendir.


           Acaba bu mücadelenin ilk raundunu kazandığı söylenen genel başkan ve ekibi; bu mücadeleyi sonunda da kazanabilir mi? Hiç zannetmem. Partinin, hücrelerine varana kadar hâkim olmuş, bir genel sekreter ve ekibi, bu mücadelede hedef çıtasını biraz daha yükselterek; kendi ekiplerinin en güvenilir adamını adeta genel başkanın yanında staja yerleştirdiler. Bundan sonra partide sadece genel sekreterlikle yetinmeyecekler. İlk fırsat da, kendi adamları olan, Süheyl Batum’u genel başkan seçtirmeye çalışacaklardır. Çok büyük bir ihtimalle; bu yıl seçimden önce veya gelecek yıl genel başkanlık koltuğunda görürsek şaşmayalım. Belki bu iddiam bazılarınıza garip gelebilir. Ama size tavsiyem bundan sonra Süheyl Batum’un genel sekreter olarak icraatlarını dikkatle takip edilmesidir.


            Esasen şimdiden parti içi bazı mahfeler; genel başkanın etnik kökeni gerekçe gösterilerek, “partinin rayından çıktığı” propagandası yapmaktadırlar. Hepimiz biliyoruz ki; CHP, kuruldu kurulalı, Kürtlere ve Alevilere, en az, İslamcılara koyduğu mesafe kadar mesafelidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, alevi ve Kürt kalkışmalarına çok sert müdahaleler, hafızalardadır.


            Genel başkan ve ekibi her ne kadar bu konularda dikkatli bir dil kullanmaya özen gösterseler de, parti içi mücadelenin bu zeminde olacağı hissediliyor. Yakında basınımızda bu konuda parti içinden sızdırılmış birçok haber ve yorum okuyabiliriz. Selamlarımla….      

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız