ZEKÂT MALİ BİR İBADETTİR -II

  • 11.07.2014 00:00

             

          Zekâtın verilmesi gereken yerler Kur’an-ı Kerimde şu şekilde açıklanmıştır. “Gerçekten Sadakalar (zekât) Allahtan bir farz olmak üzere, fakirler, miskinler, zekât memurları, kalpleri İslama ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolunda çalışanlar ve yolda kalmışlar içindir. Allah, her şeyi bilendir ve hikmet sahibidirTövbe,60.                                                                                                               

                                                                                                                 

          Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır. “Malının zekâtını veren kişi, malı üzerinden şerri gidermiştir.” Ramuz el Hadis 26/ 4 Zekât vermek o denli önemlidir ki, bize ait olan malın zekâtı verilmediği zaman malda başkalarının hakkı meydana geliyor. İşte bu hak ödenmeyince malda manevi kirlilik meydana geliyor. Zekâtı verilen mal ise, hem temizlenmiş oluyor, hem de artma ve bereketlenme imkânına sahip oluyor.        

        

               Allah Tela konumuzla ilgili şöyle buyurmuşlardır “Mallarını Allah yolunda infak (harcayan) edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak bitiren bir tanenin durumu gibidir.  Allah’ın lütfü geniştir ve her şeyi bilendir.” Bakar, 261.  Yapılan hayırdan, verilen fitre ve zekâtlardan dolayı elimizdeki para ve mallarda bir artmanın her zaman olduğunu şahit olmuşuzdur. Çünkü imkânı veren yaratandır. O nasıl isterse öyle yapmanın karşılığında bir kayıp olamaz. Zira Allah, kuluna zulmedici değildir. Yani kuluna kendisine zarar verecek bir görev vermez. 

          

              Peygamberimiz (sav) efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurdular. “ Zekâtı verilmeyen mal, yılan şekline girip, o kişinin boynuna dolanacak ve ben senin biriktirdiğin malınım diyecek. Kıyamet günü zekâtı verilmemiş mal, halka yapılıp boynuna geçirilecek. Buharı, zekât,3. Maddi ve manevi yönden nimeti veren Allah. Yani nimetin asıl sahibi bizleri yaratan Mevla. Nisab miktarı mala sahip olduğumuzda ticari mallar için kırkta bir oranında hak sahiplerine vermemizi isteyen yaratanımızdır. Hadisin mealinden anlıyoruz ki,zekat mükellefi olduğumuz halde Allah’ın emrini yerine getirmediğimiz  zaman, elimizde olan dünyalık kıyamet günü bizlere sıkıntı verecek hale gelebiliyor.Bu duruma düşmemek için görevlerimizi vaktinde yapmalıyız.Veren el olmak önemlidir. Veren insanla alan insan arasında manevi bir köprü kurulur. Bu köprü üzerinde saygı, sevgi ve hoşgörü meydana gelir.

 

          Mübarek Ramazan ayı içinde, verdiğimiz fitre, fidye ve zekâtlarımızla etrafımızdaki insanların ihtiyaçlarını giderdiğimiz gibi, Allah’ın rıza ve sevgisine ulaşıyoruz. Aynı zamanda yardım ettiğimiz insanların sevgilerini ve saygılarını kazanmış oluyoruz. Toplumda dayanışma ve yardımlaşma örneğini oluşturmuş oluruz. Diğer insanların da aynı konuya duyarlılık göstermelerine yardımcı olmuş oluruz. İslam toplumlarındaki hayır müesseseleri sayesinde birçok insanın ihtiyaçları karşılanıyor. Geleceğine ümitle bakabiliyor. İşte bu hayır müesseselerinden biri de zekâttır. Bu müessese iyi çalışırsa toplumda huzur ve güven oluşur. Bunun için de duyarlı olmalıyız. Zekat vermekle mükellef olduğumuzda bu ilahi görevi zamanında yerine getirmeliyiz. Yaşadığımız toplumda muhtaç, yetim ve yoksulların, yüzlerini güldürürsek bizlerin de yüzleri güler. Birlikte mutlu oluruz. Toplumun mutluluğu, bireyler arasında sevgi ve saygıyı oluşturur. Bu hal, Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde hayat sürdürmelerine vesile olur inşallah.

  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız