VİCDANIN GEREĞİ....

  • 15.12.2015 00:00

                     

 

       Rus uçağının sınırlarımızı ihlal etmesi üzerine vurulupdüşürülmesinden sonra, bazı aklı evveller, hiç fırsatı kaçırmadan işi iç siyasete taşıyıp iktidarı karalama ve itibarsızlaştırarak elini kolunu bağlamak için halkı kışkırtacak yorumlara başladılar.

       Bu kesimlerin kim oldukları az çok biliniyor. Ama bu koroya katılan yeni oyuncuların olduğunu da gözlüyoruz. Yeni katılan koro elemanlarının başında ise son zamanlara kadar hükümetin yanında yer almış, ancak hükümetle paralel yapı arasında mücadele başlayınca önce arabuluculuğa soyunup, bunda başarılı olamayınca da parti içerisinde bölünme çabasını kaşımaya girmiş, bunda da başarılı olamayınca safını belli etme gereğini duymuş paralelcilerin olduğunu görüyoruz.

    Onlara göre Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi ve Musul’a asker göndermesi tıpkı ittihat ve terakki partisinin Osmanlı’yı Almanlarla birlikte 1. Dünya savaşına sokmasına sebep olan olaylara benziyormuş.Tarihten ders alınmalıymış, tıpkı bizi dünya savaşına sokan olaylara benziyormuş gibi, analizden yoksun yorumlar yapılıyor.

    İşi biraz analiz ettiğimizde bu yorumları yapanlarında buna inanarak yapmadıkları, aksine olayda ülkemizin haklı olduğunu görüyorlar. Ancak hükümetin izlediği dış politikayı baştan beri yerden yere vurmak için kendilerini parçalayanların bu olayı fırsat bildikleri görünüyor.

    Ülkemiz yaklaşık yüz sene boyunca gerçekleşmesi mümkün olmayan bir söylem uğruna dış politikada adeta tabuta tıkılmıştı. Biz barış dedikçe dünya durmadan savaştı. Önümüze bu savaşlar sebebi ile Müslümanlara ve dünya mazlumlarına yardım fırsatı çıktıkça bunları korkudan teptik. Batının uyguladığı kuşatma politikaları nedeniylebölgede İsrail ve batı bekçiliğine teslim olduk. Oldu bitti ile kurulan İsrail’i ilk önce biz tanıdık. Fransız işgalinden kurtulan Cezayir’i de uzun zaman tanımamakta direndik. Cezayir’in kurtuluş savaşı sırasında yönetim, halkın korkusundan kurtuluş ordusuna yardım ederken, batının korkusundan da Cezayir’i tanıyamayan korkak ve iki yüzlü bir politika izledi.

      İzlenen bu korku politikası bir işe yaramadı. Korkumuzdan sığındığımız batı bizi adeta esir alarak, kendi inanç tarih ve coğrafyamızdan kopardı. Batının güvenlik kuruluşları başta olmak üzere tüm kuruluşları bizi yüz yıl yönetip sömürdü.

     Ancak 1970lerden sonra sesini duyurmaya başlayan Müslüman siyasetçiler bu sömürü prangalarına isyan edecek söylemler geliştirmeye başladılar. Bu sayede uzun yıllar Rum mezalimi altında inleyen bir avuç Kıbrıs Türkü mezalimden kurtarılabildi. Eğer düzen savunucularına kalsaydı İngiltere ve ABD’ye sormadan bunu yapamazdık.

    Oysa batının haçlı seferlerinde dize getiremediği bu milleti intikam almak için kendi yörüngesine kattığı o kadar açıktı ki. Dünyanın birçokyerinde Müslümanlara ve Türklere yapılan zulümlerine bırakın müdahil olmamızı ses çıkarmamıza bile karşı çıkıyorlardı.

    Çok uzun bir fiili esaretten sonra ilk defa inancımıza uygun, reel politiği değil, ideal politiği nazara alarak dünya mazlumlarına gücümüz ölçüsünde yardım edebilecek duruma geldiğimiz bu günlerde vicdani bir dış politika izleme imkanı bulundu. Hemen yanı başımızda zulme uğrayan milyonlarca Müslümana ve diğer dünya mazlumlarına yardım etmeye çalışmamız eleştiriliyor. Kimisi iktidara gelince sığınmacıları kovacağını söylüyor. Kimisi bu insanlara zulmeden zalimi alenen savunuyor.

     Şimdi ise; binlerce kilometre öteden gelerek zalimi savunan ve bizim soydaş ve dindaşlarımıza bomba yağdıran, bununla da yetinmeyip defalarca sınırımızı ihlal ederek bizi yok sayan, aşağılayan, bir zorba ülkenin uçağını düşürdüğümüz için korkudan aklı b...na karışanlar hemen felaket tellallığına başladılar.

    Biz Müslümanlar biliriz ki müminler nerede bir zulüm görürlerse ona karşı çıkıp, zalimlerle savaşırlar. Bu savaş onlar için farzdır. Bu savaşı yaparken de savaştıkları zalim çok güçlüdür diye savaşmaktan vaz geçmezler. Zira onlar kulun gücünden çok Allah’ın gücüne inanırlar ve bu güçten asla ümitlerini kesmezler.

       Selamlarımla...  

   

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız