Kanlı darbe girişiminin hemen ardından halkın ağzına birileri “idam isteriz” sloganını vererek devleti idare edenleri çıkmaz sokaklara sürükleme gayreti içine girdiler.

     Bu idam sever çevrelerin her fırsatta idam isteğini ısıtıp, ısıtıp gündeme getirdiklerine şahit oluyorduk. Birisi tecavüz fiiline maruz kaldığında, veya terör örgütlerinin kurşunları ile şehit edildiğinde hemen bu istek ortaya sürülüyor. Toplum böylece maniple edilerek adalet anlayışımızı zaten olmayan şirazesinden iyice çıkaracak planlar kuruluyor.

     İdam savunucuları öncelikle şunu göz önüne almalılar. Geçmişte yasalarımızda idam cezası varken darbeler yapılmadı mı? Canavarca ve vahşice suçlar işlenmedi mi? Bu suçlara idam cezasının yasalarda bulunması ne kadar caydırıcı oldu ki şimdi yeniden idam cezasını getirmemiz bu gibi suçlardan ve darbe niyetlerinden caydırsın?

    Durum böyle iken; hangi mahfil ve odaklar bu isteği halka dikte ettiriyorlar? İdam cezasının yeniden yasalara konulması, yeterince caydırıcı olmadığına göre bu cezanın yeniden konulması kimlerin işine gelir?Bana göre bu isteklerin arkasında da bugün ülkemizde yaşanan vahşi olayları destekleyen, başta ABD olmak üzere batılılar bulunuyor.

    Böyle bir durumu gerçekleştirerek bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefliyorlar. Eğer ülkede yeniden idam cezası yürürlüğe konulursa bundan geçmişte zarar görmüş siyasilere gözdağı verecekler. Çünkü ülkede yapılan her darbe bunların destek ve teşviki ile yapılmış ve onların istediği siyasiler de idam sehpasını boylamış, istemedikleri de asılmamıştır. Eğer idam cezası gelirse yine el altından siyasileri bununla tehdit edeceklerinden kuşkunuz olmasın.

      İdamın yeniden getirilmesinin kendilerine göre yararı da  kendileri ile olan ortaklığımızda işlerine gelmeyen bazı isteklerimizi yasalarımızda idam cezası olduğu gerekçesi ile kolayca geri çevirip özellikle terörle mücadelemizde önümüzü kesmek için fırsat olarak kullanacaklardır. Geçmişte bunu çok sık yaşamıştık. Şimdilerde suçluları iade etmemek için bahane üretmede zorlandıkları, çifte standartları iyice su yüzüne çıktığı için bu durumdan kurtulmak istiyorlar.

       Eğer ABD ve batı tarafından desteklendiğine şüphe olmayan bu son vahşette suçluları cezalandırmak istiyorsak bunları ve elebaşlarını iade etmemenin mazeretini idamı yeniden getirerek bunların ellerine vermemizi istiyorlar.

      Bu cezalara karşı durmamız için en önemli sebepte şu olmalı. Biliyorsunuz, çok yakın bir zamanda orduya kumpas kurularak binlerce subay yargılandı ve yıllarca hapis yatırıldı. Eğer bu yargılamalar sırasında idam cezası yasalarımızda olsaydı, bu haşhaşiler sanıkların tamamına idam cezası verip, ellerindeki yüksek yargıya onaylatıp, gayet iyi geçindikleri iktidar çoğunluğu ile de TBMM ne onaylatıp asmış olurlardı. Aradan zaman geçip suçsuzlukları ortaya çıktığında bunları nasıl telafi edecektik. Giden gitmiş olacaktı. Halbuki bugün idam olmadığı için bu insanların hayatları kurtuldu.

     Şimdi yapılacak yargılamalarda da kurunun yanında bir sürü yaşında yanacağı, olaylarda dahli olmamasına rağmen birçok insanında mağdur olacağından şüpheniz olmasın. Hiç olmazsa yeni mağduriyet ve mazlumiyetleri derinleştirmemek adına bu istekleri dile getirmekten kaçınmalıyız.

    Yasalarımızda bu insanlara gün yüzü göstermeyecek cezalar mevcuttur. İdam etmek yerine bundan sonraki hayatlarını tek başına hücrelerde hiç kimse ile temas ettirmeden ölüme terk etmek bence daha çok caydırıcı olacaktır.

     Bazı Müslümanların inancımızda“kısas” müessesesi olduğunu söyleyerek idamı savunmaları ise tamamen yersizdir. Çünkü içinde yaşadığımız toplumda İslami adalet sistemi cari değil ki mağdurlar kısas talebinde bulunsun. Getirilecek olan idam cezası mağdura yetki vermediği için devletin keyfi uygulaması gereğince istenilen asılacak, istenilen asılmayacak, böyle işleyen bir sistemde İslami uygulama beklemek abestir.

    Bu idamları savunmak bizi ancak darbeci zalimlerin aşağılık seviyesine indirir. Unutmayalım ki; darbeci general de zamanında “asmayalım da besleyelim mi” incisini yumurtlamış, çoğu suçsuz 50 insanı asarak yüreğimizi dağlamıştı. Bizim adalet anlayışımız hiç olmazsa bu darbeciden daha adil olmalı değil mi?

     Selamlarımla...