- 10.08.2011 00:00
Fıtır: sözlükte oruç açmak, fıtra ise yaratılış anlamına gelir. Türkçede fitre olarak söylenmektedir. Fıtır sadakası, Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve bakmakla mükellef oldukları kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında zekâttan önce meşru kılınmıştır. Fitre, hayatta olmanın vergisidir. Salimen Ramazan bayramına erişen bir Müslüman, yaklaşık 82 gram altın veya buna muadil mala sahip ise kendisi ve bakmakla mükellef olduğu çocuklarının fitresini vermesi üzerine vaciptir.
Şafi, maliki ve Hanbelî mezheplerine göre fitre, Ramazan ayının son günü güneş batışıyla verilmesi vaciptir. Mezhebimiz Hanefi’ye göre isi, bayramın birinci günü fecrin doğmasıyla verilmesi vaciptir. Bayram namazından önce verilmesi müstehaptır. Bayramın birinci günü güneşin batışına kadar eda edilmesi geçerlidir. Sonraya bırakılması caiz değildir.Fitre veren kişinin kendi günlük gıda tüketim ortalamasının ölçü alınması gerekir. Burada şöyle bir yol izlemek mümkündür. Bir ailenin bir aylık mutfak masrafı otuz güne, sonra aile fertlerinin sayısına bölünür. Çıkan rakam kişinin kendi ekonomik seviyesine göre ortalama bir günlük gıda masrafını gösterir. Bu da kişinin vereceği bir fitre miktarını belirler.
Fıtır sadakasının sarf yerleri ile zekâtın sarf yerlerinin aynı olduğu hususunda fakihler görüş birliği içindedirler. Buna göre zekât verilmeyen kimselere fitre de verilmez. Zekat ve fitre fakir müslümanın hakkıdır. Dinen zengin sayılanlar, kişi eşine, kişi usul ve furuna fitre veremez. Usul, kişinin annesi ve babası yukarı doğru devam eder. Furuu ise, kişinin çocukları ve torunları aşağıya doğru torunlarının torunları. Fitre, buğday, arpa, kuru üzüm ve kuru hurmadan verilir. Bunların aynısı verilebileceği gibi, parasal değerleri de verilebilir. Bu sene Başkanlığımız tarafından belirlenmiş en düşük fitre miktarı yedi lira beş yüz kuruştur.
Fitre kendimiz ve bakmakla mükellef olduğumuz çocuklarımızın hayatta olmalarının vergisidir. Aynı zaman da sıhhat ve selamette olduğumuzun bir şükran ifadesidir. Hastalarınızı sadakalarla iyileştirin buyuran Peygamberimizin bu beyanı, Allah için yapılan iyiliğin insan çok önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sadaka, insana huzur verir, mutluluk bahşeder. Yardım alanlarla, verenler arasında manevi bir bağ kurulur. Bu bağ sevgiyi ve saygıyı oluşturur. Aynı zamanda Ramazan bayramına tüm fakirler, yetimler, mutlu ve güven ortatamında çıkarlar..Bayramların amacı da her kesin huzur ve mutlu olmasıdır.
Yüce Allah Kur’-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır.”Sizler sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla iyiliğe, hayra ulaşamazsınız. Ne infak ederseniz, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir. Ali İmran, 93. Bizler yaşadığımız bu dünyada etrafımızdakilerle beraber. Mutlu olmalıyız. Bunun için paylaşım içinde olmak durumundayız. Maddi ve manevi imkânlarımızı etrafımızdaki muhtaçlarla paylaşarak onların da kendimiz gibi olmalarına bir nebze olsun yardımcı olmalıyız.
Yorum Yap