ASRIN MANŞETİ: ÖLECEKSEK ADAM GİBİ ÖLELİM

  • 20.11.2012 00:00

 

          Evet, bazılarımıza abartı gibi gelebilir. Ama bir 1948 yılında kurulan bu terör devleti İsrail için Türkiye Cumhuriyeti başbakanları böyle bir karşı koyuş şimdiye kadar göstermediler veya gösteremediler. Böyle bir tavır göstermeleri bir yana hep, verdikleri demeçlerde satır aralarında, İsrail’i aklama yolunu seçerlerdi.

          1948 yılında bu terörist ülke kurulduğunda, eğer Türkiye’yi idare edenler böylesi bir tavır gösterebilselerdi, bu devlet büyük bir ihtimalle kurulamazdı. Ama bırakın tavır almayı ilk tanıyan ülke olduk. Her ne kadar da bu durumu mazur göstermek için; “ efendim Araplarda kendi topraklarını para ile Yahudilere satmasalardı” diye tarihi gerçeklerle bağdaşmayan zırvalar ileri sürseler de, bununla insanımızı kandıramadılar.

          Devleti idare eden laikçi kesim zaten İslam’a ve onun peygamberine olan ideolojik kinlerini, Araplara saldırarak tatmin etmeyi prensip edindikleri için her olayda, suçu Araplara yıkıp kendilerini halk nezdinde akladıklarını zannediyorlardı.

          Bu kesimden bazıları, halkın hoşuna gitmek için bir zamanlar Filistin’i destekler görünmelerinin sebebi, Filistin de kendileri gibi inanan ve düşünen laik El fetih örgütü ve idarecileriydi. Bugüne kadar Filistin halkını oyalayıp, yaptıkları çeşitli yolsuzluklarla halkın umutlarını boşa çıkarıp, ipleri İsrail’in eline vermeleri nedeniyledir.  Dünya Müslümanları dine mesafeli bu idareciler nedeniyle Filistin ’e gerekli yakınlığı duyamamışlardır. Müslümanlar, Hamas, İslami cihat ve Hizbullah gibi örgütlerin etkinliğinden sonra Filistin’le hakiki anlamda ilgilenmeye başladılar

           Daha önce ülkemizde hayatını Siyonizm’le mücadeleye adamış, Rahmetli Erbakan hocamızı, el fetihçiler inancından dolayı sevmezlerdi. O Filistin’e destek verdikçe onlar ülkemiz Müslümanlarından uzaklaşmanın yolunu ararlardı. 1980 yılında dış işleri bakanı İsrail yanlısı, Filistin karşıtı politikası nedeniyle gensoru ile düşürüldüğünde ülkemizdeki Filistin temsilciliği teşekkür bile etmedi.

          Ama bugün, Filistin de hükümeti elinde bulunduran Müslümanlar kendilerine kimin hakiki destek verdiğini bilip, geçmişte ve ölünceye kadar kalbi Filistin ve dünya Müslümanları için çarpan Hocamızı ve diğer Müslüman dünya liderlerini her fırsatta rahmetle, minnetle anıyorlar.

          Başbakanımızın Filistin için gösterdiği gayrete hiç olmazsa teşekkür ediyorlar. Oysa sözde Filistin cumhurbaşkanı olan zat, Gazzede kendi devletinin vatandaşları ölürken neredeyse zil çalıp oynayacak ne sesi nede soluğu çıkmıyor.  Bekliyor ki İsrail Gazzedeki tüm Müslümanları İsrail öldürsün bu sayede rakipsiz kalsın.

          İsrail, yıllardan beri hem Filistin içindeki hainler, hem İslam dünyasındaki kukla idareciler, hem de ABD ve Avrupa desteği ile durmadan Müslüman kanı dökerek toprak büyüttü. Buna karşı çıkan, ülkemizde Erbakan hocamız, devrimden sonra kurulan İran İslam cumhuriyeti ile İslam dünyasında iki geri bir ileri destek veren politikacılardı. Bir de 2000 yılında İsrail’e “terörist devlet” deyiverip sonra lafı eğip büken rahmetli Ecevit ti. Onu da rahmetle anmalıyız.

          Şimdilerde ise sayın başbakanımız Tayyip Bey bu konuda izlediği politika ile hem Müslüman yüreklere su serpiyor hem de büyük Akif’in dediği “ asımın nesli” olduğunu gösteriyor.

          2006 yılında iç ve dış şer odaklarına rağmen Hamas Liderini ülkeye davet ederek, izlemeye başladığı bu politikayı, 2008 Gazze katliamında, Davos ta ki çıkış la, Mavi Marmara olayında ve bugünkü gösterdiği tavırla gösterdi.

          Bu çıkışın işaretini son birkaç aydır BM ye gösterdiği isyan ile belli etmişti. Oda bizim gibi yıllarca bu çarpık ve zalim küresel gücün yıkılıp, yerine daha adil daha yaşanılabilecek alternatif, İslam BM si, İslam NATO su, İslam Ortak pazarı fikirlerini savunmuştu. Son 10 senede izlemeye çalıştığı “ reel politika”nın Müslümanlar için değil, batılılar için uygun olduğu kanaatinin sonucu olduğu için açıktan Müellifini de anarak, D-8 oluşumunu harekete geçireceğini ilan etti.

          Bundan sonra; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hele Arap dünyasındaki öze dönüş hareketi daha çok aciliyet kazanacak daha da yaygın hale gelecektir. Halka rağmen hüküm süren idareciler de, tarihin tozlu sayfaları arasına gömülecektir.

          Bundan sonra; BM kararları, Müslümanlar ve diğer ezilen halklar nezdinde meşruiyetten iyice yoksun kalacaktır.

          Bundan sonra; ezilen halkların bu isyanı nedeniyle zengin sömürgeciler tedirgin olacaklardır.

          Sayın başbakan Müslüman’ın cereyan eden olaylar karşında takınması gereken tutumu özetlemiştir. Müslüman bir zulüm karşısında, “eğer gücü varsa onu eliyle engelleyecek, buna gücü yetmiyorsa diliyle haksızlığı dile getirecek, buna da gücü yetmiyorsa kalben buğz edecektir. Buda imanın en zayıf şeklidir.” Gerçeğini dile getirmiştir.

          Başbakanımız dünya Müslümanlarını bu zulmü elleriyle önlemeye davet etmiş, “eğer öleceksek insan gibi ölelim” diye haykırmıştır.

          Bana göre hiçte “gömleğini çıkaran” bir anlayış sergilememiş, aksine tüm dünyanın zalimlerine karşı mustaz’afların yanında yer aldığını gösteren milli görüşçü olduğunu ispatlamıştır.

          Hocamızdan sonra onun koltuğuna oturanlar, ulusalcılar ve CHP’lilerle aynı safta durup zalim Esat’ı desteklerken, bazı cemaatler Filistin karşısında resmen İsrail’i “meşru güç” görüp desteklerken, onun bu tavrı tüm İslam dünyası için çok önemlidir.

          Selamlarımla….

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız