EVET, DEMEK VATANA HIYANETMİ?

  • 30.08.2010 00:00

           Artık kabak tadı vermeye başladı. Referandumla ilgili olarak birşey yazmamaya karar vermiştim. Ama öyle ipe sapa gelmez yazılar, yorumlar, beyanlar okuyup, dinliyoruz

 Artık gına geldi. Bir fikri savunmak için ille onu savunanları ve savunmayanları “dost-düşman” ikilemine yerleştirmek zorunda mıyız? Bizim fikrimize karşı olanlar bizim düşmanımız mı? Ya da bizim fikrimizi konjöktür gereği siyaseten savunan herkes bize dostmu? Böyle bir mantığa sağlıklı mantık denirmi?

           Ulusal- yerel basında öyle yazılar ve beyanlar okuyoruz ki; “evet -hayırcı” ayrışması yapılıyor; Evet diyenler: Vatan haini, millet düşmanı, Bölücü, para için en kutsal değerleri bile satan, namazlı-abdestli dinsizler, millet düşmanı, asker düşmanı vs. vs. saymış dökmüş. Hızını alamamış ne kadar hayır diyeceğini açıklayan ipten kazıktan kopmuş, darbe sanığı, her gün milletin dinine söven, ateist varsa onları da vatan perver, halk yanlısı, vatanını milletini seven insanlar gibi gösteriliyor.

            Öyle anlaşılıyor ki bu arkadaşların yaşları henüz küçük son on yıldan gerisini bilmiyorlar. Hatırlamıyorlar. Ya da yaşları müsait olmasına rağmen milleti kandırmak peşindeler. İyi niyetli değiller, haklılıklarını ispat için gözlerini kırpmadan yalan söyleyip, iftira edebiliyorlar. Eğer öyle ise Allah böylelerinin şerrinden ve fitnesinden herkesi korusun. Bir insan nasıl olurda tezini doğrulatmak uğruna aynı havayı teneffüs ettiği, aynı vatanı paylaştığı, hele hele aynı milliyeti ve inancı paylaştığı insana bunları söyleyebilir? Mahalle baskısı bu olsa gerek, evet diyecekleri baskı altına al.Olmaz sa hafiften linç uygula bunun adına ne denir?........

             Maalesef son zamanlarda bunun gibi o kadar çok insana rastlanıyor ki. Hemde okumuş yazmış, anlı-şanlı kocaman, kocaman adamlar. Acaba adamlar mı? Söylenene bakılırsa bunlara “fanatik” ya da Eric Hoffer’in dediği gibi “kesin inançlılar”mı desek?

            Ey millet bende “evetciyim” bende vatanımı milletimi en az hayırcılar kadar seviyorum. Ben dindar olmaya çalışan bir insanım. Akpartinin ülke yönetimi anlayışına hayırcılar kadar karşıyım. Cemaate olan mesafemide hem cemaat hem de tanıyanlar bilir. Hiç kimsenin imanını sorgulamam. Çünkü elimde “imanometre” yok. Hiç kimse yede vatan sevgimi ve imanımı sorgulatmam.

            Ama el insaf bu memlekette kurulu düzen çokmu adil, çokmu özgürlükçü, fakir fukaranın hakkına hukukuna riayet ediyor? Bunun ilânihaye böyle sürüp gitmesimi gerekir? Yeni anayasa hiç mi yapılamayacak. Hep böylemi yaşayacağız. Fakir başörtülüler okula alınmayacak. Zeginleri ise gurbette mi okuyacaklar. Yoksa eski politikacının dediği gibi onları Arabistan’a mı postalayacağız. 411 vekilin oyunu bile “kaos” sayan anlayışa teslim mi olacağız.

            Böyle geldi. Böylemi gitsin? Denildiği gibi değişiklik için uzlaşma aranmadı mı? Arandı. Ama “senide yapacağını da meşru saymıyorum” diyenle mi uzlaşılacaktı? Yoksa bu meclis yapamaz bir başka bahara uzlaşalım diyenlerle mi uzlaşılacaktı. Tabii olmadı. Uzlaşılamazdı. Çünkü amaç iktidarı millet nezdinde iş yapamaz gösterip, meşruiyetini tartışma konusu yapmak istiyorlardı. Başörtüsü değişikliğinde bile rakibine kapatılması için tuzak kurduğunu basından okuduğumuz gurup’un, bu değişikliğe yardımları söz konusu olabilirimiydi? Olamazdı. O zaman tek çare milletle uzlaşmaktı. İktidarda bu yola başvurdu. Şimdi sözde kararda millette, millet; Ya evet diyip hemen özgürlük için “surda bir gedik” açacak. Ya da “bu özgürlükler şimdilik yeter”. “Neme lazım belki bölünür- mölünürüm”, paranoyası ile mutlu mutlu “birlik içinde” yaşayacak. Olay bundan ibaret abartmayalım!!! Selamlarımla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız