- 14.12.2011 00:00
Yıllar önce yeni kurulan bir televizyon kanalı, kendi yeniliğine vurgu yapmak üzere yeni olan bazı davranış, kişi ve kurumları “in” eskilerini de “out” olarak sıralayıp kendisini in, eski kanalları da out olarak gösterip, reklamın öyle bir espri içinde yapmıştı.
Son cübbeli haberleri nedense bana bunu hatırlattı? 2 yıl önce ana muhalefet partisi lideri bazı uygunsuz görüntülerle gündeme gelince hepimiz bu yapılanın ayıp olduğunu, eğer yapmışsa bunun özel hayatı olduğunu söyleyip, konunun uzun uzadıya basının gündemini işgal etmesini ayıplamıştık. Ogün bu fikri savunanlar iyi yaptılar. Çünkü cinsel ilişkileri zaten yasalar takip edemiyordu. Eğer mağdur şikâyeti varsa ancak o zaman takibi mümkündü.
Ama o gün, Sayın Baykal’ın özel hayatına hassasiyetle yaklaşanlar, bu konuda “basın ilkeleri” dersi verenler şimdilerde her gün manşetlerinden ve köşelerinden cübbeli hocaya “çakmayı” büyük bir iştah ve şehvetle yapmaktan geri durmuyorlar. Tıpkı 28 Şubatta Müslim Gündüz olayını yayınladıkları gibi yayınlar yapıyorlar. Ama bir farkla; o süreçte bu olayları yönlendiren vesayet makamı başka idi. Bugün olayları yönlendiren odaklar daha başka.
Önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi; olayda cübbeli hocanın yanlış davranışları var. Hata suçuve günahı da vardır diyelim. Ama insaf edin, bir insan hakkında tam 300 tane porno kaseti olduğu,basına servis ediliyorsa bu iddiaların gerçekle bir ilgisini kurmak imkânsızlaşıyor. Düşünseniz ya, en çok çalışan sinema oyuncusu bile ömür boyu çalışarak bu kadar film üretemezken cübbeli 300 tane porno filmini nasıl üretsin. Bu adam hiç yemeden içmeden devamlı kamera karşısında “icra-i sanat” eylemedi ya.
Ama öyle anlaşılıyor ki; bu komployu kuranların kinden gözleri dönmüş, akılları tutulmuş. Ahmet hocayı tüm dünyaya rezil etmek için kırdırmaya çalıştıkları “rezalet rekoru” akıl ve mantık dışına taşmış. Onu rezil edeceğiz diye iddialarını dozunu, kantarın topunu öylesine kaçırmışlar ki; bilmeden ve istemeden cübbeliye iyilik yapıp kendi iddialarını kendi elleri ile çürütmüşler.
Ya bu mesnetsiz iddiaları yayınlayan sözde “İslami” gazete ve sitelere ne demeli, hem “Müslüman öncelikle gördüğüne inanmalı, duyduğuna itiyatla yaklaşmalı” derlerken hem de bu haberler üzerine döşenenlere ne demeli? Bir Müslüman’ı rezil etme yarışına bu denli teşne olmanın altında ne gibi kompleksler gizli? Acaba daha önce Hüseyin Üzmez konusunda sessiz kaldıkları için ikide bir bu konunun gündeme getirilip, kendilerine laf sokuşturulmasından bıktıkları için bu haksız yayınları yapıyor olmasınlar? Bunun işaretini yazdıkları yazılarda birazcık veriyorlar.
Bu olay başta Müslümanlar olmak üzere herkese bir ders niteliği taşıyor. Allah insanların ayağını kaydırmasın. Eğer ayağın kayarsa günümüz Müslümanları da sana tekme vurmaktan geri durmazlar. Baykal gibilerinin başına bir olay geldiğinde gösterdikleri hassasiyeti, cübbelinin başına geldiğinde göstermezler.
Çünkü yaptıklarını Allah rızası için yapmak yerine “el âlem ne der” diye yapmayı pek severler. Bunun için mazeretleri de hazırdır. “imamın sarığı beyazdır, leke götürmez.” İyide bu lekeyi kendisi atmayıp, başkalarının sıçrattığı çamur yaptıysa ne diyeceğiz.
Ya gerçekten bu insanın söylenenlerle hiçbir alakası yoksa bu “yargısız infazınızın” hesabını nasıl vereceksiniz. Yoksa yazılarınıza sıkıştırdığınız küçücük “eğer yaptıysa” kaydı sizi kurtaracak mı?
Velhasıl kelam başlıkta da dediğimiz gibi “cübbeliye vurmak in” vurun cübbeliye…
Selamlarımla………
Yorum Yap