Komitacı .... bu kelimeyi ilk defa ortaokul öğrencisi olduğum dönemde ünlü yazar Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun ilk komitacılar kitabını okurken görmüştüm.

    Okuduğum bu kitapta; bu sıfat darbe yapan veya darbe ortamını kırda ve şehirlerde kurdukları çetelerle hazırlayarak yaptıranlaradeniyordu. İlk komitacılara örnek olarak da; ittihatçıları, onların içindeki Yahudi, Ermeni ve Türk komitacıları sayıyordu.

     Darbecilik açısından çok münbit ve zengin olduğu bilinengeçmişimizi incelediğimizde, sayısız meşrep ve meslekten sayısız etnik kökenden komitacının bulunduğunu tespit etmemiz mümkündür.

     Bugün yazımıza konu ettiğimiz “sarıklı komitacılar” ise dini eğitim ve öğretim görmüş medrese mensupları ile sistemli bir din eğitimi görmeyip bu konuda herhangi biz icazet namesi olmamasına rağmen bu sınıftan sayılan bazı malumat furuş kişilerden olan komitacılardır.

     Sitemli ilk darbe hareketi olan ittihat ve terakki partisi içinde birçok Yahudi ve ermeni bulunmakla beraber dini kisveli bu kişilerinde çokça olduğunu ve onların içinde önemli mevkilere gelen kişilerinde olduğunu biliyoruz. Bunlardan en meşhuru, o dönemde evkaf vekili ve şeyhülislam olan Ürgüplü Hayri efendi vardır.

     Yine ittihat ve terakkiyi destekleyen birçok dini şahsiyetin yanında Said-i Nursi de bu hareketi destekleyen önemli dini şahsiyet olarak görülmüştür. Kendisi çok iddialı dini yorumlarının yanı sıra militarist bir kafa yapısına da sahip olduğu biliniyordu. Tıpkı kendisinden sonragelecek takipçisinin olduğu gibi

     Daha sonra ülkemizde yaşanan darbe süreçlerinde de yukarda niteliklerini söylediğimiz bazı dini şahsiyetler ve cemaat önderleri ya açıktan yada gizlice darbecileri destekleyerek “sarıklı komitacı” nitelemesine hak kazanmışlardır.

    Bu 27 mayısta da, 12 eylülde de, 28 şubatta da böyle olmuştur. Bu kişiler darbeleri hep desteklemiş, onların yaptığı anayasalara destek olmuş, açıktan veya gizlice savunmuşlardır.

    12 eylül anayasa oylamasında kendi cemaat mensuplarını olumlu oy kullanmaya teşvik ve yer, yer icbar etmişler, 28 şubatta, seçimle işbaşına gelmiş iktidara açıktan cephe almışlar, kendi okullarını bedelsiz devredecek kadar ileri derecede destek olmuş, olmadık taklalar atmışlardır.

     2002 sonrası seçimle gelmiş iktidarı destekler görünerek iktidar nimetlerinden yararlanırken bile darbecilerle birlik olmaktan geri durmamışlardır. Klasik darbe yapılamayacağı anlaşılınca da bizzat kendileri yeni moda darbeler planlayarak yürürlüğe koymuşlar. Ancak bu defa da başarısız olacakları anlaşılınca kendileri dışındaki meşreplerden olan sarıklı komitacıların desteğini alamamışlardır.

     İslami kesimler hep diğer tarafı darbecilikle suçlarlarken, mesela 2. Abdülhamit e ittihat ve terakkinin zulmünü anlatırken, veya Erbakan Hocaya darbecilerin yaptığını anlatırken bunları görmezden geldiler. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Çünkü bu kez darbenin planlayıcısı da uygulayıcısı da, başında sarıklı komitacının bulunduğu bir yapıdır.

     Selamlarımla...