- 8.02.2015 00:00
Yapılan seçimler sonrasında sonuçları herkes yorumluyor. Yorumların kimisi akla, mantığa ve siyasi realiteye uygun iken, kimi yorumlar siyaset ve hayatın gerçeklerinden çok uzak. Aslında uzun uzadıya yoruma gerek yok, iktidarın gitmesini Kürtlerin vermediği oylar sağladı.
Seçimden önce yapılan yönlendirmelerle, siyasi partilerin ekonomik vaatlerle halktan oy alabileceği algısı pirim yaptığı için hemen tüm muhalefet partileri vaatler konusunda birbirleri ile yarıştılar. Emeklilere ikramiyeden, asgari ücret artışına kadar oldukça cazip vaatler umulduğu gibi seçmene hiçte cazip gelmedi. Eğer bu vaatlere kanılsaydı CHP çok büyük başarı elde ederdi.
Aksine seçmen, seçimleri ideolojik temel üzerine bina etti. Bu da ülkedeki Türk ve Kürt milliyetçiliği ideolojisi etrafında mücadele şeklinde cereyan etti. Her iki tarafta kendi milliyetçiliği üzerine propaganda yürüttü.
Seçimin bu zeminde geçeceğini zamanında gören cumhurbaşkanı gidişi önlemek için elinden geldiği kadarı ile bu ekseni değiştirerek yıkıcı milliyetçiliklerden milleti korumak için uğraştıysa da yeterince başarılı olamadı. Her iki tarafta da gözleri kör eden kalpleri diğerine kapatan menfi milliyetçilik inançlarına galebe çalmıştı.
Geçmişte milliyetçilik ve ulusalcılık Türkler tarafından kullanılarak kitleler resmi ideoloji ve Kemalizm’e asker edilmişlerdi. Bu seçimde ne yazık ki Müslüman Kürtlerde bu modaya uyarak içlerine sızan solcu Kemalistlerin izini takip ettiler. Yakın zamana kadar sadece Türk milliyetçileri ve ulusalcıları “Mustafa kemalin askerleriyiz” diye bağırırlarken şimdilerde Müslüman Kürtler de bu modaya uyarak aynı nakaratı tekrarlayanların yanında saf tutacak kıvama getirildiler.
Oysa bu ülkenin Müslüman Kürtleri çok iyi biliyorlardı ki birlikte yaşamanın ortak zemini inancımızın kuşatan birleştiren bizi kardeş yapan özelliği idi. Bu özellik kulak ardı edildiğinde görmezden gelindiğinde ülke hem Müslüman, Türklere hem de Müslüman Kürtlere dar edilmişti. Mevcut iktidar bu ayrışmayı İslam kardeşliği bağlamında ele almaya başlayınca bölgede yüzler gülmüş, anaların göz yaşı dinmeye başlamıştı.
Kanın, gözyaşının kıtal ve cinayetlerin bitmeye başlaması uzun zamandan beri bizi sömüren Siyonist ve ırkçıların sömürü politikasını tıkadığı için iç savaştan en çok muzdarib olan Kürtleri ırkçı Kürt milliyetçiliğine teslim etmenin tuzaklarını kurdu. Müslüman Kürtlerde bu tuzaklara kanarak yeniden ayrılığın ve kanın önünü açacak seçim sonuçlarının doğmasına sebep oldu.
Bu ülkenin İslamcı Türkleri yarım asırdan beri İslam çerçevesinde Müslüman Kürtlerin başta dil hakları olmak üzere her türlü haklarını savunmaya devam ettiler. Kuvvetli olarak iktidara gelince de, her türlü riski göze alarak, birazda bölgedeki Müslümanlara güvenerek bu kardeş kanının durması için adımlar attılar. Bu konuda da epey bir mesafe alındığını herkes kabul ediyor.
Ancak onlar kendilerinin mutluluğu için atılan bunca adımı bir kenara iterek, çözüm yerine kan ve göz yaşını tercih ettiler. Bu yorum belki ağır gelebilir ama bundan sonra iktidara gelecek hiçbir İslamcı Türk ,arkalarında sağlam durmayacağı anlaşılan Müslüman Kürtlere güvenerek adım atamaz. Bu seçim çözüm sürecini fiilen bitirmiştir. Eğer batının ve içimizdeki işbirlikçilerinin istediği bir hükümet kurulursa ortalığın yeniden kana ve göz yaşına boğulacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
Unutmayalım ki bölgede kanın akması hem sömürgeci batının hem de, varlığını kan ve göz yaşının devamına borçlu olan resmi ideoloji savunucularının işine gelir. Ülkede kan ve göz yaşı bittiğinde resmi ideolojide biter. Bunun tersi de geçerlidir. Onun için başkanlık sistemi tu kaka ediliyor. Batılıların uyguladığı sistemi yine batılılar bize layık görmüyorlar. Bizi bize bırakmayacaklarını yüksek sesle ve pervasızca dillendiriyorlar.
Artık tarihi fırsat kaçmıştır. Bundan sonra doğuda akacak kardeş kanına hazır olmalıyız. Seçim sonuçlarının diyetini Kürtler ve Türkler batıya silah parası olarak ödeyecektir. Bunu da seçim sürecinin bitirilmesine her türlü desteği veren siyasi partilerin eliyle sağlayacaklardır. Onların iktidar olmalarına bile gerek kalmadan, ülkede belirsizlik yaratarak bunları yapmaya başladılar.
Bir günde tepe taklak olan ekonomik göstergeler bunu fazlası ile gösteriyor.
Selamlarımla....
Yorum Yap