İSLAMCILAR ÖLÜR, AMA İSLAMCILIK ÖLMEZ

  • 9.01.2013 00:00

 

            Yaklaşık 3-4 aydan beri ulusal basında, “İslamcılık öldümü, ölmedi mi?” konusu tartışılıyor. Bu tartışmanın fitilini ateşleyen de eski milliyetçi, şimdilerde liberal tavır takınan bir profesör yazar. Bu konuyu neden gündeme getirdiğini anlamak mümkün değil. Nedense;(belliki şahsi nedenlerle) bu konuyu son birkaç yıldan beri hep eski milliyetçiler dile getiriyor. Daha önce de Taha Akyol, bu iddiada bulunmuş epey yazıp çizmişti.  

            Acaba onları geçmişte doğru yol partisine yamayan ve Tansu hanıma danışman yaptıran çevreler mi bu konuyu gündeme getirmelerini dikte ettirdi? Doğrusunu isterseniz yaptığı abuk- sabuk tespitleri görünce araştırma gereği duymadım. Kimler istemiş olurlarsa olsunlar, bu kişilerolaylardan yola çıkarak tespit yapıp, bir hükme varmak yerine kendi temennilerini gerçekmiş gibi lanse etmeye çalıştılar.

            Bununla da yetinmeyerek, sayın Prof. bu konuda yazdığı yazılarını doğumundan ölümüne İslamcılık” isimli bir kitapta toplamış. Bu tartışmalardan etkilenen diğer bir yayın evi ise “İslamcılık öldü mü?” diye bir kısım İslamcı yazarların da yazılarının içinde yer aldığı bir kitap çıkarmış.

           İslamcılık öldü, iddiasında bulunanlar, olayları analiz edip bunun sonuçlarını ortaya koyacaklarına bu konudaki yanlı ve yanlış fikirlerini boşuna ispata çalışıp duruyorlar.

           Bundan yaklaşık 150 sene önce İslam dünyasındaki ahlaki zafiyetleri okuyup, bunların giderilmesi tezi üzerine kurulan bu siyasi akım, hem ülkemizde hem de tüm İslam dünyasında Müslüman halkların gönüllerine yerleşip, kök salmıştır. Bu hareketin ülkemizdeki savunucuları, başta Mehmet Akif Ersoy, Eşref Edip, Necip Fazıl, Nurettin Topçu, Necmeddin Erbakan gibi zevat, bu fikrin yerleşmesi için kendi iştigal alanlarında ömürlerini sürgün ve zindanlardatüketircesine çalışmışlar ve başarılı olmuşlardır.

         Merhum Akif edebiyat alanında verdiği eserlerinde bu ekolün zirvesi olmuş, ardından gelen Necip Fazıl, Sezai Karakoç, gibiler edebiyat sahasında İslamcılığın savunucuları olmuştur. Kendilerinin ardından yetişenler bu bayrağı dalgalandırmaya devam ediyorlar.

         Düşünce alanında Rahmetli Nurettin Topçu hoca asrımızda İslami düşünceye yepyeni bir ahlaki soluk getirmiş ve toplumun ahlaki temeller üzerine yükselmesi için çarpıcı ve sarsıcı tespitlerle kendinden sonra gelenlere aydınlık bir meşale yakmıştır.

        Siyaset alanında Prof. Dr. Necmeddin Erbakan hocamız, adeta tek kişilik bir ordu olarak 1969 yılında Konya da meydana çıkmış. Siyaset alanında yaktığı cihat meşalesi ile toplumu öyle bir aydınlatmış ki, kurduğu siyasi ekol, bu memlekete 2 cumhurbaşkanı 4 başbakan yetiştirmiş ve halen onun yetiştirdiği siyasi kadrolar rakipsiz olarak ülkeyi idare etmektedirler.

       Aslında uzun lafın kısası, ülkemizde hiçbir siyasi hareket İslamcılık kadar kök salıp başarılı olamamıştır. Ne milliyetçilik, ne sosyalizm, ne batıcılık bu başarıyı elde edememişlerdir. Bırakın İslamcılığın ölmesini, henüz gençlik çağını yaşayan bu hareket ülkemizde daha çok gelişerek milletin makûs talihiniyenecek tek hareket olarak dipdiri, capcanlı gelişmeye devam ediyor.

       Ülkemizde böyle de İslam coğrafyasının diğer bölgelerinde farklı mı? Hayır. Mısırda Hasan El Benna, Seyid Kutup, Pakistan da Allame Ebul Ala El Mevdudi verdikleri eserler ve yaptıkları çalışmalarla İslam dünyasına ışık olmuşlardır. İşte Mısır, Tunus, Cezayir, Libya, Sudan, Suriye, bu bölgelerde çok amansız mücadele veren İslamcı mücahitler, sırayla ülkelerinde İslamcılık bayrağını dikip, yönetimlere peyderpey hâkim oluyorlar.

       Ülkemizde İslamcı siyaset iktidar ortağı olunca diğer İslamülkeleri de bu hareketin siyasete taşınacağına ikna olmuşlar, önce Cezayir de FİS hareketi, % 80 oy alınca batıcı ordu onun önünü kesmiş, arkasından Pakistan da Müslüman guruplar, 10larca parti kurmuş birlik olamadıkları için başarıya ulaşamamışlardı.

        Mısırdaki İhvan hareketi siyasete uzak dururken bundan 20 yıl önce onlarda ittifaklar yaparak meclise girmişlerdir. Suriye de yine ihvan hareketi 40 yıldan beri İslamcılık mücadelesi vermeye başladı. 1978 yılında bir gecede 50 bin şehit verdi. Bugünlerde de amansız bir cihat yapmakta ve inşallah başarılı olacaktır.

        Diğer İslam ülkelerinde de önümüzdeki günlerde sıcak mücadele büyük bir ihtimalle başlayacak ve tüm İslam dünyası kendi aslına dönerek İslam’ı kendi siyasal ve toplumsal hayatlarına hâkim kılacaklardır.

        Bütün bu mücadeleler İslamcılık hareketinin başarısı için yapılırken nasıl olurda “İslamcılık öldü” denebilir. Hayır, İslamcılık ölmez. Müslümanlar ölünce, İslam nasıl ölmüyorsa, İslamcılar ölünce de İslamcılık ölmez.

        Hayrettin Karaman hocamızın dediği gibi “İslamcılık öldüyse biz neyiz?”

        Selamlarımla….


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız