TAVA TENCERE MAHKEMELİK OLMA YOLUNDA

  • 22.07.2013 00:00

      27 Mayıs 2013 tarihinden bugüne kadar, gezi parkını bahane ederek çeşitli kanunsuz eylemlerle milletin huzurunu bozanlar, kamunun malını yağmalayanlar, esnafın dükkânlarını talan edenler, adli soruşturmalarla yavaş, yavaş mahkemelerin önüne çıkarılmaya başlandı. Şimdi sıra eline tava-tencere alarak gece gündüz sürekli tamtam çalarak hem halkın huzurunu bozmak, idareyi itibarsızlaştırmayı sağlamak hem de eylemlere süreklilik kazandırmayı amaçlayanların yargı önüne çıkarılmasının zamanı geldi.

      Gece demeden, gündüz demeden sürekli gürültü yaparak sükûnete ihtiyacı bulunan yaşlıları, hastaları, ders çalışacak öğrencileri, gündüz işine gitmesi gereken işçi, memur, esnaf ve işadamı gibi çalışanların istirahatlarına kast eden bu zümrenin durdurulması gerekmektedir.

      Bu görevde şehirde zabıta görevi yapan polise düşmektedir. Ancak polisin kendiliğinden bu kabil olaylara müdahalesi çok güçtür. İşi polisin görüp, gerekli tespiti yaparak adliyenin önüne çıkarma şansı çok azdır. Eğer işlenen fiilden doğrudan etkilenen kişiler şikâyetçi olursa polisin usulünce tespit yaparak adli makamlara çıkarması hem daha hukuka uygun olur, hem de kısa sürede netice alınabilir.

      Başbakanın da artık şikâyetler canına tak etmiş olmalı ki, Kastamonu da havaalanı açılışında yaptığı konuşmada bu hususa değinip rahatsız olanların şikâyet müessesesini işletmelerini önerdi. Bu öneriyi de daha sonra yaptığı iftar konuşmalarında tekrar etti.

     Bu konuşmadan sonra pabuç’un pahalı olduğunu gören muhalefet hemen yaygarayı basmaya başladı. Ana muhalefet sözcüleri “bu halkı birbirine düşürmektir” demeye başladılar. MHP genel başkanı ise işi daha da ileri götürerek, “bu iç savaşa davetiyedir” demeye aşladı. Hâlbuki birileri halkın huzur ve sükûnuna kast ederek yasaları çiğniyor. Devlete düşen de bu kanunsuzluğun önüne geçip huzur ve sükûnu iade etmektir. Yani şikâyetçiler şikâyetlerini yapacak, devletin polisi de tespit yaparak varsa kanunsuzluğu adli makamların önüne çıkaracak. Bunda gocunacak ne var?  

       Halkın malına, canına, huzur ve sükûnuna kast ederek özgürlük kullanılamaz. Eğer, hükümeti protesto eylemi yapmak istiyorlarsa, kimsenin canına, malına, huzuruna halel getirmeden yapmak zorundadırlar. Bu bütün demokratik toplumlarda böyledir. Hukukun hâkim olduğu toplumlarda da böyledir.

      Ağızlarını her açtıklarında demokrasi, hak, hukuk diye yırtınanların, bundan memnun olmaları gerekirken, bunu yapmayıp, kamunun mallarını çapullayan, esnafın dükkânlarını talan eden, ülkenin ekonomisine zarar veren bu gibi eylemlere çanak tutmaları çok manidardır. Ülkede her şey yolunda gitmeye başlamışken, bu bahanelerle istikrarsızlık yaratıp, ülkenin küresel sömürücüleri için sömürü kapılarını açılmasına sebep olanlar elbette sandıkta bunu hesabını verirler.

       Ama bu yağmacı zihniyetin maşası olan fertlerinde yaptıklarının hesabını Türk adliyesine de vermeleri çok geç olmadan sağlanmalıdır. Sadece eylemi yapanlar değil bu eylemleri organize ederek, olayları kaşıyarak, hatta eylemlere azmettirenlerinde hesap vermesi sağlanmalıdır.

       Unutmayalım; gezi olayları başladığında ülkede Faizler %4.62 iken olaylar başlar başlamaz faizler % 100’ün üzerinde artarak yaklaşık %9lara çıktı. Bu tamtamcıların yüzünden bu millet bu faturayı ödemek durumunda kalmıştır. Bunu hesabının sorulmasının adı ister cadı avı olsun, isterse başka bir şey olsun bunun yapılmasını istemek vatandaşlar olarak hakkımızdır.

       Halkın huzuru bozuluyor, istikrarsızlık yaratılıyor ve milletin malı sömürtülüyor. Protesto eylemleri yasalar içerisinde kalarak yapılabilecekken, bunu yerine bu Vandallıkları sergileyenlerden elbette hesap sorulacaktır. Mademki bu tamtamcılar ne devlet, ne insanlık nede komşuluk hukukuna riayet etmeyi istemiyorlar, bunlarla hukuk içinde mücadele etmek, her vatandaşın en doğal hakkıdır.

       Benim imtihana girecek çocuğumu, evde hasta yatan hastamı, beşiğinde uyuyan bebeğimi ve benim istirahatımı düşünmeden sabaha kadar tava tencere çalıp gürültü edeni komşuluk adına affedemem kimse kusura bakmasın. Herkesin canı, malı, huzuru yasaların teminatı altındadır. Ülkemizdeki meri ceza yasaları da bunlara aykırı davranış gösterenler için müeyyideler koymuştur. Şeriatın kestiği parmak acımaz.

       Selamlarımla…

    

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız