ELÇİ Mİ, SÖMÜRGE VALİSİ Mİ?

  • 12.02.2013 00:00

 

            Amerika Birleşik Devletlerinin Ankara büyük elçisi, büyük elçiden çok, işgal altındaki bir ülkeye yerleştirilmiş genel vali havasında, daha yarım asır önce Hindistan da bulunan İngiliz genel valisi veya 2. Dünya savaşında yenilen Japonya da ki ABD genel valisi gibi hareket edip konuşmalar yapmaktan çekinmiyor.

            Büyükelçi nedense özellikle Ergenekon davası ile pek ilgileniyor. Bu davanın tutuklularına her fırsatta destek verip, onları kamuoyu önünde savunmaktan çekinmiyor. Çekinmesi bir yana, teamüllere ve diplomatik nezakete aykırı konuşmalarda yapıyor. Bunu her ne kadar da, kişisel görüşleriymiş gibi dile getirse de kendi hükümetinden habersiz konuşmadığı da çok açık. Dünya ya çeki düzen vermeye, “racon” kesmeye alışkın ve hevesli bir devletin büyükelçisinin konuşmalarını devletinden habersiz yapması düşünülemez. Nitekim ülkesindeki bürokrasi kendisine destek açıklamasını hemen yaptı.

          O halde elçinin bu beyanlarını ABD hükümetinin Türk kamuoyuna bir mesajı olarak yorumlamak mümkündür. Bazılarımız kabul etmeye yanaşmasa da ak parti hükümetlerinin izlediği dış politikanın iddia edildiği gibi ABD güdümünde olmadığının önemli delillerinden birisi olarak bu beyanları yorumlaya biliriz. Ben şahsen on yıldan beri hükümetin dış politikasını hem batıdan hem de ABD den bağımsız götürmeye çalıştığını savunanlardanım.

          Ak parti kurulduğu dönemde, ABD ile beraber onun paralelinde dış politika yürütmeye çalışmış, ancak özellikle 1 Mart 2003 tarihli Irak müdahalesinin ülkemiz üzerinden yapılmasına imkân veren tezkerenin ipleri kopardığına inanıyorum.  Rahmetli Erbakan Hocamız ile o dönemde CHP genel başkanı olan Sayın Deniz Baykal’ın ve ak parti içindeki yüze yakın milletvekilinin gayretleri ile tezkerenin reddedilmesi ilişkilerin ABD ipoteğinden kurtulmasının miladı olmuştur.

          ABD yönetimi o günden sonra, hem ak parti iktidarına hem de tezkere konusunda sessiz kalan silahlı kuvvetlere güven duymamaya başlamış, çeşitli demeçleri ile de bunu dile getirmiştir. Ancak zaman içerisinde ak parti iktidarının batıya ve özellikle, İsrail’e karşı tutumundan sürekli rahatsızlık duyarak onu köşeye sıkıştırmanın yollarını aramaktan geri durmamıştır. Dış politikada iktidarın önünü kesmeye devam etmektedir. Bu Libya konusunda da, NATO konusunda da, Suriye konusunda da böyle devam etmektedir.

            Hatta ülkenin NATO üyesi olması ve savunma zafiyetleri konusunda onu sıkıştırarak füze kalkanı ve petroit füzeleri yerleştirilmesini oldu-bitti ile kabule zorlamışlardır. Çünkü güvenlik antlaşmaları bu konularda kendilerine hareket alanı açmaktadır. İktidar NATO yardımı olmadan savunmasının tam olamayacağını iyi bildiğinden bunu sonuna kadar kullanmaktadırlar. Sayın Başbakanın “Şanghay işbirliği Teşkilatı”na yönelmesi boşuna değildir.

           Ülkedeki savunma arayışlarından rahatsız olduğu anlaşılan ABD, eskiden beri askeri kanat içindeki cuntacıları kullanarak darbe yaptırdığı ve dış politikamızı istediği gibi yönlendirdiği günleri özleyerek bu konuşmaları yaptırmaya devam etmektedirler.

             Bir süreden beri normalleşme sancıları çeken devletimizin normalleşmesi, sivil otoritenin ülke politikalarına, özellikle dış politikasına hâkim olması ABD idarecilerinin işine gelmemektedir. Sivil idareciler yaptıklarının hesabını halka verecekleri için ülke menfaatlerine dikkat etmek zorundadırlar. Bu durumdan hiç hoşlanmıyorlar.

             Oysa onların desteği ile darbe yapanlar, kimseye hesap vermek zorunda değillerdi. Onlar istediğinde Yunanistan’ı NATO’nun askeri kanadına karşılıksız alırlardı. Şimdi de tutuklu bulunmaktadırlar. Bunlara destek vererek yeniden darbecileri hortlatmak istemiş olmaları mümkündür.

            ABD 1 Mart tezkeresi ile başlayan, “oneminute”  ile devam eden, Şanghay yaklaşımı ile doruğa çıkan bu sürtüşme neticesi, elçi hükümete bir mesaj veriyor. “biz eğer istersek darbecileri destekler seni alaşağı ederiz.” Bakalım bu tehditleri hükümeti korkutur mu?

            Selamlarımla… 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • nermin
    nermin
    6.12.2011 14:39

    Mustafa Bey, tebrikler çok doğru bir izlenim. Saygılarımla ...

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız