Pazar günü, Bolu belediyesi eski nikâh salonunda, A.İ.B üniversitesi ilahiyat fakültesince, bir panel düzenlendi. Panel ilahiyat fakültesi öncülüğünde, il müftülüğü ve belediye başkanlığının desteği ile düzenlenmişti. Önemli bir faaliyetti.

            Bu paneli önemli yapan iki neden vardı. Birisi; kuruluşu daha bir seneyi bile bulmayan, henüz kuruluş aşamasında bulunan ilahiyat fakültesinin ilk önemli etkinliği olmasıydı. Diğeri ise panele konu edilen, Bolunun, manevi direkleri durumundaki muhterem zevattı.

            Panel’e konuşmacı olarak, civardaki büyük şehir ilahiyat fakültelerinden gelen hocalar, kendilerine verilen kısa sürelerde bu zevatı özet olarak başarı ile tanıttılar.

            Akşemsettin hazretleri,  Ömer Sikkin hazretleri, Tokad-i Hayrettin hazretleri, Ahmet Kemallettin Üstün hoca efendi ve babası “sakalsız kadı” Emin efendi anlatıldı. Bolu tarihi müellifi Zekai Konrapa hoca ve on sene öncesine kadar, yaptığı dini eğitim hizmetleri ile bölgeyi, yazdığı eserler ve verdiği fetvalar ile ülkeyi aydınlatan, Ekrem Doğanay hocamız panelistlerce anlatıldı.

          Yaklaşık 45 sene önceden, vefat tarihlerine kadar Ahmet Kemalettin hoca efendiyi tanıdım. Gerçi kendisinden eğitim alma bahtiyarlığına erişmedim ama yazdığı eserleri daha ortaokul çağlarında okuma imkânı buldum. Osmanlı eğitim sistemi medresen şahadet nameli ve icazetli hocalarımızın son temsilcilerindendi.   Dedeleri Ümmi Kemal hazretlerinden tevarüs eden ilim silsilesinin son halkası sayılabilecek bir âlimdir.

          Hoca efendi, kendisine kadar gelen bu ilim zincirinin kesintiye uğramayıp, daha sonraki nesillere geçmesi için devrin tüm olumsuzluklarına rağmen sahip olduğu bu emaneti vermenin gayretiyle çalışmıştır. Nitekim kendisi gibi eski Gerede müftülerinden Hafız Şeref Hocayı, H. Ömer Cevahircioğlu’nu, Ekrem Doğanay Hocamızı ve daha nicelerini okutmuştur.

         Benim çocukluğumda Gerede de dinlediğim, bir olay çok etkilemişti. Emin Hoca efendinin Babası, Kastamonu ilinin Araç ilçesine kadı tayin edilir. Fakat gidip göreve başlamasına ömrü vefa etmez, hakkın rahmetine kavuşur. Dönemin idarecileri, vefat eden kadı efendinin yerine vekâleten oğlu 18 yaşındaki Emin efendiyi tayin ederler. Panelde buraya kadar anlatıldı. Esas beni etkileyen yönüne gelince; hocamız henüz bıyığı terlememiş çocuk denecek yaşta olmasına rağmen görevini büyük bir ehliyet ve liyakat ile yapmaya başlatınca halkın çok büyük teveccühünü kazanır. Kendisi henüz sakalı gelmediği için “sakalsız kadı” olarak şehrin tarihine damga vurur.

        Kasaba ahalisi tarihi bir olayı anlatmak istediğinde, mesela; “sakalsız kadı geldikten iki sene sonra” veya “sakalsız kadı gelmeden 10 sene önce” gibi tarihi bir miheng ve milat olarak anılmasıdır. Görev yaptığı tarihten 100 sene sonra bile bu şekilde anılması beni çok etkilemişti.

       Panele, işte bu Emin Hoca Efendi ve oğlu Kemalettin Hoca efendinin torunları ve günümüzün önemli işadamlarında Emin Üstün beyefendi ile kardeşleri, arkadaşımız Kemal üstün beylerde izleyici olarak katılmışlardı. Kemal Üstün Bey dedelerinin anlatıldığı bölümün sonunda paneli düzenleyenlere ve konuşmacılara kısa bir teşekkür konuşması yaptı.

      Panelde asıl beni heyecanlandıran bölüm ise kendileri ile 12 yaşımda iken karşılaştığım ömrünün sona kadar eğitiminden ve sohbetinden istifade ettiğim, özel hayatımla ilgili konuları dahi kendisine sormaktan çekinmediğim, rahmetli Ekrem Doğanay hocamızın panelde anlatılmasıydı. Hocamızı bu kadar yakından tanıyınca onu anlatan panelist ne kadar işin ehli olursa olsun, anlatımı yeterli bulamıyorsunuz. Gerçi hocamızı anlatan değerli Prof. Bünyamin Erul hoca büyük bir vukufiyetle anlatmış olsa da, “keşke şunu da anlatsa” diye hocanın hayatı gözlerinizden ister istemez geçiyor. Paneliste teşekkür ederiz.

      Panelin sonunda, bir sohbet için Değerli Emin Üstün ağabeyimiz, Ekrem Hocamızın oğlu İsmail kardeşimiz, Kemal Üstün Bey, Hocamızın talebeleri emekli hocalarımız Halil Erbican Ve Fahrettin hocamız ile 2 saatlik tadına doyum olmayacak bir sohbet ettik.

       Hazır ülkemizin ünlü işadamlarından birisi, Emin Üstün beyi yakalamışken, değerli Emin Candan kardeşimizle beraber, bir söyleşi yaptık, oldukça uzun bu sohbeti yakında 2 ya da üç bölüm halinde sitemize koyacağız, okumanızı öneririm.

      Bir defa daha başta ilahiyat Fakültemizin değerli dekanı olmak üzere bu panelin yapılmasında emeği olan herkesi kutluyor, teşekkür ediyoruz.

      Selamlarımla…