ONUN HAYALİ MUSTAFA COP İLKÖĞRETİM OKULU

Köşe yazarlarımız ile olan röportajlarımız devam ediyor. Bugün ki röportajımız Bolu Sevdası köşesi ile Mustafa Cop.

 ONUN HAYALİ MUSTAFA COP İLKÖĞRETİM OKULU
25.06.2011 - 00:03

Mustafa Bey ile  bir basın toplantısında tanışmıştım. Genelde basın toplantılarında köşe yazarlarını pek görmeyiz. Bunu Mustafa Bey’e röportajımda da sordum. Mustafa Bey, olayları yerinde öğrenerek, en doğru haliyle yazmaya gayret eden bir yazar. Röportaj için buluştuğumuz Ehl-i Keyf Kafe'de Bolu Sevdalısı Mustafa Cop ile yaptığımız keyifli sohbet sizlerle. 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1957, İzmir Menemen doğumluyum. Memur bir ailenin çocuğuyum. Babamın görevi nedeniyle orada doğmuşum. Kars Kağızman, Samsun Merkez, Kırklareli Babaeski’den sonra babam emekli oldu ve Bolu’ya taşındık. Bolunun yerli ailelerindeniz. 1974 yılında, Bolu Lisesini bitirdim. Liseden sonra İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi, Maliye Muhasebe Bölümünü bitirdim. 1979- 80 döneminde İstanbul Üniversitesinde mastır yaptım. Daha sonra Koç Topluluğunda, Bolu Ardem Pişirici ve Isıtıcı Cihazlar Sanayisinde,  kendilerinden aldığım bursun sayesinde memur olarak işe başladım. Askerliğimi, memurluğum devam ederken, Denizli’de yaptım.

25 yaşından 40 yaşıma kadar, iş hayatının harala gürelesi ile uğraştık. Kırkımızda bir baktık, hala bekârız. Kırk yaşımda evlendim.   Hatta o dönemde Bolu’da ki yerel bir dergide arkadaşlar yazmışlar. 

“bizimkini evermişler kırkında,

 Sanki bütün dünya onun sırtında,

Ne yazı gönderir, ne görünür oldu,

Bütün Bolu bunun farkında”

 Bir kızım var, Bilge Sude, 99 model, 7.sınıfa geçti. Onun hızına yetişebilmek, onun gününü yakalayabilmek için bizde okuyup yazıyoruz, eğitimler alıyoruz, eğitimler veriyoruz.

Sizi biraz daha yakından tanıyalım. Kendinizde en beğendiğiniz özelliğiniz nedir?

Meraklılık. Merak ömrü uzatır diyenlerde var. Biz ömrümüz uzasın diye değil de, merak araştırmacılık getirdiği için böyleyiz. Merak daha fazla izlemeyi, gözlemeyi, okumayı gerektirir. Ben güzel buluyorum bu özelliğimi.

Eğitim hayatınızda bir lakabınız var mıydı?

İlkokulda soyadımdan dolayı cop ile çöp ü karıştırırlardı. İlerleyen yıllarda kulaklarımın büyük olmasından dolayı, çoluk çocuk muhabbeti epey oldu. Üniversite hayatımda da saf Anadolu çocuğu derlerdi. Bu kadarını anımsıyorum.

Peki, en sevdiğiniz renk hangisidir?     

Sarı, lacivert’i severim. Fenerbahçeliyim.

Bir okul yaptırsaydınız adı ne olurdu? Neden?

Ben yaptırsaydım, kendi adımı verirdim. Mustafa Cop İlköğretim Okulu olurdu. Bende biraz megolamanlık var.

Hayatta en değer verdiğiniz şey nedir?

Eşim ve çocuğum.  Bunun dışında dostluk, arkadaşlık.

Hiç “bundan daha ağırını yaşayamam” dediğiniz bir olay var mı?

Yok, Allaha Şükür.  Annem, babam sağ. Memleket yerinde duruyor.

Peki, yazarlığa ne zaman ve nasıl başladınız?

