- 4.10.2010 00:00
Son günlerde; özellikle adına “İslami basın” denen yazılı, görüntülü ve elektronik basında, Erbakan’ın şahsiyeti ile ilgili birçok haber ve yorumlar yayınlanıyor.
Bu haber ve yorumların hemen tamamı Erbakan hocanın kişiliğine ve iman ve inancına dair yorumlar. Bu yorumlara bakılırsa hoca yurdumuzda, İslam’ı ve Müslümanları, hak davadan alıkoymak için adeta planlar kuran İslam düşmanı gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Kırk yıllık siyasi mücadelesi, tüm Müslümanların gözleri önünde alenen yaşanan bir hayat, yeniden didikleniyor. Hatta öyle bir didikleniyor ki; her insan için az çok riayet edilen “mahremiyet-aleniyet” “özel aile hayatı” ilkelerine, iş hoca olunca hiç riayet edilmiyor. Diğer Müslümanların tekfir edilmeleri iman meselesi iken, yanı herhangi bir Müslüman’ı tekfir etmek tekfir edenin imanını tehlikeye atarken, Erbakan’ı tekfir edenlere adeta “sevap işliyor” muamelesi yapılıyor.
Tüm şer güçler ve onların yerli işbirlikçilerine son zamanlarda gün doğdu. Sayın Numan kurtulmuş bu kişilerin ellerine hiç bulamayacağı kozlar veriyor. Hem de bu kozları verirken öyle bir tavır takınıyor ki; Bir taraftan tabana “hocayı tartışmaların dışında bırakıyoruz bizim ihtilafımız hocanın etrafındakilerle” mesajını veriyorlar. Ama diğer tarafa da “ artık bunadı”. Bize ilahlık taslıyor. “biz Allahtan başka kimsenin önünde eğilmeyiz” beyanları ile hocanın itikadını tartışma konusu yapıyor.
Şimdilik kendilerine yandaşlık yapan çevreler, hocanın söylediği her kelimeyi, attığı her adımı, masaya yatırıp “nasıl yaparız da bu beyan ve davranışlardan İslam karşıtlığı çıkarırız, onu kendi silahı ile vururuz.” Arayışı artık ayan beyan görülüyor.
Bu cümleden olarak; 3 Ekim Pazar günü yapılan toplantıda Erbakan hoca “Allah hidayet ve şuur versin” demiş. Kıyamet koptu. “vay efendim nasıl böyle der. Hidayet imansıza dilenir. Numan Bey imansız mı?” gibi ipe sapa gelmez haber ve yorumlarla hocaya vurmaya çalıştılar. Ben şahsen bu durumdan biraz üzülmeme rağmen rahatladım.
Demek ki: Başta ABD ve İsrail olmak üzere, yerli yabancı tüm Erbakan karşıtları, hocanın başka herhangi bir açığını bulamadıkları için bu gibi “kaçık” yorumlara sığınmışlar. Maazallah eğer hocanın önemli bir açığı olsaydı, yeri göğü inleterek, hayatı, hocaya ve sevenlerine dar edeceklerdi. Peki, bunu neden yapıyorlar? Bana göre hocanın çektiği, savunduğu görüşün “Milli” lik vurgusundan kaynaklanıyor. Çünkü”küreselcilik” millilik adına ne varsa tasfiye etmek istiyor. Çağımız küreselcilik çağı, onun için hocanın savundukları aut. “yeni söylemler” in.
Yeri gelmişken, bir hakkı teslim etmeliyim. Akparti de benzer bir süreçle milli görüşten kopmasına rağmen, bu insanlar, toplumun önünde hocaya ve tabana ima yoluyla bile aleyhte bir laf söylemediler. Gönderme yapmadılar. Ama şimdi ayrılanlar bunu çok zalimce yapıyorlar. Zannediyorlar ki; Millet anlamaz. Milletin izanı ile alay ediyorlar.
Saadet partisi tabanındaki kardeşlerimizin olayları ferasetle takip etmeleri gerekiyor. Hocanın yanındaki insanların hataları onları “Erbakan karşıtlığı” noktasına getirmemelidir. Unutulmamalıdır ki; son 40 yılda yaşanan bütün darbe ve müdahalelerin hepsinde, zulme uğrayan tek lider hocadır. Yani zalimler değişse de değişmeyen tek mazlum her zaman hocadır. Hoca asrımızın “Büyük Mazlumu”dur.
Allah bizi zalim olmaktan koruyup, daima mazlum olanlardan, mazlumların safında zulümle mücadele edenlerden eylesin. Zira İslam mazlumların ve Mustaz’afların dinidir, Selamlarınla…
Yorum Yap