YENİ OLUŞUMUN, GERÇEKTEN YENİ OLMASI İÇİN

  • 29.09.2010 00:00

             Saadet partisinde yol ayrımı iyice netleşiyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde genel başkan ne yapacağı konusundaki kararını henüz açıklamamıştı.

             Fakat bu partiye ve özellikle genel başkana yakın çevrelerin havası, Sayın Kurtulmuş’un; bir an önce mevcut yapı ile ilişkilerini keserek; yeni bir vizyon ile yeni başlangıç yapması konusunda teşvik edildiğini gözlüyoruz.

             Hatta bazı köşe yazarları yeni partinin ismi bile konulmuş. Bu yazarlara göre bu partinin adı: “MEDENİYET”

             Bir vatandaş olarak partinin adı beni çok ilgilendirmiyor. İlgilendiğim konu bu partinin çizgisi ne olacak?

             Genel başkanla birlikte hareket edeceklerini deklare eden kardeşlerimizin söylediğine bakılırsa yeni çizgi yine “Milli görüş” çizgisi ve misyonu olacakmış. Onlara göre bu görüşler den asla vazgeçilmeyecek, çünkü bundan sonra bu ideal olmadan iktidar olmak mümkün değil.

             Bu söylem bana 95 seçimleri öncesi Aydın Menderesi hatırlattı. Sayın Menderes o zaman ki Refah partisine girerken çok etkili ve güzel bir konuşma yapmış ve şöyle; bir söylemle, “Bundan sonra Türkiye de; İslam’ın neye uygun olduğu değil, neyin İslam’a uygun olduğu nu sorgulama zamanı gelmiştir. Ben pazara kadar değil, mezara kadar bu hareketin içinde olacağım.” Demişti. Sonuç malum… 28 Şubatta siyasi geleceğini kurtarmak gayesi ile ilk istifa eden oldu.

             Ben şahsen ayrılacağı nerede ise kesinleşen genel başkan ve taraftarlarının kopuşlarının, terk ettikleri hareketin görüşünü takip etmek yerine kendilerine yeni bir “siyasi yol haritası” çizmelerini âcizane öneririm. Çünkü “milli görüş” çizgisinden vazgeçmeyecek, istese de geçemeyecek saadet partisi varken, buna rağmen “milli görüş” çü olduklarını savunmaları inandırıcı olmayacaktır. Hatta “çakma milli görüşçüler” diye istiskale uğrayacak, alaya alınacaklardır.

             Şöyle düşünmelerini öneririm. “ Hakkı söylemenin tek yolu bu mu? Başka söylemler geliştirerek hak üzere siyaset yapmak mümkün değimli?”

             Bence mümkün eğer her şeye rağmen başarılı olmak istiyorlarsa niyetleri halis ise( öyle olduğundan kuşku duymamızı sağlayacak hareket ve söylemleri olmadı) o halde; kendilerinin oluşturacağı, Müslümanların sabitelerinden sapmayan patentleri kendilerine ait, bir fikirler manzumesi oluşturmaları daha iyi olur.

            Böylece; böyle bir çalışma ile hem Milli görüş partisi ile hem de her ne kadar “biz gömleği çıkardık” deseler de kendilerine muhafazakâr bilmem ne diye ad taksalar da bazı konuda ki uygulamaları ile eski görüşlerini uygulayan bunu fikren aşamayan Ak parti ile fikri bir yarış içine girerler. İnancımızın bize emrettiği “hayırda yarış” yapılmış olur.

         Yapılacak olan böyle bir yarış başlangıçta belki kişisel bazı kırılmalara sebep olsa da; bu coğrafyada İslami siyasete fikri hareketlilik getirir. Bundan da dava adına sayılamayacak kadar faydalar elde edilir.

          Uzun yıllardan beri toplumumuzun “sosyal adalet” problemlerine, Milli görüş geleneğinden gelen partilerde dâhil olmak üzere, hiçbir parti doyurucu çözüm önerileri sunamadı. Bu alandaki boşluk doldurabilir.

          Batıda bu ihtiyaca sosyal demokratlar çözüm üretirler. Ama maalesef ülkemizde ki sosyal demokratlar. “Rejim muhafızlığından” öte çözüm üretme alışkanlığı edinmediklerinden, bu konuda ki toplusal ihtiyaçları karşılamak başka kesimlere havale edilmiştir. Esasen 95 seçimlerini RP ye kazandıran yarım-yamalak dile getirilen “adil düzen” söylemidir.

         Eğer “adil düzen”i de aşan daha cesur,  bir proje ile toplumun önüne çıkmayı başarırlarsa topluma çok şey kazandırırlar. Aksi takdir de Mevcut partilerden birisi olurlar. Buna da şu anda bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Selamlarımla..

           

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız