KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ BAŞKA BAHARA

  • 18.07.2011 00:00

         Öyle anlaşılıyor ki; yaşanan son terör saldırısını yaptıranlar; Kürt sorununun çözümünü istemeyen odak ya da odaklar, sorunun çözümsüzlüğünden faydalanıyorlar. Kan ve gözyaşı üzerinden fayda elde eden bu çevreler, sorunun çözüme yaklaştığını görünce panik ve telaşla, alelacele bir dizi terör olayı planlayarak yürürlüğe koydular.

         Meydana gelen bu feci olaydan sonrada toplumu yalan yanlış bilgi bombardımanına tabi tutarak terörle mücadele eden görevlilere yönelik güven problemi empoze etmeye çabalıyorlar.

         Sanki olayda şehit olan askerlere; kendileri ile beraber savaşan komutanları ya da arkadaşları tuzak kurmuş gibi akla, mantığa ters yönlendirme yapmaya başladılar. Geçmişte yaşanan ve henüz kimler tarafından yapıldığı yeterince aydınlatılamayan olayları da iddialarına dayanak yapıyorlar.

         Basınımızın bir bölümünde; şu tespitler yapılmaya başlandı. “ ne zaman çözüm yaklaşsa bu yapılıyor”, “Dağlıca baskını da böyle oldu”, “geçmişte 33 er de böyle katledildi” gibi….

         Aslında bu konuda bildiği olanların lafı dolandırmadan, eveleyip gevelemeden, düşüncelerini ve bildiklerini açıkça söyleyip yazmaları gerekir. Ama belli ki, ellerinde delilleri olmadığı için açıkça yazıp konuşamıyorlar.

         30 seneden beri devam ettirilen bu kalleş savaşta tabi ki güvenlik güçlerinin de hata ve ihmalleri hatta kasıtlı davranışları olmuştur. Zaman, zaman hukuk dışına çıkan davranışları dolayısı ile verilen mücadeleleri zaafa uğratacak davranışları olmuştur. Ama bu durum; tüm hata ve sorumluluğu her zaman olduğu gibi askere yüklemekle işin içinden çıkamayız. Asker zaaf göstermiş, ihmal ve hatalar yapmış olabilir. Ama işlenen son cinayetin tek sorumlusu olarak gösterilmesi, olayları saptırmak ve gerçekleri gizlemek çabasıdır. Öyle bir hava estiriliyor ki; cinayeti işleyen caniler sanki “suçsuzmuş”, bütün suç onları takip eden güvenlik görevlilerininmiş…  

         Son 15 günde zaten 10 tane şehit verilmişti. Şehir ortasında iki uzman çavuş vurulmuş, polisler taranmış, askerler kaçırılmış bunlarda askerin planı ve hıyaneti ile mi oldu?

         Kim nasıl düşünüyor ve yorumluyor bilemem ama işin planlı programlı bir saldırı olduğu çok belli. Aynı gün hem “demokratik!! Özerklik?” ilan ediliyor. Hem de kanlı pusu kuruluyor. İlginç değil mi? Demek ki bu hareketi planlayan şer odağı, hem silahlı eşkıya ya, hem de silahsız eşkıya ya söz geçirip emir veriyor.

         Olay olduktan sonra “üzüntü” beyan eden bir kısım “eski Marksist” ve “eski İslamcı” yeni bölücüler, yazdıkları yazılarda verdikleri demeçler de döktükleri timsah gözyaşı ile milleti kandıracaklarını zannediyorlar. Bu onların gerçek düşünceleri mi bilmiyoruz. Ancak koltuk için onlarla birlik olup, kan dökülmesine ortaklık ettiklerini kendileri de biliyorlar. Bu kişiler seçimde bunların safına katılarak, örgütün kuvvetlenmesine sebep oldular. Seçimlerde oylarını artırmalarına, şımarmalarına sebep oldular. Bunun vicdani sorumluluğunu üzerlerinden atamayacaklardır. Şehit edilen genç askerlerin sorumluluğu, onlarında omuzlarındadır.

         Selamlarımla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Özcan Özdemir
    Özcan Özdemir
    1.06.2011 23:23

    Emin bey bir yıl gibi kısa bir sürede Bolunun sesi ve kulağı oldunuz. Özel haber ve röportajlar ile gündemi sürekli takip ettiniz. Bizlerde bu sayfada her gün gezinti yaparak Boluda gelişen haberleri okuduk. Daha uzun yıllarda hep berber oluruz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız