- 21.10.2012 00:00
Kurban bayramının yaklaştığı bu günlerde bir garabet yaşanıyor. Malum bazı İslami cemaatlerin Peygamberimiz(s.a.v) adına kurban keseceklerini söyleyerek kapı, kapı dolaşıp para topladıklarına şahit oluyoruz.
Bu konuyu başkalarından duysam inanmazdım. Ama bizzat bu taleple muhatap olduğumuz için gerçekliğinden şüphe etmeden anlatmak ve uyarmak gereği duydum. Bundan üç gün önce, cemaatten olduğunu bildiğimiz birisi bu taleple bize gelmiş. “biz Peygamberimiz(s.a.v) efendimiz için kurban keseceğiz onun için para topluyoruz. Sizde verir misiniz?” diye teklif etmiş. Bizim ev halkı buna tereddüt ettiği için meseleyi bana ilettiler.
Ben; “siz yanlış anlamış olabilirsiniz, dediysem de bunun böyle olduğu konusunda ısrar ettiler. Daha sonra aynı konunun İstanbul da sıkça dile getirildiğini okudum. Bu konuda televizyon programlarında bilgi veren hocalara da sorulduğunu bizzat seyrettim. Televizyon programına katılan hoca, tahmin ediyorum, korkusundan bu konuya doğrudan karşı çıkamadı. Ama müspet görüşte belirtemedi. “bana göre bu olmaz, peygamber için kurban kesmek kimsenin haddine değildir.” Demek zorunda kaldı.
Bu topluluğun kurbanı su-i istimal etme şekliyle karşı karşıya kaldığımızı bilmekte fayda var. Daha da önemlisi, bu konu ilk kez yapılmıyor. Geçen kurban bayramlarından birisinde, çocuğu malum topluluğun okullarında okuyan bir dostum başından geçen bir olayı anlatarak benim ne düşündüğümü sordu.
Olay şu; bu çocuğumuzdan okul idaresi kurban bağışı ister. Bu kardeşimiz de bu sene kurbanı memleketinde ailesi ile birlikte keseceklerini söyleyerek bağış talebini geri çevirir. Ertesi gün çocuğuna bir kâğıt verirler. Bu kâğıtta, küçükbaş hayvanın resmi vardır. Resimde hayvanın kolu, bacağı, sırtı, göğsü velhasıl bütün azaları gösterilip, fiyatlandırılmıştır. Öğrenciden bu parçalardan birisinin parasını getirmesi istenmiştir. Böylece ortak bir kurban kesilmiş olacakmış.
Dostum bana bunu anlatınca ben sert bir tepki vermiştim. Nasıl vermeyeyim ki, bunun adı tam anlamıyla hem çocuğu hem de kurbanı su-i istimal etmekti. Daha da önemlisi peygamberin uygulamasını kabul etmemek anlamına gelir. O dostuma bunun kurban olamayacağını anlattım. Ama çocuğunu kırmamak için belki de gönülsüzce istenen parayı vermek zorunda kalmıştır.
Dini kötüye kullanma sadece bununla kalmadı. Bu seneki tabir caizse tüy dikti. Toplanan kurbanlar ile yardım yaptığını iddia eden bu guruplar, bunu yapıp yardımı hak edilen yere ulaştırsalar bile, kurban ibadetini kendi yarışlarına alet etmemelidirler. Ne kadar çok kurban toplarlarsa, o kadar fazla “hizmet” edecekleri konusunda ikna edildikleri anlaşılıyor. Bu doğru bir davranış değildir.
Geçmişte Müslümanların kurban etine ve derisine musallat olan asalaklardan bunların ne farkı var. Aksine geçmişte deri ve etleri gasp eden asalaklar dinin özünü bozacak, ibadeti şirazesinden çıkaracak davranışa cesaret edemiyorlardı. Oysa bunlar kurumsal menfaat ve reklamları için dini bozmaktan dine bidatler sokmaktan bile çekinmiyorlar.
Evet, bu tam bir bidattir. Peygambere(s.a.v) için kurban kesmek kimsenin haddine değildir. 1400 seneden beri kimse bu hinliğe cesaret edememiştir. Efendimizin irtihallerinden sonra, damadı İman Hz Ali (r.a) bir kurban bayramında iki adet koyun alıp kurban keserken bunlardan birisini efendimizin vasiyeti gereği, onun için kestiğini söylemiştir. Ortada bir vasiyet olduğu için, kurban kestiğini özellikle dile getirmiştir.
Bunun haricinde, koca İslam tarihinde, İslam coğrafyasının herhangi bir yerinde böyle bir uygulamaya rastlanmamıştır. Bunu bu kadar kendimden emin olarak söylememin sebebi, günümüzde İslam fıkhının üstatları sayılabilecek hocalara sorup danışmamdır. Hepside bu konuda anlattığım şekilde düşünüyorlar. Bu cemaat bu fetvayı kimden nasıl aldı bilmiyorum. Ama eğer fetva aldılarsa bu yanlış bir fetvadır. Yok, fetva almadan kafalarına estiği için böyle yaptılarsa bunun adı; dini ve ibadetleri çıkar için istismar etmektir.
Dünya da kendimizi insanlara iyi Müslüman göstermek için dini dejenere etmeye, ona yeni bidatler eklemeye hakkımız yoktur. İnsanların takdirini kazanıp hizmetleri artıracağız diye Allahın dinine hıyanet etmek tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz.
Selamlarımla…..
Yorum Yap