ÜSTÜN ve ÖZEL YETENEKLİ OLMAK(1)…

  • 9.01.2011 00:00

 

Ülkem adına eğitimde çok önemli olarak gördüğüm bir konuyu,  yazı dizisi şeklinde sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Einstein, Newton, Edison, Stephen Hawking, Beethoven...

 

Bizde;  Farabi, Ali Kuşçu, İbn-i Sina, Mimar Sinan, Akşemsettin, Harizmi, Hazerfen Ahmet Çelebi, Piri Reis… Doğuştan getirdikleri zekâlarını uygun ortamlarla buluşturabilen sayılı bilim adamlarından bazıları…

 

Bu bilim  adamlarının yaşadıkları dönemlere baktığımızda, bilimin özgür ortamlarda yetiştiğini rahatlıkla anlayabiliriz. Zekâ ve beyin hareketi her zaman bu ortamlara kaymakta ve beyin göçü denen olay meydana gelmektedir. Bu ortamı sağlayan devletler de gücü her zaman elinde bulundurmaktadır. Bugün gelişmiş ülkeler bunun en güzel örneğidir.

 

Zamanında bunu Osmanlı “ENDERUN”u kurarak çok iyi değerlendirmişti. Daha ziyade mülki ve askeri idarecilerin yetiştirildiği bu mektep, Osmanlı merkez ve taşra bürokrasisine gerekli insan gücü kaynağı oluşturmak için kurulmuştur. Genellikle Hıristiyan ailelerinden olan devşirme çocuklar alınmasına rağmen Türk çocukları da alınırdı. Ama asıl alınma ölçütleri özel yetenekli, zeki ve üstün olmalarıydı.  Enderun “Büyük Oda”, “Küçük Oda”,  “Seferli Koğuşu”, “Kilerci Koğuşu”, “Hazine Koğuşu” ve “Has Oda”dan oluşan 6 bölüm yer almaktaydı. Çalışma sistemi ve programları göz önünde tutulursa Enderun’un mektepten ziyade hünerlerin, sanatların, idari ve siyasi bilgilerin uygulamalı olarak öğretildiği, kabiliyetlerin tespit edildiği bir kurs ve staj yeri olduğu söylenebilir.

 

Enderun Sisteminin başta gelen özelliği; her ne kadar seçim belirli bir kesimle sınırlı tutulsa da ülkenin eğitilebilir potansiyelinin içerisinde yer alan ‘üstün yeteneklilerin eğitilmesi’ sorununu teorik ve uygulamalı bir şekilde ele alması ve bu potansiyelden ülke adına yararlanılması yoluna gidilmesidir. Zira bu potansiyel her toplumda vardır ve bu kesimin eğitimi çok önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü ve Üniversitelerin verilerine göre nüfusun %2 sinin Üstün veya Özel Yetenekli olduğu belirtilmektedir.

 

Bu kesim eğitilmediği takdirde ise sorunlu bir alana dönüşmektedir. Aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasında da üstünlerin eğitiminin önemli bir yeri vardır. Prof. Verag Wu—Tien Wu : "Üstün zekâlı çocuk, yaşıtlarından farklıdır. O büyüyünce ya Einstein gibi dünyaya faydalı bir bilim adamı, ya da Hitler gibi bir diktatör olur.” diyor.

 

Milletlerin en büyük güç kaynağı yetişmiş, nitelikli insan gücüdür. Ülkenin kalkınmasında fen, edebiyat, sanat, ekonomi, ticaret, politika vb. alanlarda önderlik edecek liderler üstün veya özel yetenekli çocuklar arasından çıkmaktadır. 

 

Üstün veya özel yetenekli çocukların yeteneklerini geliştirerek kapasitelerini en üst kullanmalarını sağlamak ülkemizin bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

 

Türkiye’de Özel Eğitim Hizmetleri, Milli Eğitim Bakanlığı örgütünde 1992 de İlköğretim Genel Müdürlüğünden ayrılan, Özel Eğitim Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, üstün Yeteneklilerin Eğitimi Şubesi tarafından yürütülmektedir. Taşra teşkilatında ise, Kasım 2001 tarihinde yürürlüğe giren Bilim Sanat Merkezleri Yönergesi ile “Bilim Sanat Merkezleri” açılarak, üstün yetenekli öğrencilerimizin eğitimine başlanmış oldu. Bugün ülkemizde 56 merkezde bu eğitim yürütülmektedir.

 

Haftaya Bilim Sanat Merkezleri ve işleyişi hakkında bilgiler vereceğim.

Haftaya görüşmek üzere…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız