Geçtiğimiz gün Suruç ilçesinde meydana gelen saldırı da 30 dan fazla insan katledildi. Olayı henüz üstlenen bir örgüt olmadığı halde hedef alınan kitle Kürt siyasi hareketi ve onu destekleyenler olduğu için, olayın olağan şüphelisi İŞİD olarak görüldü. Birde buna başbakanın bu örgütü işaret eden açıklamaları eklenince olayın suçlusu hemen ilan edildi.

        Bu olay belki öngörüldüğü veya iddia edildiği gibi İŞİD tarafından yapılmıştır. Kim bilir, belki de olayı bir başkaları işleyip işi onlar üzerine yıkmak için onların kartvizitini iliştirmiş de olabilir.

       Bu konuda şüphe içinde olmamızın bir çok nedeni vardır. Ama ben herkesin yaptığını yapıp “olaydan kim istifade ediyorsa o yaptırmıştır” genel kabulü yerine başka basit hususlara dikkat çekeceğim.

       Öncelikle bu İŞİD örgütü şimdiye kadar dünyanın bir çok yerinde gerçekleştirdiği bütün saldırıları olaydan hemen sonra üstlenen bir açıklama yapardı. Oysa bu olayın üzerinden 48 saatten fazla bir zaman geçmesine rağmen olayı üstlenen açıklama yapmadı.

      Aslında propagandasını silahlı olarak yapan bütün terör örgütleri de yaptıkları bu gibi saldırıları üstlenerek adlarından söz ettirip böylece propagandalarının yapılmasını sağlarlar. Oysa bu olayı ne İŞİD, nede başka bir örgüt şimdiye kadar üstlenmedi. Dünya çapında ses getiren böyle bir olayı yapan terör örgütleri bu fırsatı kaçırmaz, dayılanarak ve tehditler savurarak olayı üstlenirlerdi.

      Halbuki bu olayı yapan her kim ise olayı üstlenmeyip, olaya İŞİD damgası vurdurmak istemişlerdir. Bu da bize bu olayı yapanların kendilerini açığa vurmaktan çekindiklerini ortaya koyuyor. Demek ki olayı yapanlar kendilerini gizleme gereği duyuyorlar.

       Tecrübeler bize gösteriyor ki operasyonel kabiliyetleri olan istihbarat teşkilatları yaptıkları bu gibi saldırıları ya taşeron örgütlere yaptırırlar, veya kendileri bu saldırıları yapar fakat işi başkalarına yıkacak iz ve deliller koyarak olaydan bekledikleri faydayı sağlarlar.

      Bana öyle geliyor ki, bu olay da tipik bir istihbarat teşkilatı saldırısıdır. Bunu yapabilecek çok sayıda istihbarat teşkilatı da ne yazık ki o bölgemizde var. Bölge ve bölge dışındaki devletlerden her birisinin de bu olayı gerçekleştirme sebebi de gücü de var. Sadece Suriye yönetiminin bu olayı bugün için yaptıracak gücünün olmadığını düşünüyorum. Geçmişte Reyhanlı ya benzer bir saldırıyı yaptığı nerede ise kesinlik kazanan Suriye yönetiminin günümüzde artık bu güçten yoksun olduğu kanaatindeyim.

      Bunun dışında bölgemizdeki İran başta olmak üzere İsrail, ABD ve Avrupa devletlerinin her birisinin böyle bir olayı yapma ihtimalleri İŞİD ihtimalinden daha fazla görünüyor. Çünkü dediğim gibi buna dair çok nedenleri var. Başta ülkemizin Kürt meselesini kendi milli çözümü ile çözmek istemesinin önüne taş koymaktan tutunda ülkede bir iç savaş çıkarma ve bizi zayıf duruma düşürüp, yeniden sömürü altına almak isteğine kadar bir çok nedenleri var.

      Ama sanıldığı gibi bu olay ülkede Kürt-Türk çatışması çıkaramayacak. Çünkü herkes biliyor ki, İŞİD içerisinde Türklerden çok Kürtler var ve bunların sayıları on binlerle ifade ediliyor. Kürtler bu olayın intikamını almaya kalkarlarsa kendi Irkdaşlarını öldürmek zorunda kalacaklar. Bunun önüne geçip, tepkileri iktidar üzerine çekmek için yoğun bir çaba harcıyorlar.

     Kürt siyasetçiler ve bir takım İslam karşıtı kesimler buna özel bir önem veriyorlar. Ancak gayretleri boşuna. Eğer iddia ettikleri gibi bu örgütü iktidar destekliyor olsa bile bunu onların anlayıp ispat edecekleri deliller bırakarak yapmaz. Nitekim bu iddiaları da ispattan yoksun kalmaya mahkum.

     Geçmişte Osmanlıya karşı batının Ermenileri kullanıp işleri bitince de bir kenara attıkları gibi günümüzde de Kürt sorununu kendimizin çözmememiz konusunda Kürtleri kullanıp bir kenara atacaklar gibi. Son iki senedir Kürtleri ekseninden çıkararak onları Öcalan’a rağmen  İslam düşmanı kampa dahil ederek çözüm sürecini başlatan ve destek veren Müslümanları düşmanlaştırmaları bunun işareti olsa gerek. Bu olayı da yine İslam düşmanlıklarına meze yapacaklar gibi..

         Selamlarımla...