Mısırda yaşananlar eşine az rastlanır hukuk tanımazlığın ve eşkıyalığın ABD ve Avrupa desteği ile icra edilmesinden başka bir şey değildir. Mevcut diktatör devrilip, serbest seçimlerle iktidara gelenlerde kendi ideolojilerini göremeyen bu ülke elitleri ve batıcıları tıpkı bizde elli seneden beri yaşandığı gibi batıcıideolojilerinin sandıklardaki mağlubiyetinin acısını, askeri darbeye destek vererek çıkarıyorlar. Tabi demokrasiyi İslam ülkelerine çok gören batılılar ve demokrasiden kendi iktidarlarının geleceği konusunda endişe duyan zalim kralların desteği ile darbeyi devam ettirmeye çalışıyorlar.

    Eğer Mısırda halkı bu yolla dize getirmeyi başarırlarsa, sıranın Tunus’a Libya’ya geleceğinden kuşku duyulmuyor. Çünkü buralarda da aynı filmi vizyona soktular bile. Bu hareketi ilk önce ülkemizde başlattılar. Ancak henüz etkili olamadan geri püskürtüldüler. Ama henüz bu ayaklanmalar bitmedi. Mısır da eğer darbeciler başarılı olurlarsa bu durumun ülkemizde de darbe amaçlı ayaklanan ayaklanmacılara yeni bir motivasyon olacak, daha güçlü dış destekle yeniden ve daha şiddetli kanlı olaylar planlanarak sahneye konulacaktır.

         Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi, gezi ayaklanmaları henüz bitmemiştir. İçten içe cadı kazanı kaynatılmaya devam ediliyor. Kimisi, oruçsuz iftarlarla, abdestsiz namazlarla bu hıyanete destek verirken, kimisi de dışarıdaki ağababalarının maddi desteği ile ünlü gazetelere tam sayfa ilanlarla millete ve onun ekonomisine, yönetimine, idarecilerine ve hatta inancına topyekûn savaş ilan ediyorlar.

        Küresel sömürü sistemi tüm İslam coğrafyasında İslam’a ve Müslümanlara savaş açmış durumda. İslam dünyasında halkın oyu ile iktidara gelen Müslümanlar sömürgecilerin işlerine gelmiyor. Mısırda iktidara gelen ihvan-i müslimin ve başkan Mursi batının ve İsrail’in izlemesini istediği politikaları terk etmeye başlayınca bu ülkedeki batıcıları ayaklandırıp darbe yaptırdılar.

       Dünyanın her köşesinde demokrasinin bekçisi olduğunu iddia eden batı ve ABD bu ülkedeki darbeye utanmadan alkış tutmuştur. Darbeciler refah kapısını kapatınca İsrail darbenin başındaki kanlı katili “halk kahramanı” ilan etmiştir. Zaten öteden beri yaptıkları bu değil mi? Hangi kanlı katil ülkesinde Müslümanları katletmişse batı, onu ya kahraman, ya da milli şef ilan etmeye alışkındır. Bugün de aynı teraneyi çalmaya devam ediyorlar. Hakka ve hukuka aykırı olarak katledilen mazlum Müslümanları da ya terörist veya hain ilan ederek gözden düşüreceklerini zannetmektedirler. Batı yanlısı askeri idarelerin katlettiği tüm Müslümanlara yüz yıldan beri aynı şeyi yapmaktadırlar.

      Tunus da yaklaşık iki aydan beri batı değerlerini kendi yerli değerlerine tercih eden sözde aydın sayılan kitleleri mevcut idareye karşı ayaklandırmaya ve darbeye teşvik etmeye devam ediyorlar. Eğer mısırda Müslümanları boyun eğdirirlerse, hiç şüpheniz olmasın orada da darbe yapacaklardır. Nitekim Tunus da laik hayat tarzını benimsemiş bazı siyasetçileri katlederek halkı idareye karşı kışkırtmaktadırlar. 1990larda bizde bazı laikleri çetelere katlettirip, Müslümanları bu cinayetlerden dolayı sorumlu tutmaya kalkıştıkları gibi Tunus da aynı planları icra etmektedirler. Adeviye meydanı sadece mısır için değil tüm İslam dünyası için direnmektedir. Arap baharı ile kendi kaderini kendi eline almak isteyen Müslümanlar darbeler ve katliamlar ile püskürtülmeye çalışılıyor.

      Eğer Mısır da ihvan-i müslimin yenilgiye uğratılırsa, Suriye de zalim kalıcı olur. Körfezdeki hain krallar ülkelerini tahtlarına zarar gelmesin diye daha zalimce sömürtür, İsrail’i rahatsız edecek tüm yapılar yok edilir. İslam dünyası yüz sene daha belini doğrultamaz.

     Eğer Mısırda darbeciler başarılı olursa, Türkiye de Ak parti iktidarı muhakkak darbe ile devrilir. Zaten üç aydan beri yürütülen darbe planları başarılı olup, kanlı bir darbeyi başımıza bela ederler. Bundan zerre kadar kuşku duymuyorum. Siz bakmayın “ bu ülkede artık darbe olmaz” tespitlerine, “darbe olursa tankın üzerine çıkarım” saçmalıklarına. Bunları söyleyenler tıpkı tahrir meydanındakiler gibi, hem İstanbul taksim meydanında, hem de Ankara Kızılay meydanında havai fişeklerle darbeyi kutlarlar.

    12 Eylülde sağı, solu herkes darbecilerin elini öpmek için sıraya girmediler mi? Bugün gezi ayaklanmasına destek olan, sermaye, basın ve Avrupa darbecileri alkışlamadı mı? Yine alkışlarlar. Yeter ki darbe yapanlar İslam düşmanlılarını açıktan ilan etsinler ve “NATO ya ve AB ve ABD ye bağlıyız” desinler.

     Ülkemizde iktidar son birkaç senedir dünyadaki kurulu düzeni sorgulamaya başlamakla arı kovanına çomak soktu. Daha önce iktidarı yere göğe koyamayan ABD ve AB Tayyip beyin BM deki statükoyu alenen sorgulamasının ardından biletini kesmek istediler. Onu için onu dış politikada açığa düşürme gayretleri son sürat devam ediyor. Ben bunda başarılı olabileceklerini düşünmüyorum. Daha doğrusu düşünmek istemiyorum. İstikameti doğru olanlara Allah yardım eder. İktidar mazlum Müslümanların yanında durmaya devam edip, zorluklara sabrettiği müddetçe başarılı olacaktır. Bunu Allah vaat ediyor.  

      Eğer kısır dış politika hesaplarını öncelemeyip, şimdiye kadar gösterdikleri Müslüman yaraşır dik duruşu göstermeye devam ederlerse tüm ümmetin duaları onların yanında olacaktır. Unutmayalı ki; Allah mazlumların dualarına icabet eder.

       Saygılarımla…