BOLU’NUN GELECEĞİ “EKOTURİZM”

  • 13.12.2010 00:00

 

Günümüze kadar geçen süreç içinde, giderek "Ekoturizm" kavramı ve tanımı benimsendi ve 2002 yılının Mayıs ayında, Kanada'nın Quebec kentinde, 133 ülkeden gelen 1100 delegenin katılımıyla yapılan "Dünya Ekoturizm Zirvesi"nde, tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım saptandı. Buna göre Ekoturizm, "yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavır" olarak benimsendi.

Ekoturizm, her şeyden önce çevre ve kültür değerlerinin sürdürülebilirliğini garanti altına alan, yerel halklara maddi yarar sağlayan turizm olarak kavransa da, ağırlıklı faaliyet alanı olarak doğada yapılan turizm türlerini kapsamaktadır.

Ülkemizde her mikrofonu eline alan “benim yaylam, benim ormanım en güzel” demektedir. Buna karşılık her yayla ya da doğal alan turizm alanı olamayacağına göre, rekabeti arttırıp gelirleri azaltma yerine farklılaştırma stratejisi ile her yörenin başka bir turistik ürün arzını öne çıkarması sağlanmalıdır. Türkiye’de yoğun ziyaret ile problem yaşanmasından çok, ekoturizm alanı olabilecek yörelerde klasik turizm mantığı ile yatırım yapılmasının doğurduğu çevresel problemler daha öne çıkmaktadır. Pek çok milli park ve yayla; turizm ve diğer alt yapı yatırımlarının doğal değerlerde ve görsel kalitede oluşturduğu bozulmalar ile kazanılmadan kaybedilmiştir ve bu süreç hızla devam etmektedir.

 

Son zamanlarda, turizm ile ilgili yapılan araştırmalar; seyahatlerin asıl nedeni olarak, değişik insanlar ve kültürler ile doğal kaynakları görmek gibi ortak bir sonucu ortaya koymaktadır. Özetle kişi, sıradan olmayan şeyleri görmek istemektedir.

 

Bolu İli de sahip olduğu çekicilikler açısından değerlendirildiğinde, ekoturizm için tam bir cennet sayılabilir. Bunun için önemli kaynaklara ev sahipliği yaptığı görülmekte ancak özellikle turizm bakımından belirgin alt yapı eksiklikleri de göze çarpmaktadır. Örneğin, Bir hafta sonu 30 bin kişinin ziyaret ettiği Gölcük’te yemek yiyebilecek bir lokantanın, çay içebilecek bir kahvenin, sıra beklemeden temiz tuvaletlerin, Bolu’ya ait kültürel, endemik, doğal ürünlerin sergilendiği satış yerlerinin özlemini çekmiyor değiliz. Hafta sonları tarihi ve turistik yerlere paket turların yapılmasını bırakın, eğer özel aracınız yok ise, Bolu Merkez’den Gölcük’e gidecek bir aracı bile zor bulursunuz. Bu günlerde gündemde olan kaplıcalar… Bolu’nun zenginliklerinden birisi… Yeterince değerlendirebiliyor muyuz? Başka illerdeki kaplıcaları görmesek… Yapılması gereken çok şey var…. Eğer biz Bolulular olarak sahip çıkmaz isek, başkaları mutlaka çıkacaktır.

 

Bolu; doğası, kültürü, insanı, suyu, toprağı ve havasıyla endemiktir. Sadece Abant’ta 55 endemik bitki türü vardır ve Avrupa’nın hiçbir gölünde bu kadar çeşit endemik bitkiyi bir arada göremezsiniz. Bu bitkileri görmek ve fotoğraflarını çekmek için ülke dışından gruplar halinde yüzlerce ekoturist gelmektedir. Bu orjinalliği, Göynüklü teyzemin başındaki örtüde, pazardaki köylü kadınların sözlerinde, çeşmeden akan kökez suyunda, kızarmış patatesli köy ekmeğinin üzerindeki taze tereyağında, Tokad-i Hayrettin’in huzurunda, tereyağlı eriştenin üzerindeki keşinde, Abant’ın nilüferinde, Mudurnu’nun saray helvasında, Seben’in elmasında, Kıbrısçık’ın pirincinde rahatlıkla görebiliriz.    

 

Turistler artık sadece tarihi eserlerimizi ve doğal güzelliklerimizi görmeye değil, aynı zamanda kültürümüzdeki değerleri; düğünlerimizi ve derneklerimizi, yemeklerimizi, yaşam tarzımızı, dini inanışlarımızı ve törenlerimizi de görmek, öğrenmek istiyorlar.

 

Bolu ekoturizm için sayılan bütün özellikleri barındırmaktadır. Özellikle İstanbul ve Ankara illerinin arasında yer alması, ekoturizm için büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Bolu bu potansiyeli kendi yerel kaynakları ile kullanmazsa, ekoturizm avantajını bu iki metropole kaptırması an meselesidir.

 

Unutulmamalıdır ki ekoturistler, beş yıldızlı otel konforu değil beş yıldızlı bir doğa tecrübesi yaşamayı tercih ederler, doğal ve kültürel çevreye karşı sorumluluk ve bilinç ararlar, kendi kültürlerinden farklı bir kültür görmek isterler.      

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız