DENİZ FENERİ İDDİANAMESİ VE MÜSLÜMANLARIN PARA İLE İMTİHANI

  • 11.04.2012 00:00

       Gazete ve televizyon haberleri, deniz feneri davasının iddianamesinin hazırlanarak ilgili mahkemeye sunulduğunu duyurdular.

         Bu dava nedeniyle suçlanan sanıkların bazılarını çok yakından tanırım. Kendilerine isnat edilen suçları işlediklerine inanmam mümkün değildir. Benim tanıdığım bu insanların, fakir-fukara için toplanan paralara göz dikecek şahsiyetler olmadıklarını ifade etmem kişisel ilişkilerimden ziyade onların hassasiyetlerini bilmemden kaynaklanmaktadır.

         Peki bu dava neyin nesidir? Daha öncede bu konuda yazdığım yazımda bir nebze değindiğim gibi, bu dava, Almanların ak parti iktidarını zorda bırakmak için, polisi yargısı ve maalesef ülkemizdeki, malum bazı politikacılarının müşterek tuzağı ile hazırlanarak ülkemiz adliyesine servis edilmiş bir davadır.

         İddialarımın izleri, bazı politikacılarımızın Almanya’ya yaptığı ve basınımıza intikal eden ziyaretlerinde aranmalıdır. Malum politikacıların bu ziyaretinde kimlerle, neler görüştüğü, o günlerde basınımızda yer almıştı. Daha sonra bizzat kendi partililerinin basına intikal eden yorumlarına göre; parti içindeki bazı operasyonların planlarının da bu ülkede yapıldığı, iddia edilmişti. Doğrumu, yalan mı? Bilme imkanımız yok. Ama partiye Almanya dan maddi yardımlar yapıldığına ilişkin banka dekontunun tamda bu sıralarda basına servis yapıldığını hatırlıyorum.

         Neyse konu bu değil, buna değinmemizin sebebi, Alman devletinin tıpkı İsrail, ABD ve diğer batılı devletler gibi, ajanları vasıtası ile ülkemizde yönlendirme ve operasyonları ile siyasete müdahale edebildiklerini anlatmaktır. Yoksa kimseyi suçlamak gibi bir derdimiz yoktur. Bu kabil operasyonlar öteden beri hep yapıla gelmiştir. Ta ittihat ve terakki döneminden beri batı bunu ülkemizde hep yapa gelmişledir.

         Ak parti iktidarını politika ve diplomasi ile istediği noktaya çekemeyeceğini, güvendikleri iç odakların bu konuda aciz kalması üzerine kendi menfaatleri doğrultusunda bölgesel politikalarını yaptırmayacağını anlayınca, ak parti hükümetine yönelik operasyonlarına başladı. Dava; bu operasyonlardan açığa çıkan sadece, bir operasyondur. Daha açığa çıkmayan belki 10larca sının olduğunu tahmin etmek zor değildir.

         Bu operasyonla Almanlar, bir taşla birkaç kuş birden vurmanın peşine düşmüştür.

         Birincisi; anlatmaya çalıştığım gibi, ak parti iktidarını itibar zaafına uğratarak halkın gözünden düşürmektir. Bunu başarmış gibi görünüyor. Ülke basınının da yayınları ile bu amacına şimdilik ulaşmıştır. Ak parti bu itibar kaybını uzun zaman silmekte zorlanacaktır. Çünkü “şüyu’u vuku’undan beter” bir çirkefe bulaştırılmıştır.

         İkincisi; kendi ülkesinde çalışan insanların paralarının yardım organizasyonları ile ülke dışına çıkışını büyük ölçüde önlemiştir. Yarattığı bu güvensizlik ortamı nedeniyle bu ülkedeki işçilerin İslam dünyasındaki mazlumlara iletilmek üzere toplanan paraların yerine ulaştırıldığı konusunda kuşku yaratarak, bunu önüne geçmek istemiştir.

        Tıpkı daha önce holdinglere yatırım için gönderilen paraların holdinglerce batırıldığı propagandasını uzun süre yaparak, bu holdingleri ülkemizdeki etkin odaklarla beraber iflasa sürüklediği gibi…

         Üçüncüsü; bu yardımlardan en çok istifade eden başta Filistin olmak üzere İslam dünyasındaki ezilen ve işgal altında inleyen Müslümanları yardımsız bırakarak başta İsrail olmak; üzere zalimlerin işini kolaylaştırıp, dinlerinin gereğini yerine getirmektedirler. Ne ilginçtir ki, bu dava Almanya da başladığında deniz feneri derneği, Gazze de bir hastahane yapmak için faaliyete girişmişti. Bu dava başladıktan sonra ise; bu dernek, bırakın yardımı, kendisini savunmaktan başka bir işe bakamaz hale getirilmiştir.

         Biz bu filmi Bosna savaşı sırasında da seyretmiştik. O zamanda yine Almanya, refah partisini itibarsızlaştırıp, Bosna’ya yardımı önlemek için aynı senaryoyu çekmişti. Parti yetkilileri panikleyip kendilerini savunma derdine düştükleri için bir çok Bosnalı Müslüman, yardımsız ve silahsız bırakılarak katledilmişti.

         Aradan yıllar geçtikten sonra; aynı şekilde suçlamalara maruz kalınmasının suçunu bu güçlere atarak kurtulamayız. Akçeli işlerde, işlemlerimizi çok sağlam yaparak dost ve düşman, hiç kimsenin ağzını açmaya cesaret edemeyeceği sağlamlıkta yapmaya dikkat etmeliydik. Para imtihanı ağır bir imtihandır. Bu paralar çalınmamıştır, buna inanıyoruz. Ama muhasebeleştirilmesi sağlamca yapılsaydı, bugünkü durumlara düşülmezdi. Sadece deniz feneri derneği değil, başta partilerimiz olmak üzere hepsinin buna dikkat etmemesinin sıkıntısını bu günlerde, ak parti de, saadet partisi de, yaşamaktadır.

         Öyle umuyoruz ki; bundan sonra Müslümanlar bu ve bunun gibi akçeli işlerde daha şeffaf, daha düzgün kayıt ve kolay hesap verilebilir işlemler yaparak bu kamburlardan kurtulacaklardır. Yanlış hesap Bağdat dan olmasa da mahkemelerden dönecektir. Ama haksız suçlamalar nedeni ile Müslümanlar ve savundukları idealleri yara alacaktır.

         Selamlarımla….

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • ayşe
    ayşe
    24.09.2011 21:13

    Bolbazarı galabalığı:))

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız