Seçim sonrası yorumlar gırla gidiyor. Kimisi Ak partinin, bu başarısını olduğundan fazla küçültüp, sanki her zaman kazanılabilecek bir başarıymış gibi bakıyor. Kimisi de, bu başarıyı sadece ve sadece Ak partinin halka yaptığı büyük! Hizmetlerin sonucu olarak göstermek gayretindedirler. 

         Bu iki bakış açısı da bu başarıyı izah etmek için yeterli değildir. Evet, bu başarının arkasında gerçekten ak partinin bazı hizmetlerinin rolü vardır. Ama sadece buna bağlanamaz. Mesela hükümetin özürlülere bakışı ve onlara ve ailelerine devletten sağladığı destek, gerçekten hem insani, hem İslami açıdan önemlidir. Keza sağlık hizmetlerindeki gelişmelerde bunun gibidir. Eğitim alanında yapılan hizmetler, özellikle ders kitaplarının ücretsiz verilmesi gibi hizmetler başarıda katkısı olan hizmetlerdir.

         Ama genel olarak hükümetin halka çok, çok üstün hizmetler yaptığı, gelir adaleti sağladığı, ekonomik tercihlerini ülke yoksulları lehine kullandığı da, söylenemez. Milli geliri, 230 milyardan 750 milyar dolara çıkardığını söyleyen iktidarın, asgari ücreti de, hiç olmazsa yıllık 4 kişilik asgari ücretle geçinen aileye 10.000 dolar verseydi. Belki başarılı sayılabilirdi. Ama asgari ücretle geçinen 4 kişilik bir ailenin yıllık ücreti fert başına düşen milli gelirin hala 1/10 unu geçmiyor.

         Bu konuda bu iktidar fakirlerin ücretlerinde, gelir adaletsizliğini giderecek bir adım atmamıştır. Tercihini fakirler yerine tıpkı Özal gibi zenginlerden yana kullanmıştır. Bu hükümet döneminde aylık geliri dolar bazında % 300 artan memur yoktur. (doktorluk gibi bazı meslekler müstesna.)  

         Peki, bu başarının sırrı nedir? Niçin varoşlardaki fakir halk bu iktidara üçüncü kez büyük oranda oy verdi? Oysa bu iktidar şehirlerdeki, gecekondulardan oy alıp zengin semtlerinde oturanların servetlerine servet kattı. Ama gene de ancak fakirlerden oy aldı. Zenginler her zaman olduğu gibi gene başta CHP olmak üzere düzen partilerine oy verdi.

         Bunun sebebi; Ak partinin geldiği geleneğin geçmişte yaptıklarıdır. Milli görüş iktidarları hep tercihlerini bu kesimlerden yana kullandıkları için, bu halk kesimleri, ak partinin önüne engel çıkardığını düşündükleri statüko ile yaptığı mücadele nedeniyle oy verdiler. Umutları; şayet bu iktidar giriştiği bu mücadeleyi kazanırsa, gelecekte, kendi siyasi genetiğinde bulunan milli görüş kodlarına dönecek ve gelir adaletsizliğini kısa sürede giderecektir. Geniş kitleler bu umudu hep taşıdılar.

         Bu umudu sadece fakir- fukara kesimler değil, bir sürü hakları ayaklar altına alınmaya devam eden inançlı kesimde taşıdı, taşıyor. Onlara göre de; eğer iktidar giriştiği bu mücadeleyi kazanıp, devleti demokratikleştirirse kendi haklarını da koruyacaktır. İktidarın son seçim başarısının altındaki temel gerekçe budur. Bu başarının neticede kendilerine yarayacağını düşünerek, umutlanmaktadırlar.

         Ben de bu konudaki umutlarımı muhafaza etmeye çalışmakla beraber; bu iktidarın gerek özgürlükler ve gerekse, ekonomik tercihler konusunda yapmadıklarını yapmayacaklarının teminatı olarak görüyorum. Eğer sayın başbakan şimdiye kadar yaptığı gibi vicdanı yerine realiteye uyarsa bu başarı bize yaramayacaktır.

         Bütün temennimiz, Allahın bu idarecilerin, ferasetini açması hak ve adalet duygularını geliştirmesidir.

         Selamlarımla…