CHP’NİN YAPAMADIĞINI AKP YAPTI

 

            Milli Eğitim Bakanlığı, ilk ve orta eğitim kurumlarındaki kıyafet yönetmeliğini değiştirdi. Bundan sonra bazı kısıtlamalarla,bu eğitim kurumlarında kılık ve kıyafet serbest. Ancak yönetmelikte daha önce olmayan, bu değişiklikle getirilen bir yasaklama var. Bundan böyle, Kuran-i Kerim dersi dışında başörtüsü örtmek kesinlikle yasak.

            Bilindiği gibi; şimdiye kadar gerek yüksek öğretimde ve gerekse orta öğretimde başörtüsünü yasaklayan, ne bir kanun nede yönetmelik hükmü yoktu. Biz başörtüsü serbestliğini savunanlar şöyle diyorduk; “başörtüsünü yasaklayan hiçbir mevzuat hükmü yok iken, sadece anayasa mahkemesinin keyfi, hukuka ve insan haklarına aykırı yorum nedeniyle bu yasak tesis edilmiştir.” Bundan sonra bunu diyemeyeceğiz. Çünkü Ak parti iktidarı sayesinde, bugüne kadar hiçbir iktidarın cesaret edip, mevzuata yerleştiremediği bir yasak, başörtüsü yasağı bundan böyle yönetmeliğe konulmuş oldu.

          Biz başörtüsünü dinimizin gereği olarak görüp savunanlar, her ne kadar sesimiz çok çıkmıyorsa da, bir araya gelip topluca gösteri yapıp isteklerimiz dayatamıyorsak da, 1999dan beri başörtüsü için iktidarları hep bu nedenle değiştirdik. Kimilerini bu yasağı savunduğu için gönderdik, kimilerini de “ben erkekçe davranıp, bu yasağın kalkması için yumruğumu masaya vuracağım” dediği için iktidara getirdik. Ancak bırakın “erkekliği” ürkekçe bile savunmadıkları için barajın altına gönderdik.

          Mecliste oylarımızla seçtiğimiz vekilimizi dışarı atan parti,sadece ekonomik kriz nedeniyle gitmedi. Yemin sırasında vekile gösterdiği hoyrat yasakçılığı sebebiyle de %22 den %1e düştü.Çünkü kendisini destekleyen bazı İslami guruplar bile onun bu hareketi nedeniyle destekleyemez oldular.

          Bu şekilde ağır bedel ödeyen bu partilerin hiç birisi yaptıkları yasa ve yönetmelikte bu yasağı, halktan korktukları için,getirmedikleri halde bu akıbete uğradıklarına göre, elinde mutlak çoğunluk olan ve statükonun tamamını dize getiren bir partinin, bu yasağı getirmesini bu milletin görmezden geleceğini beklemek, bu Müslüman halkı ve başörtüsünü hafife almaktır.

            2002 seçimlerine giderken; “başörtüsü sorununu çözmek namus borcumuzdur” diye milletten oy isteyip, iktidara gelenlere bu millet, yeterince yetki ve süre vermesine rağmen başörtüsü serbestliği konusunda hiçbir yasal tedbir alınmaması ne kadar manidardır. Kendileri başta olduğu, kızları ve hanımları başörtülü olduğu için üniversitelerdeki yönetimler sayesinde, kısmi bir serbestlik olması kimseyi aldatmamalıdır. Yarın, bir gün iktidar ortağı olarak hükümette görev alacak bir CHP veya onun zihniyetindeki bir parti bu yasağı daha şiddetli uygulayacak imkânı bulacaktır. Bunu engelleyecek hiçbir yasal engel getirilmemiştir.

            Zannetmesinler ki, kendileri ilelebet iktidarda kalacak. Bu ihtimali düşünerek bari serbestlik yönünde ve onu garanti eden birdüzenleme beklerken yasakçı bir düzenleme Müslümanları, en azından benim gibi düşünen Müslüman kitleleri hayal kırıklığına uğratmıştır.

            Sayın başbakanımızda yoksa kendisinden önce, bulunduğu makamı işgal etmiş olan hemşerisi Mesut Yılmaz gibi, “benim başörtülülerin oyuna ihtiyacım yok zaten onlar %2” deme aşamasına mı geldi?

             Bir zamanlar başörtüsünü yasaklayanlar ve yasakçı zihniyeti savunanlar; “Tayyip Erdoğan muhtar bile seçilemez” derlerken, başörtüsünü savunanlar onu bırakın muhtarlığı başbakan, hem de cumhuriyet tarihinin en güçlü en uzun süre iktidarda kalan başbakanı yaptı . 

             Onların koyduğu yasağı, başörtüsünü savunan halkımızın büyük çoğunluğu kaldırdı. Eğer bu uygulamalardan vazgeçmez, bazı iç ve dış odakların gazını almak için bu yasakları koymaya devam ederse, korkarım bu millet onu hakikaten bırakın başkanı bir daha muhtar bile seçmez. Yasakçı zihniyetlerin koyduğu yasakları bu millet hep kaldırmıştır. Bu gibi yasakların kalkmasına sebep olaniktidarları ve siyasetçileri de bağrına basmış, hayırla yâd etmiştir.

            12 sene iktidarda kalıpta bu özgürlüğü millete çok gören, basit konularda bile, elindeki çoğunluğu kullanarak anayasayı değiştiren bir iktidarın, başörtüsüne özgürlük sağlamada ayak diremesi anlaşılır gibi değil. Bu konuyu böyle sürüncemede bırakıp iktidardan giderlerse, bu milletin onları hayırla yâd edeceklerini mi zannediyorlar. Yoksa elinde fırsat varken Müslümanları bu yasağamecbur bıraktıkları için bazı kesimlerden madalya mı bekliyorlar? Ben anlayamadım. Anlayan varsa beri gelsin.

             Ben anlamaya çalıştığımda, sezinlediğim ve vardığım kanaat şu; ak parti başörtüsünü önemsemesine karşın başörtülülerden ve başörtüsünü savunanlardan kendisini destekleyecekleri konusunda endişe duymuyor. Nasıl olsa bir yolunu bulup, onları yeniden ikna edip, oylarını yeniden alacağından emin. Onun için, çözse de, çözmese de kendisine mecbur olunduğu kanaatinde. Ama buna da fazla güvenmemeliler. Sabrın sınırları zorlanırsa, bu sabır olmaktan çıkıp zillete dönüşür. Zilleti de hiçbir mümin kabul etmez. Bir gün canlarına tak eder umudu başka limanlarda arar, başka arayışlara giderler.    

              Selamlarımla….