BU KAVGA BURDA BİTMEZ

  • 9.12.2013 00:00


         Cemaat- Ak parti arasındaki dershaneler dolayısı ile su yüzüne çıkan kavgada yeni bir aşamaya gelindi. Son bakanlar kurulu toplantısında dershanelerin bir yıl daha öğrenci kaydetmesi konusundaki esneme cemaat temsilcilerince, aksini bildikleri ve düşündükleri halde, kavganın bittiği, dershanelerin kurtarıldığı şeklinde yorumlanmaya, yayılmaya başlandı.

         Bakanlar kurulu toplantısından sonra açıklama yapan hükümet sözcüsü, daha önceki konuşmaların aksine bu konuşmada cemaate daha ağır göndermelerde bulunmasına rağmen bu sonucu nasıl çıkardılar merak ediyorum. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, toplantıdan sonra yaptığı değerlendirmede, tasarının Ocak 2014 tarihinde yasalaşacağını, 2015 Eylül ayında ise dershanelerin tamamen tarih olacağını açıkladı. Ancak Milli Eğitim Bakanının yaptığı görüşmelerde dershane sahiplerinin talepleri doğrultusunda, ekonomik nedenlerle, bu yıl ocak ayında son kez öğrenci kaydı yapmalarına müsaade edilmesine karar verilmiş. Yoksa herhangi bir geri adım söz konusu değil.

         Ama cemaat her konuda olduğu gibi bu konuyu da tersyüz ederek hükümeti diz çökmüş, geri adım atmış pozisyonunda göstermeye gayret etmiştir. Bununla da kalmayıp, bir gün öncesi manşetlerinden ateş saçan yayın organları ertesi gün sus-pus durumuna geçmişler.

        Benim naçizane düşünceme göre pazarlıkların görünen yüzü dışında bir arka planı var. Ve bu plan hükümet sözcüsü daha açıklama yapmadan karşı tarafa konu iletildi. Onlarında şimdilik kaydı ile rızası alınarak ortak bir zemin arandı. Bu anlaşmazlığın ötelenmesine her iki tarafta seçimler nedeniyle mola verdiler.

      Olayın arkasında cemaate yakın birisinin yakın bir zamanda devletin yüksek makamlarından birisine getirilme ihtimali cemaatin ağzını kapattı. Aslında bu olayın arka planında ABD var. Bu ülke cemaatin elini kuvvetlendirip, ona başka siyasi odaklarla pazarlık yapma imkânı tanıyarak bu yardımı yaptı. Hiç dikkat ettiniz mi, daha önce CHP liderine randevu vermemek için direnen ABD neden tam bugünlerde randevu verdi. Yapılan bu ziyarette öne çıkan en önemli görüşmeler, neden cemaat yanlısı sivil toplum örgütlerle yapılan görüşmeler oldu.

      Olay, cemaatin Ak partiye mahkûm olmadığı mesajını vermekti. Nitekim Kılıçdaroğlu orada verdiği mesajda açıkça “ Türkiye AKP den ibaret değildir” demek suretiyle konuyu açıkladı. Ama bu olayda CHP’nin kullanıldığını ilerde bizzat kendilerinin anlayacağını düşünüyorum.

       Pazarlık nasıl yapılmış olabilir?

       Eğer komplo teorisi demezseniz, ben Tayyip bey sonrası kimin başbakan olacağı konusunda pazarlığı yapıldığını düşünüyorum.

       Cümle âlem biliyor ki; önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip bey Cumhurbaşkanlığına çıkmak istiyor. Bu isteği de makam hısından değil partisini ve mensuplarını garantiye alacak yargı değişikliklerini bu makamda daha iyi yapabileceğini düşündüğü içindir. Eğer bu haliyle siyasetten çekilecek olursa, yargı onu ve yanındakileri rahat bırakmayacak. Nitekim bunun işaretini anayasa mahkemesi başkanı açıklaması ile verdi. Bunun işaretini MİT müsteşarının sorgulanmak istenmesi verdi. Başbakan da bu mesajları aldı.

      Kendisi Cumhurbaşkanı olursa, planladığı bu değişiklikleri yaparken ona yardımcı olacak, önünü kesmeyecek, hükümete ihtiyacı var. Onun için en iyi olanı da kendisinden sonra Abdullah beyin Başbakan olmasıdır. Ama buna yasal engel var. Cumhurbaşkanlığından inecek olan Abdullah beyin hemen Başbakan olması mümkün değil. Çünkü Başbakan olması için milletvekili olması gerekir. Milletvekili seçimleri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir yıl sonra yapılacak. Bu sürede bir Başbakan lazım. Hatırlanacağı üzere geleceğin başbakanı olarak cemaat ak parti içine bir Truva atı soktu. Ona da en büyük itiraz başbakan yardımcısından geldi. “neden ben değil de o” diyerek. Ama bu aşamadan sonra ak parti yeni cemaatçilerle uğraşacağına kuruluşundan beri cemaate yakınlığı bilinen kendi arkadaşlarını tercih edecekler gibi.. 

      İşte bana göre bugünlerde bu pazarlık yapılıyor. Cemaatin durup dururken geri adım atmasının arkasında bu olsa gerek. Bu ara dönemde cemaate yakın duran birisinin Başbakan olması demek dershanelerin şimdilik kapanmadan kurtulması demektir. Cemaate yakınlığı ile bilinen, Başbakan olması AK parti tabanı tarafından yadırganmayacak kim Var? Onu da siz bulun.

      Ama pazarlıklar nasıl yapılırsa yapılsın. Bu kavga burada bitmez, sadece ertelenir. Çünkü AK partinin fikri genetiği ile cemaatin fikri geçmişi arasında o kadar büyük bakış ve ideal farkı var ki, “durun siz kardeşsiniz” denemiyor. Araya kim girerse girsin anlaşmazlık bitmez, sadece ertelenir. Bugün yapılanda budur.

     Selamlarımla… 

      


        

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız