İSLAM’IN KADINA VERDİĞİ DEĞER

  • 8.12.2014 00:00

         

           İslam Allah’ın yarattığı her insana değer vermeyi, haklarını kollamayı, ona zarar verici söylem ve eylemlerden uzak olunmasını ister Kadının, cahiliye Arap devrindeki hayatına bakıldığında, İslam geldikten sonra kazandığı insani değerler kendiliğinden görülecektir. Kendilerini yaratan Allah’a teslim olmayan insanların oluşturduğu toplumda kadının hiçbir hakkı ve değeri yoktu. Mal, mülk edinme, ilim tahsil etme; evlenirken eş seçimi ve benzeri konularda söz sahibi değildi. Kadın olmak bu toplumda adeta suç gibiydi. Zira kız çocukları diri, diri gömülüyordu.
             
           İslam’ın gelmesiyle kadın bu karanlık tablodan kurtulma imkânı buldu. Kadın da erkek gibi evlenirken eş seçme, mal, mülk sahibi olma, ilim tahsil etme, çalışıp üretime katkıda bulunma hakkına sahib oldu. Allah’a iman ederek yararlı davranışlarda bulunup dünya ve ahretini mamur kıldı. Bu hususta Yüce Mevlamız şöyle buyurdular: “Erkek veya kadın kim mümin olur da güzel amellerden işlerse, işte onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksızlığa uğramazlar. Nisa,124.
          
            Mümin olarak Salih amel işleyen kadın ve erkek Allah’ın indinde aynı durumdadır. Aile yuvasını kuran kadın ve erkek bir elmanın yarısı gibidir. Birlikteliğin huzur ve güven içinde devam etmesi için karşılıklı anlayış, saygı ve sevgiye dayalı yaşantının oluşturulması önem arz etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v) efendimiz konuyla ilgili bir hadislerinde şöyle buyurdular. “İman bakımından müminlerin en değerli olanları, ahlaken en güzel olanlarıdır. Sizlerin en hayırlı olanlarınız, kadınlarıyla iyi geçinenlerinizdir.” Ebu Davut, sünnet,15
         
            Sağlıklı toplumların oluşumu, mutlu aile yuvalarının kurulmasına bağlıdır. Toplumun çekirdeğini meydana getiren ailedir. Bundan dolayıdır ki, toplumun bekası için huzurlu ve mutlu ailelerin varlığı o denli önem arz etmektedir. Karşılıklı anlayışın, hoşgörünün temelinde ilim ve ahlak vardır. Peygamberimiz (s.a.v) efendimiz “İlim talebinde bulunmak kadın ve erkek her mümine farzdır”   buyurdular. İbn Mace, mukaddime,17.

İlim ve kültür yönünden belli bir düzeyde olan kadın ve erkeğin kurduğu yuvalar
sıhhatli olduğu kadar uzun ömürlü olur. Zira ilmin, irfanın ve ahlaki değerlerin olduğu yerde saygı ve sevgi vardır. Sorunu konuşarak birlikte çözme vardır. Elem ve kederi birlikte göğüslemek vardır. Günümüzde zaman zaman duyduğumuz veya şahit olduğumuz kadına karşı şiddet, ufak tefek meseleler yüzünden boşanmaların temelinde kültür eksikliği ve ahlaki değerlerin yıprandığı görülmektedir. Her insanın kendisine, topluma ve Allah’a karşı sorumluluğunu bilmesi lazım gelir. Sorumluluk sahibi olan kişi, rastgele davranış sergileyemez. Yaptıklarından yaratan tarafından hesaba çekileceğinin bilinci içinde olur. Böyle olunca da olumsuz gördüklerimiz müspet hale dönüş yapar.
        
               Efendimiz veda hutbesinde: “Ey insanlar kadın ve çocuklarınız Allah’ın sizlere verdiği birer emanettir” buyurdular. Emanet, koruyup kollamak ister. Hakkının verilmesi lazım gelir. Öyle ise yuvamızı diri tutan, çocuklarımıza mürebbilik yapan, aile içi huzur ve mutluluğu sağlayan, Allah’ın bizlere emaneti olan kadınlarımıza değer verelim. Haklarını koruyalım. Kendimiz için arzu ettiğimizi onlar için de arzu edelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluğun kaynağı karşılıklı saygı ve sevgidir. Yüce Mevla yuvalarımızın dirlik ve bütünlüğünü daim eylesin. Amin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız