DAVUTOĞLU GİDİNCE DIŞ POLİTİKA DEĞİŞİR Mİ?

  • 9.02.2016 00:00


     Ak parti hükümetleri kurulduğu günden beri izlediği siyaseti hiç beğenenlerden değilim. Ancak özellikle Ahmet Davutoğlu’nun danışman olarak dış politikaya istikamet veren görüşleri dolayısı ile hükümetin dış politikalarını bir Müslüman olarak benimsiyordum. Çünkü bu dış politika İslam dünyasında bizim dışımızdaki Müslüman toplumların dertleri ile dertlenmenin ipuçlarını veriyordu.

     Nitekim geldiğimiz bu noktada ülkemizin izlediği dış politika hem dünya Müslümanlarının hem de Müslüman olmayan sömürü altındaki toplumların dikkatini çekti. Onların vicdanlarını haksızlıklara karşı hareketlendirdi.

     Son on yılda dünyanın neresinde bir mazlum çıktıysa ülkemiz onlara maddi ve manevi ilgisini esirgemedi. Geçmişte olduğu gibi “neme lazım” demedi. Buda öncelikle Davutoğlu’nun dış politikadaki vizyonu sayesinde oldu.

     Dış politikayı bu mecraya oturtmaya çalışırken hem içte hem de dışta adeta istenmeyen adam ilan edildi. ABD ve batı diplomatik çevreleri onu Türkiye’nin eksenini kaydırmakla suçladılar. İçerdeki diplomatların ezici bir çoğunluğu ve dış politika yazarları onun izlediği politikayı eleştirmekten geri durmadılar. Sadece eleştirmekle kalmayıp ülkenin dış politikasının dışişleri bakanlığı yerine, danışmanlar eliyle başbakanlıktan yönetildiğini söyleyip onu dışişleri bakanlığına sokmak istemediler.

     Bütün itirazlara rağmen 2007 yılından sonra dış politikada onun etkinliğinin iyice arttığını gözledik. Bunda dışişleri bakanlığındaki bakan değişikliğinin önemli rolü oldu. Bu sebepten de içerdeki vesayet odakları ile mücadele ederken dış etkilerin tesirinde kalınmadı. Bu yüzden İsrail’e meydan okunabildi, bu yüzden Afrika açılımı yapılabildi. Bu yüzden cemaat okullarının ülke yararına çalışmadığının farkına varıldı.

    Kısaca bugün insanlığın, hak ve hukukunun korunması, mazlum insanlara yardım, konularında insanlığın vicdanı olan bir ülke olundu. Dünya mazlumları da zalimleri de bu gerçeği teslim ediyor. Avrupa’nın göçmenler konusundaki durumu bunu açıkça gösterdi.

   Bütün bu dış politika başarıları Davutoğlu’nu başbakanlık makamına taşıdı. Gelinen bu noktada ise Ak parti doğal liderliği ile yollarının ayrılması kararına varıldı. Onu başbakanlığa taşıyan irade şimdi de görevi bırakmasını söyledi, oda ayrılmaya karar verdi.

    Bizi ilgilendiren konu onun yerini koruyup korumaması değil. Dünya statükosunu savunan batıcıların söylediğinin aksine başarılı bulduğumuz bu dış politikanın devam ettirilerek, özellikle İslam birliği konularının sürüncemede bırakılmaması veya terk edilmemesidir.

     Tarihte ilk defa bu ülke kendi topraklarının dışında askeri bir üs kurdu. Yine ilk defa 200 bin kişilik İslam ordusu 2000 tank, 300 uçak ve modern silahlarla tatbikat yaptı. Bütün bunların devam ettirilmesi gerekir.

     Bunların sürdürüleceğine dair umudumuz çok kuvvetli olmakla beraber, ülkeyi idare eden gücün etki altında kalması ve yeni ufuklara yelken açmaları konusunda kuşkumuz var. Temennimiz bu dış politikaların değişmek yerine, daha da geliştirilerek devam etmesidir.

     Selamlarımla...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız