KUTLU DOĞUM

  • 16.04.2012 00:00

 

                    Peygamberimiz Hz Muhammed (s,a,v) efendimizin dünyaya teşriflerinin 1441 in ci seneyi devriyesi ülkemizde ve yurt dışında yaşayan Müslümanlar tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Efendimizin doğumu olan 20Nisan 571 tarihi,  kutlu doğum adıyla 1989 yılından itibaren 14 – 20 Nisan tarihleri arası Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın işbirliği ile kutlanmaya başlanmıştır. Aynı heyecan ve aynı ruhla kutlanmaya devam etmektedir.               

                   Efendimizin dünyaya gelişi Yüce Allah’ın insanlığa bir lütfudur. Zira o,insanlığı, Kur’anla, sevgiyle, doğrulukla, merhametle, vicdanla, buluşturan bir kılavuzdur. İnsanlığı içinde bulunduğu karanlıktan aydınlığa çıkaran bir rehberdir. Mazlumlara yardım eden, kimsesiz çocuklara şefkat gösteren bir baba. Toplumda huzuru oluşturan, karamsar olanlara ümit ışığı olan, aç olanı doyuran, kendisini başkasına tercih eden bir önder         

                   Ümmetine çok düşkündür. Ümmetinin dünya ve ahire tinin mutlu olmasını arzu eder. Bizlerin yaşadığımız bu dünyada maddi ve manevi yönden yeterli hale gelmemiz noktasında  yol gösterir. Zillete düşmemizi istemez. Bu hususta Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurulmaktadır.”And olsun size içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir.sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. Üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.” Tevbe, 128.   

                  Efendimiz, “birbirinize buğuz etmeyiniz. Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Bir müslümanın Müslüman kardeşine  Üç günden fazla dargın durması helal değildir.” Buyurarak Müslümanların kendi arasında birlik ve dirliğin hiç bir zaman bozulmamasını istemiştir.     

                 Efendimiz veda hutbesinde, Ey ashabım size iki nimet bırakıyorum. Bunlara sımsıkı sarılırsanız hiçbir güç ve kuvvet sizi Allah’ın yolundan saptıramaz Eğer bu iki nimetten birini veya her ikisini terk ederseniz ozaman Allah’ın yolundan sapar veya saptırılırsınız. Güç ve kuvvetten düşersiniz. İşte o iki nimet Kur’n-ı Kerim ve sünnettir. Buyurdular.              

                 Dünya Müslümanları üzerinde meydana gelen bütün olumsuzlukların başında efendimizin bıraktığı iki emanetten gereği gibi istifade edememe gelmektedir. Kur’anda Allah’ın Müslüman kullarından bekledikleri yerine getirilmezse, Peygamberimizin yaşantısı Model olarak yaşantı haline getirilmezse, Müslümanların arzu ettikleri huzur ve güvene ulaşmaları mümkün görünmemektedir.

                 Bu bakımdan efendimizin dünyaya gelişinin 1441 inci seneyi devriyesinde onu anmaya çalışırken, asıl olan onu anlamaya gayret etmeliyiz. Onu anlamak için de bıraktığı iki emanet olan Kur’an ve sünneti okuyarak anlamlıyız. Bu gün her zamankinden daha fazla onu anlamaya ihtiyacımız var. Dünya ve ahiret mutluluğumuz buna bağlıdır. Kardeşlik, aile düzeni, gençlerimizin sağlığı, toplumun birliği ve dirliği için buna ihtiyaç vardır.

                 Efendiler efendisi Peygamberimizin dünyaya teşriflerinin 1441 inci seneyi devriyesinde, onu çeşitli etkinliklerle anmaya çalışırken aynı zamanda anlamayı da gayret etmeyi, onu her zaman ve zeminde örnek almayı Yüce Mevla nasip etsin. Âmin. Efendimizin kutlu doğumu ümmeti için huzur ve barışa, insanlık için de hidayete vesile olsun inşallah. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Nöbetçi Eczaneler

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız