Türkiye de 60 yıldan beri siyaset mühendisliği veya diğer adıyla toplum mühendisliği, çok revaçta bir meslek. Toplumu kendi idealleri doğrultusunda oluşturmak ve hedefledikleri “tek tip” tekçi bir idari yapı oluşturmak isteyen, asker ve sivil mühendisler el ele verip, zaman, zaman kendi istedikleri istikametten sapan siyasete “balans ayarı” yapmaktadırlar.

         Son balans ayarı 28 Şubatta yapılmış, iktidar partisine balans ayarı çekilmiş, ama partinin komuta beyni balansı kabul etmediğinden, elden çıkarılıp, parçalara ayrılıp, bir kısım parçalarından yeni bir araç meydana getirilerek, aracın elektronik beyni devre dışı bırakılıp, istenilen istikamette yol alması sağlanmıştır. İşte RP’nin yerine ikame edilen, AKP böyle bir mühendislik çabasıdır.

         Hemen arkasından, DYP ye hem de kurucu kadroları marifetiyle aynı senaryo tatbik edilmiş, ama çok demode ve eski fikir yapısında olduğu için, onun parçalarından imal edilen bu araç (DTP) yürümemiştir. Bu kez aynı oyun istedikleri istikamette operasyonlara cevaz vermeyen, DSP ye uygulanmış DYP ve türevinin başına gelenler. DSP ve ondan türetilmek istenen( Cem, Derviş, Özkan hareketi) in başına gelmiştir.

         Bu süreci hararetle destekleyen, alkışlayan CHP’nin ve lider kadrosunun da istenen rotada ve hızda ilerlemediği görülünce, aynı işlem, Baykal ve ekibine yapılıp, bu partinin başına genel başkan olarak getirilen kişi ile yapılan anlaşma gereğince derin devlet zor durumdaki elemanlarını aday yaptırarak diyet ödettirilmeye başlanmıştır.

         Bütün ısrar ve ikazlara rağmen yola gelmeyen, tabanını inadına derin güçlerden ve “ergenekondan” uzak tutmakta ısrar eden, memlekette bazı işlerin rahatça yapılması için kaosa ve kargaşaya pirim vermemekte direnen Devlet Bahçeli içinde artık mühendislerin faaliyetleri başlamış vaziyette. Bu yaşananlar; her şeye rağmen tabanına sahip çıkıp, derin güçlerin kargaşa planında kullanılmasının önünde kale gibi durmaya çalışmasının cezası kesilmektedir.

         Devlet bahçelinin vebali büyük! 2007 yılında ne güzel bir bahane hazırlanmışken sen pişmiş aşa su kat, cumhurbaşkanlığı krizine müsaade etme, başörtüsü konusunda iyi bir duruş sergile gene de sana dokunmasınlar. Nerede o yoğurdun bolluğu, vatana ve daha da önemlisi, bu millete kendince hizmet etmenin bir bedeli olduğunu rahmetli başbuğun sana öğretmedi mi? “ oğlum millete hizmet edersen ya hücrelerde, tabutluklarda” bedel ödersin ya da en azından, koltuğundan olursun demedi mi? Demiştir. Ama sen inat etmişsindir. Onun için suçluyu bence yanlış yerlerde arıyorsun. Genel başkanlığında kimlere karşı tabanını korumaya çalışarak planlarına engel oldunsa, yapılanların izlerini oralarda aramalısın.

         Son 10 senede halka ve onun menfaatlerine azda olsa hizmet eden herkese bedeli nasıl 28 Şubat mimarı yeni darbeciler, ödettilerse onların dümen suyuna gitmemekte direndiğin takdirde sende ödeyeceksin. Eğer sende CHP gibi birkaç tane “Ergenekon” tutuklusu, birkaç tane daha Demirel yanlısını aday etseydin büyük bir ihtimalle bunlara maruz kalmazdın. Bak Kemal beye ne kadar rahat! Sayın Bahçeli çok inatsın, çook..

         Sayın bahçeli 1999 yılında operasyona tabi tutuldukları için bezgin görünenleri, “onlar yorgun dinlensinler” diyerek dışladığında, birilerinin de bir gün senin ve arkadaşların için “onlar yorgun dinlensinler” diyeceklerini öngörmeliydin. Ama öyle yapmadın. Gülme komşuna gelir başına…

         Selamlarımla…