MISIRDA DARBENİN NEDENLERİ:

  • 4.07.2013 00:00

 

            30 yıldan beri kitle iletişim araçlarındaki baş döndürücü ilerleme ve gelişme nedeniyle, savaşları, darbeleri artık canlı yayınlarla izler hale geldik. Hatırlanacağı üzere 1990 yılında, 1. Körfez savaşını televizyonlardan ilk kez canlı olarak izlemiştik. Bu başlangıçtan sonra dünyanın her tarafında meydana gelen çatışmalardan batının yayınlamakta sakınca görmediği her olayı canlı izlettiler.

           Şimdi de askeri darbeleri canlı yayınlamaya başladılar. Darbeciler darbe yapmadan önce, başta ABD ve Avrupa’dan onay almışlar. Bununla yetinmeyip, bölgedeki statükonun değişmesini istemeyen krallık ve emirliklerin de desteğine mazhar olmuşlar. Yani darbenin arkasında duranlar o kadar çok ve çeşitli ki bir araya gelmesini düşünemediğimiz, ABD, İran, Suriye, B.A.emirlikleri,Suudi Arabistan, İsrail, Avrupa hepsi darbenin dış destekçileri durumundalar.

           İçerde ise Hıristiyanlar, selefiler, laikler, liberaller, Esher şeyhi, yani ihvan dışındaki tüm kesimler darbenin arkasında durdular. Böylece henüz iktidar olamamış ihvan hareketi canlı yayında askeri darbe ile alaşağı edildi. Her darbe sonrasında olduğu gibi darbe şakşakçıları darbeyi kutlamaya başladılar.

         Şahsi analizim; darbeciler her zaman darbeyi arzulayabilir, fırsat bulunca da bunu yapmaktan çekinmezler. Mısırda ihvan hareketinin en büyük noksanlığı yeterince yetişmiş siyasi ve bürokratik kadrosunun olmamasıdır. Yaklaşık bir yıldan beri iktidara da olmasına rağmen kendi yetişmiş bürokratları olmadığı için süregelen yargı, askeri, sivil bürokrasinin direncini kıramamış, hatta isyan eden darbecilere karşı polisi bile sevk edememiş, aksine polisler isyancılarla beraber eylem yapmışlardır.

        Aslında Mısırda olan bu hareket sadece Mısır için düşünülüpplanlanmış bir hareket değildir. Aksine Türkiye dâhil İslamcıların kuvvetlenip iktidara gelmeleri nedeniyle yaşanan süreci tersine çevirip, dünyanın her tarafındaki İslamcıları ve Müslüman siyasetçileri yönetimden uzaklaştırma planıdır. Türkiye de gezi olayları ile denenip başarılı olamayan hareket Mısırda başarılı oldu. Yakında Tunus ta, Libya da ve diğer yerlerde de aynı olaylar patlak verecektir.

        Ülkemizde yapılan ayaklanmanın dış destekçileri ile Mısırda yaşanan darbenin destekçileri aynı odaklar. O kadar aynı ki, Eset gezi olayları için ne söyleyip nasıl beyanat verdi, Tayyip Erdoğan’ı nasıl suçladı ise, Mısırda Mursi için aynı zırvaları tekrarlıyor. Bizde nasıl bazı cemaatler ayaklanmaya destek oldu ise orada da selefiler darbeci tahrir ayaklanmacılarına destek oldular.

        Tahrir olayları ile gezi parkı olaylarını mukayese ederken geçen sene tahrirde yaşananlar ile bu sene tahrir de yaşanan olaylar arasındaki farkı görmemiz gerekir. Gerçekten de geçen sene tahrirde mısır halkının tamamı vardı. Ve diktatör de arkasındaki iç ve dış güç odakları da devrime engel olamadılar. Ama bunun rövanşını almak için bütün İslam dünyasında İslamcılara karşıhareketler başladı. Gezi ile başlatılan isyan ile tahrirdeki son direniş aynı odak imalatı gibi görünüyor.

         Mısırda başarılı olup, darbeyi gerçekleştirmeleri ve ülkemizde bunu başaramamaları konusuna gelince; eğer askeri vesayet yenilmemiş olsaydı bizde de mısırda yaşananlar olabilirdi. Ayrıca bizde İslamcı hareket 1960ların sonundan beri siyasal alanda tecrübe kazanmış, özellikte devlet katında önemli ölçüde kendi kadrolarını yetiştirmişti. Polis kadrolarında önemli ölçüde bu gelenekten gelen kadrolar cansiperane mücadele etmemiş olsalardı bizde de daha kötü sonuçlar olurdu.

         1928 yılında kurulan ihvan hareketi çok uzun süre siyasetten ve devlet yönetiminden uzak durmalarının sıkıntısını bugün yaşıyorlar. İslam dünyasındaki benzer cemaatlerin Müslümanları siyasetten uzak tutmakla ne kadar kötülük ettiklerini şimdi daha iyi anlıyoruz. Eğer ihvan, milli görüş gibi her türlü yasaklama ve kapatmaya karşılık siyasette ısrarcı olsaydı, şimdi hem siyasette hem de bürokraside çok daha tecrübeli kadroların elinde olur iktidar olmanın gereğini yapabilirlerdi. Ama olmadı.

        Başta mısır olmak üzere tüm İslam dünyasındaki İslamcı siyasetler bundan sonra siyasete daha çok önem vererek “euzübillahi minessiyase” saçmalığından kurtulacaklardır. Bugün bu sloganı savunanların gezi olaylarında ayaklanmacılara nasıl destek verdiğini görmemiz bizim için tecrübe olmalıdır. Bu sloganı savunanlar her seçimden önce iktidara gelmesi muhtemel olan kadroları desteklemek garabetini göstermek zorunda kalıyorlar. Hâlbuki kendi inancına ve hayat tarzına inanan siyasetçilerin yanında dursalar inançları açısından daha iyi bir iş yaparlardı. Ama belli ki ağababaları onların siyasete girip ülke yönetiminde söz sahibi olmaktansa sürekli kendilerine muhtaç olmalarını istemektedir.

       Ülkemizde geçmiş metotlarla darbe yapmak mümkün olmadığı için darbecilerin işi zor. Bunu yapmak için çok daha karmaşık planlar yapmaları gerekiyor. Ama İslam dünyasının diğer bölgelerinde bundan sonra daha sık darbeler olacak gibi. Bizde her on senede olan darbeler, buralarda daha sık aralıklarla olacağa benziyor. Ama sonuçta darbeciler Müslüman halklara yaptıklarının hesabını vereceklerdir. Tıpkı bizde olduğu gibi batı yanlısı vesayet odakları oralarda da dize gelecektir.

       Yazının yazıldığı saatlerde iktidar darbecilere direneceğini duyurdu. İhvan meydanlara çıktı ve çatışmalar başladı. Mısır 2. Ordusu darbeye karşı olduğunu duyurdu. Belki de darbe püskürtülecektir.

        Selamlarımla…

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız