MAVİ MARMARA KRİZİNDEN SONRA BAŞBAKAN NEDEN DİKTATÖR OLDU?

  • 18.11.2012 00:00

 

              Ünlü edebiyatçı ve devlet adamımız Ziya Paşanın terkibi bendinde, çok sevdiğim bir beyit vardır. Bu beyit son dönemlerde Sayın Tayyip Erdoğan’la ilgili yapılan içi ve dış propagandayı gayet iyi anlatıyor. Ziya paşa dönemindeki batıcı aydınların, İslam’a ve Müslümanlara yönelttikleri; “ din terakkiye manidir” propagandası üzerine bu mısraları söylemiştir. Sanki günümüzde, daha önce Tayyip beye methiye düzenlerin, bir odaktan emir almışçasına eleştiriye başlamaları için yazılmış gibi.

              Ne diyordu, ziya paşa?

                                          İslam imiş devlete Pa-bendi terakki

                                          Evvel yoğ idi işbu rivayet yeni çıktı

              Ziya paşa diyor ki; devletin ilerlemesine İslam engelmiş, evvelce yoktu. Şimdi bu rivayet şimdi nereden çıktı.

              Bundan iki, üç yıl öncesine kadar, başbakanımızı demokrasi şampiyonu ilan ediyorlardı. Onun Milli Görüş gömleğini çıkarmakla, topluma tarihi bir değişim yaşattığını söyleyip methiyeler düzenler, ne olduysa birden bire kısım, kısım kitle, kitle desteği çekip, en ağır eleştirileri ona yöneltmeye başladılar. Acaba başbakan yeniden kendi özüne döndü diye bu odakların gözü dönüyor diye saldırgan bir tavır takınmaları bundan mı?

              İçerde, ABD bağlantılı Siyonist çevreleri ile kanka olduklarını tahmin ettiğimiz liberaller ile dışarıda Siyonistlerin güdümünde olduğunu bildiğimiz, sivil toplum örgütleri, kılıçları bileyip saldırmaya başladılar.

             Altan kardeşler, cemaat, mason ve ittihatçı torunu gazeteci ve masonlar, daha niceleri ile yazdıkları karşılığında uluslar arası fonlardan beslenenler, son iki yılda bu eleştirilere hız verdiler.

             Dışarıda; basın organlarını takip edip, ülkeler hakkında basın özgürlüğü raporları hazırlayan, kerameti kendinden menkul Siyonist kurumlar, rapor hazırlayarak, ülkemizde “basın özgürlüğü açısından en karanlık dönem”in yaşandığını yaymaya gayret ediyorlar. Hem de daha geçen sene bunu tam aksi rapor yazdıkları halde…

             Avrupa birliği çevreleri de, hiç rahat durur mu? Onlarda kolları sıvayıp, yeni duruma göre, ilerleme raporları yazarak, bu ortak kampanyaya destek vermeye başladılar. Düne kadar Türkiye’yi, Avrupa ya yaklaştırdı diye göklere çıkardıkları başbakanı, şimdi eşine az rastlanır diktatör ilan etme gayreti içine girdiler.

             Neden böyle oldu?

             Bu süreçte; başbakanın eleştirecek ufak tefek hataları olsa bile, üzerine cümbür cemaat, yalın kılıç gidilecek derecede olumsuz bir değişim yaşanmadığını da hepimiz biliyoruz.

             Bu olayların tek bir merkezden yönlendirildiği o kadar belirgin ki bunun sebebinin, sırf bu yüzden bile sorgulamayı hak ettiğini düşünüyorum.

             Eleştirilerin başladığı tarih nedense, İsrail ile patlayan, “One mınute” ve Mavi Marmara krizinin yaşandığı tarihe denk geliyor. Hatırlanacağı gibi krizin yaşandığı ilk gün, okyanus ötesinden hemen hükümete yönelik ağır bir eleştiri gelmişti. Hatta olayda şehit edilenler suçlanıp, “neden meşru güçten izin almadılar” diye kıyasiye eleştirilmişlerdi. Onun arkasından bazı çevreler tarafından, “İsrail bunun intikamını alır” değerlendirmeleri yapılmıştı.

             Aradan çok zaman geçmeden ülkemizin, sözde liberal aydınları yavaş, yavaş eleştirilerini hükümete yöneltmeye başladılar. Altan kardeşler açık savaş ilan edip, birisi yazdığı gazeteden kendisini kovdurmaya uğraşırken diğeri gazetesinde hükümeti resmen aşağılayan yayınlar yapmaya başladı.

            Bir başkası dedesinin, zamanında Ermenilere uyguladığı tehcirin sorumluluğunu bu hükümete yıkıp, ondan hesap sormaya başladı. Üstelikte sürgün edilen Ermenilerin terk ettiği mallar, devrin idarecileri tarafından kendi ailesine verilmişken, halen bunları kendisi ve ailesi bu mülkler kullanırken, bunu yapıyordu.

            Öyle zannediyorum ki, hükümet ve başbakan bu eleştirilerin sebebini biliyor.  Bunlara pabuç bırakmıyor. Buda o çevreleri deli edip çıldırtmaya yetiyor. Başbakandan ve hükümetten İsrail’e gösterdiği celadetin hesabını sormak istiyorlar. Ama inandırıcı olup, halkı ikna ederek, hükümet aleyhine kamuoyu oluşturamıyorlar. Bunu ellerindeki basınla yapmaya çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var. Basının kötü dediğine halk iyi demeye, desteklemeye alışkındır. Zaten Tayyip Bey, girdiği seçimleri bunların karşıtlığı sayesinde kazandı.

            Onlar; eğer Tayyip Beyi halkın gözünden düşürmek, itibarsızlaştırmak istiyorlarsa, onu methetsinler. Çünkü onların iyi dediğinden halk uzaklaşmaya, desteğini çekmeye alışkındır.

            Selamlarımla…. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Fehmi Karakoç
    Fehmi Karakoç
    4.12.2011 21:47

    "olsa da oluu, olmasa da oluu" su meşhur:)

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız