- 24.02.2014 00:00
İnsanoğlu her türlü hayırlı aracı, hayırsız hale getirme özelliğine sahip. Kendi hayatını kolaylaştırmak üzere Allahın verdiği aklı sayesinde icat edip ürettiği araçları ellerine alınca kendilerinin ve diğer insanların hayrına kullanacağına, aksine diğer insanların aleyhine kullandığını tarihte gördük.
Aslında uzun uzadiye felsefe yapmaya gerek yok. Devlet aygıtından veya aracından bahsetmek istiyorum. Bildiğimiz gibi insan topluluklarına adalet, güvenlik barınma gibi hizmetleri kamu adına yapmak üzere oluşturulan devlet aygıtları, daha ilk günden itibaren kavgalara sebep olmuştur. İnsanlar bu aygıtı ele geçirmek için amansızca savaşmışlar, babalar oğullarını, kardeşler kardeşlerini, karılar kocalarını iktidarı ele geçirmek üzere savaşıp yok etmekten çekinmemişlerdir.
Devlet aygıtını en çok su-i istimal eden toplumların başında da bizim toplumumuz gelmektedir. Tarihte 17 devlet kuruduğumuzu övünerek anlatmamıza rağmen, nedense 16 tane de devlet yıktığımızı pek dillendirmeyiz. Biz devlet aygıtını ele geçirip, iktidar sahibi olmayı seven bir milletiz. Sokağa çıkıp, vatandaşa, “seni devlet başkanı yapsalar ne yaparsın” diye sorsak hiç kimse ben bu işe ehil değilim demez. Aksine hepimiz iktidar gücünü elimize geçirip kullanmayı isteriz. Bizim tarihimizde de insanlık tarihinde de çok kanlı iktidar kavgaları olmuştur. Bunun tek istisnası yaklaşık 30 sene süren asr-ı saadet dönemidir. Sadece o dönemde iktidar verilmek istenen sahabe-i kiram iktidara gönüllü olmamıştır.
Günümüze gelince; seçimle iktidarlar gelip giderken, iktidarı eline geçiren kadroların hemen tamamı muhalefette iken devlet aygıtından şikâyet edip, onun haksız ve adaletsiz olarak kullanıldığını söyledikleri, kendilerinin bunu değiştireceğini vaat ederek iktidara gelip, tersini yaptılar.
Bugün de aynısı yapılıyor. Muhalif odaklar bugüne kadar bu eleştiriyi mevcut iktidara yönelttiklerinde şahsen ben bunun geçici olduğuna inanıyordum. Bana ve benim gibi düşünenlere göre iktidar vesayet odakları ile mücadelesini kazanıp, demokratik ortamı iyileştirince bu antidemokratik devlet kurumlarını ya kapatacak veya demokratik hale getirecekti. Ama bunda yanıldığımızı son MİT yasası dolayısı ile anladık.
Hükümet iktidara gelirken ve hatta iktidarının neredeyse ilk on yılında hep bu antidemokratik kurumlardan şikâyet etmişti. Ondan beklenen bürokratik oligarşiyi oluşturan bu kurumları şeffaf ve adil işleyen bir hale getirmesiydi. Fakat ondan beklenenleri bir türlü yapmadı. Tam muktedir oldu, artık sıra bunlara geldi dediğimiz bir dönemde cemaat kavgası zuhur etti. Ak parti iktidarı bu vasıtaları ve kanunları dönüştürürken geleceği düşünmüyor.
Bunu sadece çıkardığı son kanunlarda değil iktidara geldiği günden beri yapıyor. Mesela TCK, CMK gibi kanunları da böyle çıkardı. Yine terörün mali kaynaklarını kurutma yasasını da böyle çıkardı. O günlerde hem biz hem de ulusal basından birçok Müslüman bunun İHH ve benzeri kurumları bitirip ülkeyi terör destekçisi durumuna düşürmek için bir plan olduğunu yazdık. Hatta yasa için oy kullanacak vekillere bile söyledik. Ama anlatamadık. Şimdi bu yasa ya dayanarak on binlerce kişinin telefon konuşmalarının dinlendiğini basından okuyoruz.
Cemaatle amansız bir mücadeleye girişmesini bahane ederek, yine öyle bir kanun tasarısını gündeme getirdiğini şaşkınlıkla izliyoruz. Bunu da koskoca devletin kıytırık cemaate karşı verdiği mücadeleye bağlıyor olması ayrı bir sıkıntı. Eğer gerçekten mücadele etmek niyetinde iseniz size elinizdeki imkân ve hukuk enstrümanları yeterli iken bunun yerine ülke insanını ve özellikle inançlı insanları ileride sıkıntıya sokacak olağanüstü yetkilerle donatılan kurumlar ihdas edilmesi kabul edilemez.
Geçmişte oluşturulan batı çalışma gurubu nasıl hala konuşuluyor, yaptıkları kabul edilmeyip, bunu yapanlar yargılanıyorsa bu MİT yasası da böyle bir yapı ortaya çıkaracaktır. Daha da önemlisi bir iktidar değişikliğinde başta ak partililer olmak üzere tüm inançlı insanlar aleyhine kullanılacaktır.
Meclis gündemine gelmiş olan bu yasanın ben hala çıkmayacağına inanıyorum. Eğer iktidar partisi yetkilileri akıllarını peynir ekmekle yemedilerse, böyle bir kanunu bu şekilde çıkarmazlar. Şayet çıkarırlarsa kendilerini rakiplerinin ve muarızlarının onları bitirmesine fırsat kalmadan kendileri bitirirler. Çünkü Allah bir kulu cezalandıracağı zaman onun aklını başından alırmış. Umarım onların akıllarını başından almamıştır.
Hep dilimize doladığımız gibi; insanlar meselelere ilkesel temel de bakmak zorundadır. Ak parti iktidarı maalesef devlet ve onun kurumlarına ilkesel olarak yaklaşmadı. Onlar kendi kontrolünde değilken eleştirdiği halde kendi kontrolüne geçince tepe tepe kullanmayı tercih etti. Bu YÖK de böyle oldu, MGK da böyle oldu, diğer üst kurullarda böyle oldu. Şimdi MİT de böyle oluyor. Ülkede tüm insanları zamanında fişlemiş, darbelerde, hep darbecilerin yanında durmayı benimsemiş böyle bir kuruluşa bu yetkileri vermek ülke insanlarını kıyıma uğratmakla eş değerdir.
Selamlarımla…
Yorum Yap