YAŞAR "TKP GERÇEKLERİ SÖYLÜYOR"

80’li yılların devrimci gençliğinin adresi olan Türkiye Komünist Partisindeyiz. Milletvekili adayı Mehmet Yaşar, namı değer Kaya ağabey (partidekiler kendisine Kaya ağabey diye hitap ediyorlar) ile siyasi yaşamını, ailesini, Bolu’yu konuştuk.

YAŞAR
22.05.2011 - 23:13

80’li yılların devrimci gençliğinin adresi olan Türkiye Komünist Partisindeyiz. Milletvekili adayı Mehmet Yaşar, namı değer Kaya ağabey (partidekiler kendisine Kaya ağabey diye hitap ediyorlar) ile siyasi yaşamını, ailesini, Bolu’yu konuştuk.

Mehmet Bey, üzerinden yıllar geçmesine rağmen o dönemleri hatırladığında hala gözleri dolu dolu olan, partisine, ideallerine sımsıkı bağlı bir insan.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Mehmet Yaşar. 1955, Seben doğumluyum. İlkokulu Seben de bitirdim. İlkokulu bitirdikten sonra bir yıl kuran kursuna gittim. Daha sonra imam olsun diye imam hatibe gönderdiler. 4 yıl burada okudum. Babam öldükten sonra çalışmak zorunda kaldım. Böylelikle sigortalılık hayatım başladı. İki çocuk babasıyım. Bir kızım, bir oğlum var. Eşimi 16 yıl önce kanserden dolayı kaybettim. Bir dönem resim yaptım.  36 kişinin alınacağı Tessan fabrikasının sınavına 500 kişi başvurmuştuk. 8. ci oldum bu sınavda. Uzun yıllar hizmet ettiğim bu fabrikada sendikayı ve partiyi tanıdım. 1982 de partiye üye oldum.

1982 de Türkiye Komünist Partisine üye olduğunuzu söylediniz. O dönemler Türkiye’nin en karışık dönemleri, darbe görmüş bir ülke var. Böyle bir durumda nasıl cesaret edebildiniz partiye üye olmaya?

Ben zaten darbe döneminde 1980 de TKP davasından 106 gün içerde yattım.  3 yıl da sürgün yedim.

 Peki, sizi biraz daha yakından tanıyalım.

Sporla aranız nasıl?

Kendi çapımda spor yapmaya çalışıyorum. En azından egzersiz yapmaya çalıyorum. Bir zamanlar fanatik Trabzon Sporluydum. O zamanlarda Şenol Güneş gibi popüler isimler vardı. Hatta beni futboldan soğutan Bolu Spor oldu. O dönemlerde hep şampiyon olma noktasına geldi, son maçlarda hep sattılar. O yüzden beni futboldan soğuttular. Ben genelde amatör sporları seviyorum. Çünkü gerçekten emek veriliyor, yüreklerini koyuyorlar oralarda. 

Hayatta sizi en çok kızdıran şey nedir?

Yalan söylemek en nefret ettiğim şeydir. İnsanlar hata yapabilir, hepimiz insanız. Önemli olan burada doğruyu söyleyebilmektir.

Hayatta en kıymet verdiğiniz şey nedir?

Çok zor bir soru aslında. Birincisi partim geliyor. Partim için çok fazla fedakârlık yaptım. Öyle zamanlar geldi ki inandığım değerler uğruna, ülkemin, çocuklarımın geleceği adına, ailemden bile fedakârlık etmek zorunda kaldım.

Adınızın Mehmet olduğunu söylediniz ama arkadaşlarınız gördüğüm kadarıyla size Kaya adıyla hitap ediyor…

Evet, arkadaşlarım bana Kaya derler. Ben bile unuttum Mehmet adını aslında, böyle konuşmalarda sadece kullanıyoruz Mehmet adını.

Siyasi hayatınıza  geçecek olursak…

Mehmet Bey,  az önce de anlattınız, gençlik dönemlerinizde sırf düşünceleriniz uğruna, fiili bir suçunuz olmadığı halde hapis yattığınızı söylüyorsunuz  Hatta dediniz ki biz inandığım değerler uğruna çok fedakârlık yaptık. Peki, o dönem gençliği ile şu anki gençliği karşılaştırır mısınız?

Gençlik o dönemlerde çok daha rahattı. Devrimci olmak daha rahattı. Niye diyeceksiniz? Önümüzde Sovyetler birliği vardı. Bu ülkenin varlığı gençlere cesaret veriyordu. Ayrıca şu an olduğu gibi işsizlik yoktu. İşçi sınıfı vardı. Şu an ki gençliğe baktığımızda sınavlar, okul, hayat telaşı, işsizlik derdi, kimsenin bunları düşünecek vakti kalmamış.

Aileler hangi görüşte olursa olsun çocuklarını siyasetten uzak tutmaya çalışıyor. Ben çok kızıyorum buna. Bu ülke bizim, bu dünya bizim. Herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor. Zamanında bedel ödendi, gerekiyorsa yine ödenecek.

Komünist Parti olarak  projelerinizi anlatır mısınız?

Bizim partimizde proje olmaz. Bütün özelleştirmeleri, kamulaştıracağız. Ayrıca eğitim ve sağlık konusu çok önemli, bu konularda çok büyük düzenlemelere ihtiyaç var. Ayrıca benim bir düşüncem var. Bunu diğer arkadaşlarımla paylaşmadım gerçi ama. Şu an fabrikalarda üç vardiya çalışılıyor. Bu dört vardiya olmalı, insanlar altı saat çalışıp diğer iki saatini de fabrikada ki sosyal etkinliklere ayırmalı. Her insanın kendine dönük bir becerisi vardır. Bazıları resim yapsın, bazısı gitar çalsın, satranç oynasın.

Komünist sistem denilince insanların otomatikleştiği, herkesin aynı eve, arabaya, imkânlara sahip olduğu bir sistem gelir insanların aklına. Peki komünist sistem ne vaat ediyor?

Bir kere insanların otomatikleşmesi diye bir şey olamaz, herkesin zevki, ihtiyacı farklıdır. Öyle şey mi olur hiç. Komünist sisteme direk geçilemez zaten, önce sosyalist sistemin oturtulması lazım. Bu sistemle insanların gelecek kaygısı olmaz. İnsanlar bugün ne pişireceğim diye düşünmez.

Bolu’ya gelirsek…

Bolu’nun en güzel yanı nedir?

Bolu’nun en güzel yanı, doğası ama Doğayı da mahvettiler.

Peki, Bolu’nun en büyük sorunu nedir?

Araç kirliliği, insanları toplu taşıma araçlarına alıştırmak gerekiyor. İnsanlar artık kaldırımlardan bile geçemez hale geldiler.

Milletvekili adayısınız İnsanlar size neden oy vermeli?

Partimizin sloganı çok güzel, boyun eğme diyor. Var olan diktatörlüğe karşı boyun eğme, halkın gözüne baka baka yalan söylüyorlar. Bana AKP tek iyi şey şunu yaptı desinler, bir tek nokta göstersinler, alnından öpeceğim o insanların. Bizim 500 bin oy hedefimiz var. İnsanlar diyorlar ki tamam TKP çok güzel şeyler yapıyor, doğru şeyler söylüyor diyorlar. Ama sayısı az diyorlar. İnsanlar önce kendilerine güvensinler. Ben vermezsem, sen vermezsen tabi ki az olur. Söylediklerimize güvenen herkes bize oy versin. Yarın torunlarımıza nasıl hesap vereceğiz onu düşünelim. Onlara nasıl bir dünya bırakacağız. O yüzden herkes bir şeyler yapmalı. Herkes kendini sorgulasın, okusunlar. Biz insanlara sadece gerçekleri anlatıyoruz. İnsan kendine güvenirse, ancak kendini değiştirirse ülkeyi değiştirebilir. Türkiye Komünist Partisi gerçekleri söylüyor. Bunu bilsinler.  


Editör: E. Candan