90’lı yıllarda başladım. www.bizbolulular.com  ailesine de eski dostlarımızdan Emin Beyin daveti üzerine katıldık. Epey zamandır Bolu yerel basınında yazıp çiziyorum. Bolu Üç Tepe’de başladım, Bolu Gerçek, Bolu Olay gibi yerel basında ki çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptım.

Basın anlamında, ilk başladığınız yıllarla bugün arasında nasıl bir fark var?

Bolu büyüdü. O zamanlar Bolu’da çok az basın mensubu vardı. 40 kişiydik ve hepimiz birbirimizi tanıyorduk. Şimdi genç arkadaşlarımızın gelmesi ile beraber, basın da büyüdü. Ama dostluk, arkadaşlık anlamında zayıflama var. Dayanışma kalmadı. Rekabetin acımasızlığı var. Eski kalite yok.   

Neden köşe yazarlığı?

Emeklilik, hoş güzel bir duygu. Ben genç emeklilerdenim. Ondan sonrada, kendimizi genç hissettik, sosyal hayatta daha faydalı olabilmek, Bolu’nun yaşamına fikri olarak katkıda bulunmak anlamında yazmaya başladım. Benim köşemin adı Bolu Sevdası, gençliğimde yazarken de “cop’lu yorum” du. O zaman tabi gençliğinde verdiği delikanlılıkla daha sertlik vardı. Şimdi sevdalar, aşklar, kentleri sevmek adına böyle bir isim verdik. Bolu’da da yavaş yavaş siyasetçiler Bolu Sevdalısı kelimesini kullanmaya başladılar. Patenti bize ait.

Bolu’da basın mensubu olmak bir farklılık getiriyor mu? Basın mensubu olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

 İnternet sayesinde, sadece Bolu’nun değil,  her yerin gazetelerini mümkün olduğunca izlemeye çalışıyorum. Bolu basını, yazar çizer takımı çok güçlü. Ama başta da söylediğim gibi, rekabet çok acımasızca yapılıyor. Onun için basın mensuplarına olan saygınının Bolu’da giderek azaldığını düşünüyorum. Şahsım adına konuşmuyorum, ama inşallah siz gençler daha iyi bir duruma getirirsiniz

Avantajlarına gelince, ben şahsımda ne avantajını ne de dezavantajını gördüm. Yazmaya başlamadan önce neysem şu an da öyleyim. Ben yazı yazmaktan dolayı mutluyum.  

Siz Bolu’da ki birçok köşe yazarına göre farklı bir tarzda çalışıyorsunuz gözlemlediğim kadarı ile. Olayları, toplantıları yerinde izliyorsunuz, daha sonra kaleme alıyorsunuz.

Doğrusu bu değil mi? Doğrusunun böyle olduğunu düşündüğüm için doğruyu bulmaya çalışıyorum. Daha özgür olduğum için de sanırım böyle çalışıyorum. Masa başında değil de gözlemleyerek görüşlerimi belirtiyorum. 

Peki, Bolu’da örnek aldığınız ya da beğendiğiniz bir köşe yazarı var mı?

Mustafa Namdar hocam çok iyidir. Bolu, gündem gazetesi yazı ailesinden, Bolu kent konseyi genel sekreteri olan Mustafa Hocamı izlerim. Bizden gençtir kendisi, bizde ona yetişebilmek için izinden gidiyoruz.

Sizce Bolu’da ki en büyük problem nedir?

Bolu’nun en büyük problemi, siyasetçilerde söylüyor, bende yazıyorum sık sık. İstihdam bizim en büyük problemimizdir. Kesinlikle çözülmesi gerekir. Yeni seçilen vekillerimizde yüksek sesle söylemeye başladılar, bizde dile getirmeye çalışıyoruz.

Köşenizin adı Bolu Sevdası. Sizi Bolu sevdalısı yapan şey nedir?

Ben gezdim her yeri, emekli olduktan sonra geldim yine memleketime. En güzel yanı temiz havası.

Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız varmı?

www.bizbolulular.comgüzel bir haber portalı. Yayın hayatında uzun ömürler diliyorum. Genç basın mensubu arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Haber portalımızı izlemeye devam etsinler.


Editör: E. Candan