- 8.03.2015 00:00
Gezi isyanı sırasında Kabataş da Müslüman tesettürlü bir hanıma bebeği ile beraberken solcu ve ulusalcı Vandallar tarafından yapılan taciz, darp ve aşağılamaları toplumun gözünden kaçırıp Vandalları aklamak içi olmadık soytarılıklar hatta zulümler sergileniyor.
Bu zulmü örtbas etme mezaliminin elebaşı da, yıllarca ana baba zoru ile dini eğitim aldırılmış fakat Allahın kendisine iman nasip etmemesi sebebi ile bunca zorlama torpile rağmen bu eğitimi tamamlayamamış bir nasipsizdir. İman yoksunu bu nasipsiz eğitimini tamamlayamamasına rağmen yine torpille Müslümanların dişinden tırnağından kestikleri paralarla kurdukları televizyonda meşhur olduktan sonra irtidadını açıklayıp İslam karşıtı bir cephede Müslümanlarla savaşta saf tutmuş bir kişidir.
Bu kişiyi çoğunuz televizyonlardan tanırsınız bende birebir görüşmelerimden tanırım ismen onu anıp köşeyi onun pis şöhreti ile kirletmemek için zikretmiyorum. Fakat hepinizin bu soysuzu tahmin ettiğinizi biliyorum.
Bu ve bunun gibiler yaşanmış olan elim olayı bile, bile yaşanmamış gibi göstermek olayın zalimlerini değil mazlumunu suçlamak için olmadık ahlaksızlıklara imza atıyorlar. Bu Müslüman mazlum mağdureyi suçlu göstermek için her türlü saptırmayı utanmadan yapıyorlar. Çünkü onlar Allaha ve ahiret gününe, hesaba inanmadıkları için yalanı gerçek gibi söylemeye alışmışlar.
Peki; bu şeref yoksunları olayın gerçeğini çok iyi bildikleri halde neden bu yalan üzerine kurdukları zulmü devam ettiriyorlar? Sebebi şu; gezi olaylarını tezgâhlayan güçlerin gayesi toplumda bir iç savaş çıkarmaktı. Çıkacak bir iç savaşın bir tarafı hazır olmasına rağmen karşılarında onları ciddiye alıp savaşacak taraf bulamadılar. Sırf bu savaşı tahrik etmek için hem ibadet haneye, hem de Müslüman bir kadına bu zulüm ve tecavüzü reva gördüler.
Her iki olay konusunda da ilk duygusal tepkiyi Tayyip Bey verdi o günlerde her iki olayla ilgili görüntüleri de yayınlayacağını ilan etti. Ancak ortak akıl devreye girerek bu şeytani planı bozdu ve iç savaş çıkaracağı mutlak olan görüntülerin yayınlanmasının önüne geçti. Eğer hem camide içki içildiğinin, hem mihrap ve minberde açık zina edildiğinin görüntüleri yayınlansaydı bir iç savaşı kimse önleyemezdi. Bu olaylara demokratik tepki verilmesine karar verilerek Müslümanlar meydanlara çıkarılarak gözdağı verilmekle yetinilmesi kararlaştırıldı. Özellikle Kazlıçeşme Meydanı gözlerini korkuttuğu için kuyruklarını kısıp inlerine döndüler.
Aslında hem camide hem de Kabataş da Müslümanları iç savaşa teşvik için cereyan eden olayların kayıtları hem mitte, hem emniyette hem de mobese kayıtlarında var. Birisi kaybolsa diğeri kaybolmaz. Ancak devlet sorumluluğu sebebi ile bunların yayınlanmasından vazgeçildiğini söyleyebilirim. Eğer idare bu görüntüleri yayınlasaydı, çıkacak iç kargaşayı belki bastırırdı. Ama olayın mağduru kadın ve ailesi aylarca bu görüntüleri seyretmek veya seyredenlerin sorularına muhatap olmakla karşı karşıya kalacaktı. Aile ve mağdure bu sıkıntı ile karşılaşmak yerine yalancı damgası yemeyi tercih etmiş. Bunu köşelerinde yazı yazan tahrikçilerde bildikleri halde olayı kaşıyıp duruyorlar.
Peki; bunu bugünlerde neden yeniden ısıtıp gündeme taşıdılar? Bunu anlamak için Siyonist ideolojiyi birazcık bilmek lazım. Bu ideolojiye inanlara göre kıyamet gününden önce kendi kurtarıcıları gelip krallıklarını kurarak tüm dünyayı bunlara verecek. Onun içinde onlara göre “tanrıyı kıyamete zorlamak” gerekiyor. Bu zibidilerde devleti bu görüntüleri yayınlamaya zorlayarak iç savaş çıkarıp kendi hâkimiyetlerini bu şekilde kuracaklarına inanıyorlar. Bütün bu vicdansızlıklar bunun için icra ediliyor.
Ama üzülmesinler, gerçeklerin erde, geçte ortaya çıkmak gibi bir değişmez huyu vardır. Olayların ateşi yeterince soğuyunca bu konudaki kan dondurucu görüntüleri onlarda izleyecek ve belki de Allah utanma duygusu verirse utanacaklardır ama bu yaptıklarının hesabını Allaha vereceklerdir.
Dünya kadınlar gününü ihyaya çalıştığımız bu günde ülkemiz Müslüman kadınlarının zulüm düzeni savunucuları tarafından nasıl bir zulme maruz bırakıldığına ibretli bir örnek olduğu için yukarıdaki düşünceleri dikkatlerinize sunmaya çalıştım.
Selamlarımla….
Yorum Yap