BİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2)

  • 5.08.2022 17:03

 

İkinci hayat denilen evlilik sonrası da kedilerle bağlantım uzaktan uzağa devam etti. Zamanında kafam bir kedi tarafından yalanmış bir kere. Kedi merakım, yolda gördüğüm kedileri sevmekle, yemek yerken yanıma yanaşan aç kedileri doyurmakla, kapımızın önüne gelen kedileri beslemekle, kedi fotoğrafları çekmeyle devam etti. Kapı önünde de hayli kedi besledim. Boncuk, Minnoş, Bıyıklı vb…

Ta ki yeni bir eve taşınıncaya kadar.

Kapı komşularımızın bir kedi sahiplendiğini duydum. Gel zaman git zaman komşu muhabbeti ile karşılıklı kapılar açılınca komşunun kedisi “Mişa” bizim eve de gelmeye başladı.  Bir gün eve geldiğimde eşimin, kızımın ve oğlumun Mişa’yı ilgi ve heyecanla sevdiklerini gördüm. Smokin siyah beyazlı, kibar, ince, temiz ve narin bir kedi olan Mişa, ara sıra pati atsa da sevgisini bizim eve de taşımış görünüyordu.Çocukları anlıyorum da eşimi hayretler içinde izliyordum. Kucağına alıyor, seviyor, halılarının üzerinde gezinmesine müsaade ediyordu. Eşim temizlik konusunda çok hassastı. Her gün elektrikli süpürge çalışır, yerler silinir. İki üç gün ya da haftada bir camlar silinir…

Genlerimizde var demiştim ya. Kızım annesine kedi sahiplenme konusunda baskıyı artırmıştı. Bunda Mişa’nın da etkisi az değildi. Mişa biraz hırçın olduğu için istediği zaman onu kucağına alıp evire çevire sevemiyordu. Yeni bir kedi istiyordu. Oğlumda ablasına destek veriyordu. Ben ise sessiz kalıyordum. Üzerimize alacağımız maddi ve manevi sorumluluğun gayet farkındaydım. Eşim sonunda çocukların ısrarına dayanmayıp kedi sahiplenmeye “evet” demişti.Kedinin bakımları için sorumluluk alma noktasında kızım annesine söz vermişti.

Veee üçüncü kedi maceramız başlıyordu.

Kedimizin ismi “Milo” oldu. Scottish Fold türünde kırık kulaklı, oyuncu ve çok sevimli. Üç aylık yavru kedi Milo ilk zamanlarında ishal sorunu nedeniyle evde sabırları zorladı. Anne sütünden kesilen kedilerin mamaya geçişlerinde böyle durumlar olabiliyormuş. Tuvalete gittiğinde çıkışını dört gözle elimizde mendille bekliyorduk. Bir gün eşimi evde ağlarken buldum. Eli ayağı titriyordu. “alın bu hayvanı götürün diye yalvarıyordu”. Milo’yu veterinere götürdük. Prebiyotikuygulamasından sonra normale döndü.

Şimdi ise hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Sabah kalkınca ters döner ve karnını açar sevdirir. Ödül mamasını aldıktan sonra öğlene doğru uyku moduna geçer. Akşam olunca da bütün maharetlerini gösterir. Son zamanlar salon perdelerine dadandı. Perdelerin ne kadar pahalı olduğundan habersiz yırttı. Evde kedi sahiplenmek isteyen arkadaşlarım oldu. Onlara yaşadığım tecrübelerimi aktardım. Bazılarını sizinle de paylaşmak istiyorum.

Arkadaşlarımın ilk sorusu genelde kedinin bir aylık masrafı ne kadar oluyor? Bence ikinci soru olmalı bu. Birinci soru bir kedinin sorumluluğunu hayatı süresince üzerime alabilir miyim? Ya da alabilir miyiz? olmalıdır. Kedi de bir canlıdır. Her zaman mutlu ve sağlıklı olmayabilir. Aynı insan yavrusu gibi. Onunla oynayacaksınız, seveceksiniz, konuşacaksınız, sadece beslemeyeceksiniz. Kendinizi hazır hissediyorsanız başlayalım.

Evinizden uzak olmayan İyi bir veteriner bulmalısınız. Bir ay içinde on bir kez gittiğimizi bilirim. Kedi tuvalet kabı, kedi kumu, kedi maması, mama ve su kabı, kedi tırmalama tahtası, kedi taşıma çantası, tırnak makası, kedi oyuncakları alınması gerekiyor. Kedi maması ile yetinilmiyor. Ödül maması var. Vitamin ve gıda takviyeli mamalar var. Tabi mamaların pahalı olduğu ve çoğunun yurt dışından geldiğini söylemek gerekir. Mama deyip geçmeyin. Ne kadar kaliteli mama kullanırsanız kediniz de o kadar sağlıklı olur. Bunlar kedinizin sağlıklı olmasını ve fazla tüy dökmemesini de sağlıyor. İçme suyu olarak çeşme suyu değil hazır su verilmeli. Tabi bu hatırlatmalarım sadece evde beslenilen cins kediler için. Sokak kedileri diğer kedilere göre daha dayanıklı oluyor. Cins kediler o kadar dayanıklı olmuyorlar. Her canlı gibi kediler de kendi cinsini çoğaltmak üzere üremek isteyecektir. Erkek kediler kızışma dönemine girdiklerinde kendi bölgelerini işaretlemek ve dişi kedilerin dikkatini çekebilmek amacıyla idrarını belirledikleri yerlere püskürtürler. Bu öğle bir kokudur ki kırk kere yıkasanız kokuyu gideremezsiniz. Püskürtülen yer mobilya ise atılmasında fayda var. Dişi kediler ise kızgınlık zamanı geldiğinde saldırgan olabilmektedir. Evdeki perdeleri, koltukları tırmalayarak zarar verebilmekteler. Veterinerlerin söylediklerine göre kediler on bir, on iki aylık olduklarında kısırlaştırılabilir. Bu zamandan önce yapılan kısırlaştırmalar kedilerin küçük kalmasına ya da az gelişmiş olmalarına neden olabiliyormuş.   Kısırlaştırma işlemi de diş kedilerde daha zor gerçekleşiyor. Erkek kediler kısırlaştırma işlemini kolay geçiriyor. İki türlü narkoz veriliyor. Gaz ile verilen narkozdan kediler daha çabuk uyanıyor. Normal narkoz verilenlerin ayılması bir iki gün sürebiliyor.  Gazlı narkozun ücreti normal narkozundan bir az daha fazla. Arkasından üç gün boyunca veterinere antibiyotik iğnesini yaptırmaya götürüyoruz. Tüm bunları göz alabiliyorsanız, evinizde kedi ile yaşayabilirsiniz.

Zaman geçtikçe o size siz de ona alışıyorsunuz. “Kedi kedidir ne yapsa yeridir” anlayışı ile ona yaklaşırsanız hem onlar hem de siz fazla strese girmezsiniz.

Sabır, sevgi, saygı, hoşgörü, anlayış…

Mutlu bir hayatın şifreleri gibidir kedilerle yaşamak.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız