Yüce Mevla’nın dünya Müslümanlarına manevi bir nimet olarak verdiği mübarek Ramazan ayı, fakiriyle zenginiyle, köylüsüyle, kentlisiyle bütün Müslümanları kaynaştırmaktadır.Çeşitli vesilelerle yapılan yardımlar, verilen iftarlar, yapılan ikramlar, sunulan hediyeler, Müslümanları birbirine adeta kenetlemektedir.Her mümin, Ramazan ayında yapılan her iyiliğin sevap olarak karşılığının bire bin misli  verileceğini bildiği için fitre ve fidyenin dışında kalan zekâtla beraber tüm iyilik ve ihsanı bu aya vakfediyor. Böylece Allahtan bol sevap ve mükâfat alma hakkına sahip oluyur.

                 Ramazan ayında herkesin huzurlu ve mutlu olması açısından etrafımızdaki dostlarımıza, komşularımıza, uzakta olan dost ve akrabalarımıza bakmalı, hal hatırlarını sormalıyız. Anne-babamız uzakta ise Ramazan aylarını tebrik etmeli, ihtiyaçları var ise maddi ve manevi yönden destek olmaya çalışmalıyız .Onların mutluluğu bizim mutluluğumuz olmalı,onların üzüntüsü bizim üzüntümüz olmalıdır. Peygamberimiz (sav) efendimiz,”Allah’ın rızası anne- babanın rızasındadır. Allah’ın gazabı, anne- babanın bedduasındadır.”buyurmuşlardır.  

                 Anne- baba başta olmak üzere muhtaç durumda olanlara iyilik etmek, onları geleceğe güvenle bakmasına vesile olmak insanı Allah’a yakın kılar. Allah ile beraber olma imkanına sahip kılar.Böyle olunca da insan mutluluk duyar.Kötülüklerden arınmış, daima iyilik yapar hale ulaşır. Söylemiyle eylemiyle insanlara örnek olmak gibi erdemlere sahip olur.Müslümanın böyle olması gerekiyor. Bunun için zorluk yoktur. Sadece inancımızda samimi olmak, bu işlerde başarılı olmak için yeterli olacaktır. 

                Teknoloji çağında yaşamaktayız. Dünyanın her tarafından her an haber alabiliyoruz.Gazete ve televizyon haberlerinden öğrendiğimize göre Afrika da büyük bir kıtlık var. İnsanlar açlıktan ölüyorlar. Onların bu hallerini görmezlikten gelemeyiz, Bunlar uzakta olan muhtaçlar kısmına giriyor.. Elimizden geldiği kadar onların yaşamaları için, ihtiyaçlarını karşılama noktasında elimizden gelen çabayı sarf etmeliyiz. Bu tip hallerin her toplumun başına gelebileceğini düşünmeliyiz.

                 Bu mübarek ayda neyi ne kadar yaparsak o kadar karşılık alırız. Peygamberimiz, (sav) efendimiz,” veren el, alan elden üstündür.”Buyurmaktadır. Veren el olmak her zaman önemlidir. Bu el kişiyi Allah’ın rızasına götürür. İnsanların sevgi ve saygısına muhatap kılar. Kazancı bereketli olur. Toplum içinde sevilen insan olduğu gibi, insanlık için iyi bir örnek kişi olur.Hep birlikte mübarek ayın feyiz ve bereketinden istifade etme adına, elimizden ne geliYor ise, imkânımız ölçüsünde etrafımızdaki muhtaçlara yardımlarımızı ulaştıralım. Zekât ve fitrelerimizi zamanında ihtiyaç sahiplerine vererek mutluluklarını paylaşalım.