Oruç, hicretten bir buçuk yıl sonra Şaban ayında farz kılınmıştır. Allah, farz olan orucu Ramazan ayına tahsis etmiştir. Yani farz olan orucun Ramazan ayında tutulması farz kılınmıştır. Oruç: nefsi meylettiği şeylerden alıkoymak, yani kendini tutmak demektir. Dinimizde ki anlamı ise, nefsin belli başlı istekleri olan yeme, içme ve cinsi ilişkilerden bütün gün kendini tutmaktır. Oruç, niyet ederek tan yerinin ağarmasından itibaren güneş batıncaya kadar yemek, içmek ve cinsi ilişkiden uzak durularak yapılan bir ibadettir. Oruç, yalnızca Allah’ın emrini yerine getirmek için tutulur.

           Yüce Allah, Kur’an-ı Kerimde orucun farziyyeti ve fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır: “Ey müminler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de farz kılındı. Umulur ki (oruç tutmak suretiyle) kötülüklerden korunursunuz. Bakara,183. Ayette Peygamberimizden önceki zamanlarda da orucun var olduğu açıklanmaktadır. Ancak bu oruç, günümüzde tutulan bir aylık Ramazan ayına tahsis edilmiş oruç gibi değildir. Aynen beş vakit namaz farz kılınmazdan önce, sabah, akşam, kılınan namaz gibi                

          Orucun bütün kötülüklerden kişiyi koruduğu ayette açıklanmaktadır Nefsin en büyük terbiye edicisi açlıktır. Aynı zamanda oruç ibadeti, Müslümana sabır ve sebatı öğretir. Tüm zorluklar ve meşakkatler karşısında dayanıklılık gücünü oluşturur. Hoş olmayan söylem ve eylemlerden kişiyi uzaklaştırır. İnsanı, kâmil bir insan yapar.    

         Peygamberimiz (sav) Faziletine inanarak, sevabını da Allah’tan bekleyerek efendimiz “Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır” buyurdular. Riyazüs salihin Ramazan ayında tutulan orucun kişinin hata ve günahlarının bağışlanmasına vesile olması önemli bir kazanımdır. Aynı zamanda oruç, sağlıklı olmaya da vesiledir. Çünkü Peygamberimiz “ oruç tutun, sıhhat bulursunuz” buyurmuşlardır. Bu yönleri ile oruç ibadetinin Müslümanlar üzerinde ruhen ve fiziken pek çok faydaları vardır.                    

        Yine Peygamberimiz (sav) efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır. “Muhammedin nefsini yedi kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah’ın indinde misk kokusundan daha güzeldir. Oruç tutan kimsenin iki sevinçli anı vardır. Bunlardan biri iftar vaktinde orucunu açarken, diğeri ise Rabbine kavuştuğu zaman orucuyla sevindiği andır”. Buharı, savm,9.   Her akşam iftar sofrasında orucumuzu açmadan önce şu duayı yapabiliriz. Allah’ım senin rızan için oruç tuttum. Sana iman ettim. Sana tevekkül ettim. Senin verdiğin nimetinle orucumu açıyorum. Yarın ki Ramazan ayının orucuna da niyet ettim. Benin geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla. Âmin. Bu duayı iftar anında yapmak sünnettir. Peygamberimiz (sav) efendimiz “Oruç tutan mümin için iftar anında geriye dönmeyecek bir dua vardır” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Bu bakımdan iftar anında orucumuzu açmadan önce yapacağımız dua büyük önem arz etmektedir.

         Peygamberimiz (s,a,v) efendimiz bir hadisinde şöyle buyurdular.” Ramazan ayı geldiği zaman cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar kösteklenir.( etki alanları daraltılır.) Buhari savm,5.Ramazan ayı hayır ve bereket ayıdır. Mü’minlerin amellerinin karşılığında bire bin misli mükâfat verildiği önemli bir zaman dilimidir. Ramazan ayında Müslümanlar ibadetlere yoğunlaştıkları için şeytanların zararı o denli azalmış olacaktır.Aynı zamanda Ramazan ayının ibadetlerle değerlendirilmesiyle cennet kapılarının açılmasına vesile olacaktır.Yüce Allah, on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayında yaptığımız her türlü ibadet ve taatlarımızı kabul eylesin. Ayın feyiz ve bereketinden istifade eden kullarından eylesin. Müslüman olarak gönlümüzden geçen istek ve arzularımızın karşılığını almayı Yüce Rabbim bu aya vesile kılsın. Âmin.