MEVLİD-İ NEBEVİ

  • 21.12.2015 00:00

Hz Muhammed (s,a,v) efendimiz, Mekke de Haşimioğlu mahallinde Rebiulevvel ayının 12. günü, miladi olarak 20 Nisan 571 tarihinde dünyaya teşrif etmişlerdir.

Onun Dünyaya gelişi, güneşin doğudan doğmasına benzer.

Güneş doğduğu zaman karanlığın yerini aydınlık alıyor ise, Hz Muhammed’in doğması ile dünya, manevi karanlıktan aydınlığa kavuş muştur.

Hz Muhammed dünyaya geldiğinde Mekke’nin idaresi Abdülmüttalib’in elinde idi.Mekkede büyük bir sarsıntı meydana gelip Kabedeki putların parçalanarak yerlere savrul duğunu gören Abdülmüttalip, Amine validemizin evine gittiğinde torununun dünyaya geldiği ni gördü..Bu durum karşısında çok sevindi ve torununa Muhammed adını koydu.

Kabedeki putların parçalanmasına vesile olan sarsıntının torunun dünyaya gelişiyle yakından ilgisi olduğunun kanatına varmıştır.

Muhammed ismi Kur’an-ı kerimde dört yerde geçmektedir.

Muhammed çok övülen anlamındadır.

Abdülmüttalib yerdekiler ve göktekiler onu övsün diye Muhammed ismi koydum demiştir.

Hz Muhammed’in dünyaya gelişi esnasında bir takım mucizevî olaylar meyda na gelmiştir.

Beytullahın etrafındaki putların parçalanarak yerlere savrulmuştur.

Kisranın sarayını sütunları çökmüş, Mecusilerin tapındığı ve bin yıldır yanmakta olan ateş bir anda sönmüştür.

Seva gölünün suyu çekilerek kurumuştur.

Bütün bu olaylar Hz Muhammed’in vasıtasıyla dünyadaki insanlık dışı hayatın değişeceğini, Hakkın bir gün mutlaka küfre galip geleceği ni göstermekteydi.

Öyle de oldu. Kur’an-ı Kerimde hateminnebiyyin diye zikredilen Hz Muhammed’in dünyaya gelişi, Allah’ın insanlığa bir lütfüdür.

Çünkü onun doğduğu Mekke de halk, tam bir karma kaşa içinde yaşıyordu. Kız çocukları diri diri gömülüyor. Kadın bir meta olarak kullanılıyor. Hiç bir hakkı yok. Zenginler fakirleri eziyor. Kuvvetli olanlar zayıfların hakkını elinden alıyordu..

İnsanların geleceğe güvenle bakmak gibi bir hakları bulunmuyordu.

İşte bu olumsuz tablodan tüm insanlığın kurtulması için Allah, Hz Muhammed’i alemlere rahmet olsun diye göndermiş tir. Babası Abdullah, oğlu dünyaya gelmeden önce ticaret için gittiği şamdan Mekke ye dönerken Medine’de vefat etmiştir.

Babasından öksüz dünyaya gelen efendimiz Hz Mu hammed’i Allah terbiye etmiştir. Hz Muhammed doğduğu zaman sütannesi Hz Halime dört yıl bakmış, bu zaman içinde Halimenin evine bolluk ve bereket gelmiştir. Hz Muhammed dört yaşında iken annesi Amine validemize teslim edilmiştir.

Hz Âmine validemiz kocası Abdullah’ın kabrini ziyaret maksadıyla Medineye gitmişti.

Ziyaretten sonra geri dönmek için yola çıktığında ebva denilen yerde Hakkın rahmetine kavuşmuştur.

Bundan sonra bakımını önce dedesi Abdülmuttalip, daha sonra amcası Ebu Talip üslenmiştir.

Ebu Talip efendimizin ticari hayata alışmasına ve Hz Hatice ile evlenmesine yardımcı olmuştur. Bu evlilikten efendimizin iki oğlu (Kasım, Abdullah) dört kızı (Zeynep, Rukiye, Ümmmü Gülsüm, Fatıma) dünyaya gelmişti. Hz Fatıma nın dışındakiler efendimizin sağlığında vefat etmişlerdi. 22.12.2015 tarihi (Salı günü akşamı ) efendimizin dünyaya gelişinin 1444 üncü seneyi devriyesidir. Çocuklarımıza efendimizin doğumunu anlatalım.

Çocukları çok sevdiğini söyleyelim..

Ümmeti olarak onu anarken anlamaya çalışalım. Onu anlamak için de bizlere bıraktığı iki emaneti olan Kur’an ve sünnete sarılıp anlamaya çalışalım.

Bilelim ki, insanlık ona her zaman muhtaçtır. Dünya ve ahiret saadeti onun ahlakında mevcuttur. Bu duygularla efendimizin kutlu doğumunun 1444 üncü sene-i devriyesinin ümmeti Muhammed ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız