TÜRK MÜ, TÜRKİYELİ Mİ?

  • 5.06.2011 00:00

         İmparatorluktan, ulus devlete geçen toplumların tüm problemleri ülkemizde de yaşanıyor. Şöyle çevremize bakınca bu şekilde oluşan devletlerin tamamına yakını, ulus devlet elbisesi içinde rahat yaşama imkânı bulamadıklarından iyice bölündüler. Neredeyse her etnik yapı uluslar arası konjöktüründe elvermesi sonucu kendi devletlerini kurdular.

         Kuzey batımızdaki ve kuzey doğumuzdaki son 20 senede kurulan devletçikler ve özerk yapılar bu durumun neticesidir.

         Bizde imparatorluktan ulus devlet anlayışını benimsetilmeye çalışılan bir toplumuz. Devletin kurulma aşamasında, kurucu kadrolar, ulus devlet kuruyoruz diye yola çıkmadılar. Aksine İslam devleti olarak yapılandılar. Bunu da, Lozan da Kürtler azınlık sayılmak istediğinde; “Kürtler Müslüman dır azınlık değildir.” Diyerek ilan etmişlerdir.

         Bununla da kalınmayıp, gayri Müslim tebaa mübadele ile başka ülkelere gönderilip, oralardaki Müslümanlar ülkeye getirilmiştir. Ama özellikle 1924den sonra politika değiştirilerek, ulus devlet yapılanmasına gidilmiştir. Ogün den bugüne ülkede yaşayan, özellikle Kürtlerle devlet arasında kavgalar yaşanmaya başlanmıştır. En son kavga da malum…

         Bu kavga artık sürdürülemez boyutlara ulaştı. Hem Kürtler, hem de devlet bu kavganın bitirilmesini istediğini iddia ediyor. Ama hala çözüm uzak bir ihtimal. Son günlerde devlet bakanı Kürşat Tüzmen, bir kelam etti. Sayın bakana göre; kimse “Türkiyeliyim” diyemez, buna hakkı yoktur. “ Bu ülkede yaşayan herkes Türküm demek zorundadır.” Gibi inciler yumurtladı.

         Sayın bakan nedense 9 yıldır sürdürdüğü bakanlık görevi sırasında bunu söylemedi. Ne zamanki aday listelerini inceleyip, adını listelerde göremeyince ulusalcılığını hatırladı. Ona göre mademki bu ülkede yaşıyorsunuz, kökeniniz ne olursa olsun, ille Türküm demelisiniz. Yoksa haliniz haraptır.

         Sayın başbakanın çözüm yolunda işinin zorluğu veya kolaylığı bu adamdan, partisinde daha “kaç tane” olduğu ile doğru orantılıdır. Eğer partisinde epeyce “Kürşat!!” varsa seçimden sora bu konuda etkili adım atmasının imkansız olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Benim şahsen tanıdığım 15 kişi var umarım sayıları daha fazla değildir.

         Başbakanımız henüz “gömleği çıkarmadan” önce; “ben bir Müslüman Türkiyeliyim” diyenlerdendi. O dönemlerde kendisini alkışlamıştık. Çünkü etnik kökeni ne olursa olsun ancak bu şekilde birlikte yaşamanın mümkün olduğunu artık hepimizin anlaması gerekmektedir. Bu bizim Türklüğümüze zarar vermez. Çünkü tam 6 asır biz “Osmanlıyız” dedik. Ama yinede ırkımızdan hiçbir şey kaybetmedik.

         Aslında biz Müslüman Türkler; birazcık empati yapıp, kendimizi aynı kökenden gelmeyen insanımızın yerine koyup düşünsek, işin önemini anlayacağız. Hiç kimseye aslını inkâr anlamına gelecek böyle bir dayatmanın; ne dinimize, nede insanlığımıza uymadığının farkına varacağız. Ama hala 1930ların milliyetçi anlayışı ile olaylara bakan, Türk ve Kürt milliyetçileri olayları yokuşa sürmenin, çözümü imkânsız hale getirmenin gayretinden bir türlü vazgeçmiyorlar. Bu durumun devamından ne gibi bir fayda umuyorlar bilmiyoruz. Ya da biliyoruz ama anlamakta ve anlatmakta güçlük çekiyoruz.

         Kürşat Bey herhalde hem derin güçlerin hem de bölücü Kürtçülerin takdirlerine mazhar olmuştur. Habur kapısında da çözümü sabote edenler herhalde şimdi zil takıp oynamışlardır.

         Selamlarımla….

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Bahattin
    Bahattin
    28.05.2011 08:16

    İmdat bey tek bayrak tek dil Haburdan terörisleri içeriye alanların anlayacağı bir şey değil.Onlar sadece tekerlerinin döndüğüne bakarlar.Birde onların şakşakcılığını yapan işbirlikçi yandaşları vardır.Onlar kördür göremezler sağırdırlar duyamazlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız