Kavarna açıklamasında; “Kimse Türk futbolunun en köklü kulüplerinden biri olan Boluspor Kulübü'nün, ne başkansız ne de yöneticisiz kalacağını düşünmesin. Bir dönemler bu kulüp 3. Lig'den bile düşme tehlikesi yaşandığında Boluspor sevdalıları nasıl sahip çıkarak zirveye taşıdıysa, bugünden sonra da elini taşın altına koyacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim için tek gerçek Boluspor'dur” ifadelerine yer verdi. 
 
Kavarna açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Üç dört hafta önce yapacağım açıklamayı şuan yapıyorum. Boluspor olarak gelebileceğimiz durumu önceden görmemize rağmen sırf Boluspor'a zarar gelmesin diye bu açıklamayı yapmadık. Ancak şuan görüyoruz ki maddi ve manevi yönden her türlü kaybetmiş bir Boluspor Kulübü var. Gelinen noktada ki bu sıkıntıları siz Boluspor sevdalılarıyla paylaşmak istiyorum.
 
Başta Boluspor Kulübü maddi olarak bu yönetimle çökmüştür. Borç iki katına çıkmış ve yaklaşık olarak 12-13 Milyon TL borç oluşmuştur. Ara transfer döneminde yapılacak takviyelerle bu borç, 15 Milyon TL'ye yaklaşacaktır. Bu borcun oluşmasında en büyük etken, başkan ve yönetimin çok sayıda yapmış olduğu futbolcu transferleri ve bunlara ödenen yüksek rakamlardır. Şu anda gelinen sportif başarısızlık da bunu göstermektedir.
 
Her sene Boluspor Kulübü olarak yapılan bütçenin dışına çıkılması, bu başkan ve yönetimi ilgilendirmektedir. Her defasında yönetim olarak '1,2 Milyon TL bağış yaptık. Bunun haricinde cebimden 6 Milyon TL para verdim. Cebimden ödediklerim için de üzülmüyorum. Yine ödemeye devam ederim' diyen başkan, Boluspor'u genel kurulda devraldığı borçla bırakmalıdır. Ayrıca, verdiği 6 Milyon TL'yi bu kulübe hibe olarak mı vermiştir? Yoksa görevi bıraktığında kulüp kasasından bu parayı geri mi alacaktır? Bunu açıklamalıdır. Zaten Boluspor Kulübü'ne hiçbir başkan ve yönetim bağış yapmaz. Onların bahsettiği 1,2 Milyon TL bağış değil, bir sezonluk verilen yönetim aidatlarıdır. Verdiği paranın da faizini düşünüp dile getiren bir kişinin Boluspor'a başkan olması bile düşünülemez.
 
Sizler de biliyorsunuz ki tüm spor branşlarında, müsabakalar futbol başta olmak üzere seyircisiz oynanmaz. Amaç da o seyircilerle birlik ve beraber olarak kenetlenip skoru her zaman lehimize çevirmek olmalıdır. Ama bu yönetim bunu da sağlayamayıp, taraftara 'şaklaban', 'soytarı' gibi sıfatları koymuştur. Ben de eski bir yönetici olarak, her zaman o taraftar kimliğimle maçlara gitmiş ve takımı desteklemek adına sonuna kadar Bolusporumuzun yanında olmuşumdur. Onun için Boluspor taraftarı olmazsa, bugün siz olmazsınız! Acaba bunun farkında mısınız?
 
Bu yönetim, şuan sportif başarı olmadığı gibi Boluspor'a maddi kaynak getirecek hiçbir proje üretememiş ve bu konuda ne eski başkanların ne eski yöneticilerin ne de Belediye Başkanımız Sayın Alaaddin Yılmaz'ın önerilerini bile dikkate almamışlar ve Boluspor'un en büyük maddi kaynağı olan reklam alma çabasında ve tenezzülünde bile bulunmamışlardır.
 
Gelinen bu noktada; hiç kimse Türk futbolunun en köklü kulüplerinden biri olan Boluspor Kulübü'nün, ne başkansız ne de yöneticisiz kalacağını düşünmesin. Bir dönemler bu kulüp 3. Lig'den bile düşme tehlikesi yaşandığında Boluspor sevdalıları nasıl sahip çıkarak zirveye taşıdıysa, bugünden sonra da elini taşın altına koyacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim için tek gerçek Boluspor'dur.”